Filmin Konusu: Nawal Marwan, kızı Jeanne ile bir gün yaşadıkları Kanada'da bir havuza yüzmeye giderler. Jeanne bir köşede yüzerken çevresine bakınır ve annesini bir şezlongun üstünde otururken görür. Yaşlı kadın boş gözlerle derinlere dalmıştır ve az evvel gördüğü şey onu sessizliğe gömer. Durumu ağırlaşan Nawal ölmeden evvel yıllardır sekreteri olarak çalıştığı Noter olan Jean Lebel'e vasiyetini ve bazı mektuplar yazdırır ardından ölür. Ve hikaye bundan sonra başlar…
Incendıes, yönetmenliğini Denis Villeneuve’ün yaptığı 2010 Kanada yapımı bir dram filmidir. Hikaye, Lübnan İç Savaş yıllarında geçiyor. Farklı dinlerden ve topluluklardan olan insanların arasındaki dini ve etnik çatışmaların içinde buluyoruz kendimizi. Ortadoğu toplumuna aşina olduğumuz için birçok sahnedeki çatışma bizi katharsise sürüklüyor. Bazı hikayeler tanıdık geliyor. Kopamıyoruz yangından.
Bu film, acıları abartmadan, onları bulandırmadan olduğu gibi tüm çıplaklığıyla bize gösteriyor. “Bakın işte etnik ve dini çatışmanın neticelerinde bunlar oldu, bu insanlar öldü, öldürüldü, birbirlerine kıyıldı ve yitip gittiler" diyor. Bunu demekle kalmıyor film boyunca bir dakika bile sizi sıkmadan, baymadan oradan oraya sürüklüyor, içine çekiyor.
Filmin en çarpıcı repliği ise Simon’un “Bir artı bir hiçbir eder mi?” cümlesiydi. Bundan sonra zaten Jeanne gibi biz de nefesimizi tutup acının içinde gömülüyoruz.
Filmin finalindeki o replik söylendiğinde sanki bir şey size çarpıyor. Garip bir bulanıklık ve çarpılmışlık hissediyorsunuz. Olabilir mi bu diyorsunuz. Ve olduğunu görüyorsunuz… Tüm çıplaklığıyla, acımasızlığıyla gerçeği duyuyor ve görüyorsunuz ve o yangın içinizde yer ediyor. "Gerçekler acıtıyor." Ve bir artı birin, bazen "bir" ettiğini öğreniyoruz.