Çalışmak için gittiği şehirde daire kiralamak isteyen M.N.A., emlak danışmanı G.Ş. ile irtibata geçti. İddiaya göre; emlakçı direkt olarak M.N.A.'a medeni halini sordu. Genç kadının bekar olduğunu söylemesi üzerine "Aile şeklinde olacaksa veririz yoksa ev sahibi vermiyor, ev sahibi aile istiyor" şeklinde beyanda bulunan emlakçı, görüşmeyi sonlandırdı. Yaşanılanlar sonrası genç kadın TİHEK'e müracaat ederek; yanlış muameleye maruz kaldığını öne sürdü.

[ilgili-haber=21499]

Aile binası olmasından dolayı evi, aileye kiralamayı tercih ettiler

Müracaatı değerlendiren TİHEK, emlak danışmanı G.Ş. ile yurt dışında yaşayan ev sahipleri E.U. ve eşi R.U.'dan savunma talep etti. Emlak danışmanı; ev sahipleri E. U. ve R. U. ile aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle herhangi bir sözleşme yapmadıklarını, ev sahibinin, eski kiracılarının eve zarar vermesinden, kirayı zamanında ödememelerinden ve binanın aile binası olmasından dolayı evini aileye kiralamayı tercih ettiğini dile getirdi. Ev sahiplerinin talebi ile ilan için arayan müşterilere bu yönde bilgi verdiklerini, ancak kendisinin ayrımcılık yapmadığını zira daha önce de bekar kişilere ev kiralanmasına aracılık ettiğini söyledi. Kurum, konsolosluk aracılığıyla ev sahiplerinin de görüşünü istedi. Ancak resmi yazıya cevap gelmedi.

"Muhatapların ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır"

Müracatı masaya yatıran TİHEK, olayda ayrımcılık ihlalinin yaşandığına hükmetti. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Öncelikle başvuranın, başvuru dilekçesinin ekinde muhatap emlak danışmanı ile yapmış olduğu görüşmenin ekran görüntüsünü sunduğu görülmüştür. Muhatap ev sahipleri ile emlak danışmanı arasında dosyaya yansıyan herhangi bir emlakçı kira komisyon sözleşmesi veya benzeri bir sözleşme yoktur. Ancak muhatap emlak danışmanının, ev sahiplerinin istekleri ile hareket ettiğini ifade etmiş olması dikkate alındığında; ayrımcılık talimatını uygulama hükmü istikametinde sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır. Muhatap emlak danışmanı, ev sahiplerinden aldığı talimatla uyguladığı ayrımcı muameleyi kabul ederken, muhatap ev sahipleri dosyaya görüşlerini kanuni süresi içinde sunmamıştır. Dolayısıyla, olayda muhatapların ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır. Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde başvuranın medeni hali nedeniyle doğrudan ayrımcı bir muameleye maruz kaldığı dolayısıyla da eşit muamele ilkesi ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır. Muhataplar hakkında 10'ar bin TL idari para cezası uygulanmasına oy birliği ile karar verilmiştir." İHA

Editör: TE Bilisim