İzmir’in Ödemiş İlçesine bağlı şirin bir Ege köyü Birgi. Şirin ama köklü bir geçmişe sahip. Onun hikayesi Frig Uygarlığı’ndan Osmanlıya uzanıyor.
Turizm Köyleri Listesinde
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından belirlenen UNWTO 2022 En İyi Turizm Köyleri Listesinde Türkiye'den sadece Ödemiş'in tarih ve kültür mirası Birgi yer aldı. Birgi, 2022 yılında dünyanın en iyi 32 turizm köyünden birisi oldu.
Birgi’nin Tarihi
Birgi, bir Ortaçağ şehri olarak gelişme göstermiştir. Hypaiapa antik şehrinin yer aldığı bölgede yerleşmenin milâttan önce 3000’lere kadar indiği sanılmaktadır.
Frig Uygarlığı (MÖ 750-680), Lydia Uygarlığı (MÖ 680-546), Pers Krallığı, Bergama Krallığı Roma hakimiyetinden sonra Bizans İmparatorluğu hakimiyeti altına girmiştir. Bu dönemde savunma maksadına yönelik olarak ovaya bakan yüksek bir mevkide kale-şehir olup Pyrgion veya Pyrgi adlarıyla anılmaktaydı. Şehrin bugünkü ismi de buradan gelmektedir.
Bölgeye yönelik ilk Türk akınları XI. yüzyılda Selçuklular tarafından gerçekleştirildi. 1193-1199 yılları arasında metropolitlik derecesini kazanan Pyrgion, XIII. yüzyıl sonlarında bölgede faaliyet gösteren Menteşe Bey’in damadı Sasa Bey’in hücumlarına hedef oldu. Sasa Bey şehri, Bizanslılar tarafından bölgeye sevkedilen Katalanlar’ın çekilmesinden hemen sonra muhtemelen 1304’te aldı; onun fütuhatına katılan Aydınoğlu Mehmed Bey ise burayı 1307’de ele geçirerek kurduğu beyliğin merkezi yaptı. Hatta 1312’de burada bir cami, türbe ve medrese inşa ettirdi; onun hâkimiyetindeki bölge Memleket-i Birgi adıyla anıldı. Mehmed Bey’in vefatından (1334) sonra yerine geçen oğlu Gazi Umur Bey tahta çıktı.
1391’e doğru Îsâ Bey tarafından Osmanlılar’a terkedildi. Ancak Ankara Savaşı’ndan sonra yeniden Aydınoğulları’nın eline geçti, bir ara İzmir Beyi Cüneyd Bey tarafından işgal edildiyse de II. Murad tarafından kesin olarak Osmanlı hâkimiyeti altına alındı. Osmanlı hâkimiyetinde, Aydın sancağına bağlı bir kazanın merkezini teşkil eden Birgi, bilhassa XV. yüzyıldan itibaren XIX. yüzyıla kadar uzanan yavaş ve sürekli bir gelişme seyri gösterdi.
1920’de Birgi’yi işgal eden Yunan kuvvetleri 1922’de çekilirken şehri ateşe verdiler. Bunun sonucu birçok ev yandığı gibi derenin doğu yamacındaki mahalleler tamamen ortadan kalktı.
Birgi’de Gezilecek Yerler
Birgi, kendine has geleneksel mimari dokusunu günümüze kadar koruyabilmiş ender yerleşim yerlerinden biridir. 18. ve 19. yüzyıl sivil Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden olan tarihi Birgi evleri, genellikle zemin katları taş üst katları, pencereleri ve tavanları ahşap olan iki katlı yapılar.
Birgi, taş evleri, tarihi konak ve camileriyle, eşsiz doğasıyla gezilecek farklı alanlar sunuyor.
Aydınoğlu Mehmet Bey Camii
Aydınoğlu Mehmet Bey Cami veya halk arasında bilinen ismi ile Ulu Cami, 1312-1313 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği’nin kurucusu Mehmet Bey tarafından yaptırılmış cami. Anadolu’daki beylikler döneminden kalma en eski camilerinden biri olması ve Selçuklu mimarisinin özelliklerini yansıtması nedeniyle önemli bir yapı. Caminin en özel parçaları çinilerle kaplı minaresi, çinili mihrabı ve Türk ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden olan, çivisiz geçme tekniğiyle ceviz ağacından yapılmış minberi.
Caminin hemen yanında da Aydınoğlu Mehmet Bey’in türbesi ile Gazi Umur Bey, İsa Bey, Bahadır Bey gibi Aydınoğulları Beyliği’nin hanedan üyelerinin mezarları bulunuyor. Ayrıca hemen caminin yakınında bulunan, Aydınoğlu Mehmet Bey’in 1310’da kız kardeşi için yaptırdığı Hatuniye Türbesi, burada Aydınoğulları Döneminden kalan en eski yapı.
Çakrıağa Konağı
1761 yılında deri tüccarı olan Çakıroğlu Mehmet Bey tarafından 3 katlı olarak yaptırılan konak, ahşap oymacılık, duvar resimleri, tavan süslemeleri ve kalem işlerini görebilirsiniz.
İki eşi olan Mehmet Bey eşlerinin memleket özlemini gidermek için odalarının duvarlarına duvarlarına İzmir ve İstanbul manzara resimleri yaptırmış. Duvaardaki resimler dönemin sanat anlayışını yansıtması açısından oldukça önemli.
Aydınoğulları Türbesi
Aydınoğlu Mehmet Bey Camii’nin hemen yanında yer alan türbe Mehmet bey vefat ettiğinde yaptırılmıştır. 1334 yılında yapılan türbede Mehmet Bey’in oğulları Gazi Umur, İsa ve Bahadır Bey’in de türbeleri yer almaktadır.
Ümmü Sultan Şah Türbesi
Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından kız kardeşinin ölümü üzerine yaptırdığı Hatuniye Kümbeti olarak da ismini duyabileceğiniz Ümmü Sultan Şah Türbesi, taş yapısıyla dikkat çekmektedir.
Derviş Ağa Medresesi ve Çukur Hamam
Yine Derviş Ağa tarafından 1657-1658 yıllarında inşa edilmiş olan Derviş Ağa Medresesi dönemin medrese anlayışını temsil etmesi bakımından önemli bir yapı. L şeklindeki binanın avlusunda da bir su kuyusu bulunuyor. Medresenin hemen yanında da Derviş Ağa Hamamı veya halk arasındaki ismi ile Çukur Hamam yer alıyor. Her iki yapı da 2011’de restorasyon geçirmiş.
Derleyen: Derya Öztürk
[ilgili-haber=31499]