Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, X hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail’in saldırılarında 30 bini aşkın Filistinli sivilin hayatını kaybettiğini belirterek, “Filistin halkı ve işgal atındaki yurt toprakları zulmün pençesinde, hunhar saldırı ve operasyonların odağındadır. Sayıları 30 bini aşan sivil ve masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. İnsani felaket hazmetme ve tahammül kapasitesini geçmiştir. İsrail, Filistinlilerin hayat ve varlık haklarına karadan ve havadan ölüm yağdırmaktadır. Haysiyet ve hürriyet gibi temel insan hakları yok sayılmaktadır. Soykırım trajedisi artık son bulmalıdır” dedi.

“İsrail ile Filistin arasında ara çözüm değil, kalıcı ve kesin çözüm vasatı oluşturulmalıdır”
Ramazan ayı öncesinde kalıcı ve kesin çözümün gerekliliğini vurgulayan Bahçeli, “11 Mart 2024 tarihinden itibaren karşılayacağımız mübarek Ramazan ayında İsrail ile Filistin arasında ara çözüm değil, kalıcı ve kesin çözüm vasatı oluşturulmalıdır. 10 Mart 2024 tarihinde ilk sahurla birlikte hukuki, siyasi, insani, vicdani ve İslami ölçüler kapsamında muhkem 'Barış Projesi' tezahür ve tedarik etmeli, Türkiye bu konuda öncü rol oynamalıdır. İslam alemi ilk sahura kalktığı anda barış havasının huzur ve güveniyle müşerref olmalıdır. Ramazan ayında kırılgan ve geçici değil, mütekamil ve mütemadi ateşkes kararıyla birlikte onurlu barış ve uzlaşma iklimi ilk sahurdan iki devletli çözüme kadar kökleşerek vücut bulmalıdır. Türkiye ve tüm İslam ülkeleri ortak iradeyle kenetlenip; dökülen kanların durması, Gazze yıkımının sonlanması; aksi halde siyasi, ekonomik ve askeri her türlü insani müdahalenin devreye alınmasıyla ilgili tavır ve tutumu dünyaya ilan etmelidir” ifadelerini kullandı.
Gazzelilere havadan yapılan yardımların göstermelik olduğunu belirten Bahçeli, “Ramazan ayı münasebetiyle temel insani ihtiyaçların temini hususunda elbette seferberlik ruhuyla harekete geçilmeli, petrol zengini ülkeler manevi sorumluklarının vecibesiyle inisiyatif üstlenmelidir. Ramazan ayının bereketiyle Filistin halkının gözyaşları silinmelidir. Mescid-i Aksa’nın hüzün ve ıstırap devri kapanmalıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diyalog çabalarının ve diplomatik temaslarının değerli olduğunu ifade eden Bahçeli, gerektiği takdirde Türkiye’nin her ihtimali masaya koyup restini çekmesi ve bunun da siyasi eylemini planlayıp kahramanlık ve fedakârlık içinde icra etmesi gerektiğini belirtti. Ramazan ayının barış için müstesna bir fırsat olduğunu belirten Bahçeli, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini, fırsat kaçtığı takdirde bölgenin ve dünyanın tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kalacağını, bu durumda Türkiye’nin tarafsız kalmayacağını ifade etti.

“Şer ve şirret emeller karşısında tek yürek olalım”
Devlet Bahçeli, ahlaklı insan ve toplumun sorumluluk duygusunun yüksek olduğunu, bu sebeple sorumluluklarının bilincinde ve mazlumun yanında olduklarını ifade ederek şunları kaydetti:
“Eski dönemlerde var olan ve toplumsal hayatımızı çepeçevre kuşatan ahlaki safiyetin ve toplumsal duyarlılığın müteakip dönemlerde buharlaşıp bireyselleşmesi Kur’an-ı Kerim’in Cuma Suresi’nin 11’inci ayetini çok daha haklı ve geçerli hale getirmektedir. Nitekim şahsi servetler yığılırken bir emr-i azim olan infak yoluyla paranın, hayır kanallarını zorlayarak, vahye uygun düşecek şekilde yukarından aşağıya doğru toplum hayatına akmaması hem sosyal, hem ekonomik, hem de siyasal çarpıklıklara neden olmaktadır. Bu çarpıklığın önüne geçmek için kim zordaysa elinden tutalım, ekmeğimizi bölüşelim, hayır ve hasenatta yarışalım, şer ve şirret emeller karşısında tek yürek olalım. Zekat, fitre, sadakalarımızı ihtiyaç sahibi insanlarımıza muhakkak ulaştıralım. Diyorum ki, Allah bes, baki hevestir. Galip olan yalnızca Allah’tır. Zalimlerin ve zulümlerin akıbeti mahvı perişanlıktır. Aziz milletimizin ve Türk-İslam aleminin Ramazan-ı Şerifi’ni bugünden kutluyor; Allah’tan insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını niyaz ediyor, tutacağımız oruçların ve yapacağımız duaların kabulünü diliyorum.”

Kaynak: İHA