AK Parti'nin kurucuları arasında yer alan TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç, İstanbul eski Belediye Başkanlarından Kadir Topbaş’la ilgili açıklamalarda bulundu.
Arınç, yaptığı açıklamada, Kadir Topbaş’ın hiçbir zaman kamu imkanlarını kendi şahsi çıkarları için kullanmadığını söyledi.
Kadir Topbaş’ın yakınlarından ihanet gördüğünü ifade eden Arınç, aynı zamanda iftiraya da uğradığını belirtti.
“DOSTUN DUASINDAN VE GÖZYAŞINDAN BAŞKA BİR ŞEY BULAMADI”
Arınç, Topbaş’ın aile fertlerine de düşmanlık yapıldığının altını çizerek,
“İstedikleri menfaat ve çıkarlara cevap vermediği için ellerindeki basın, siyaset, mevkii ve parti imkanlarını çok acımasızca kullanan, çıkarlarını bölgesel milliyetçilik yaparak perdeleyen bir güruhun hedefi oldu. Bunlar yapılırken yanında birkaç samimi dostun duasından ve gözyaşından başka bir şey bulamadı. Eski dostları suskun kalmayı ve ona sırtlarını dönmeyi tercih etti. O, çok onurlu bir insandı. Aile yakınlarının daha da zarar görmemesi için istifa etti. Aleyhine çalışanlar, İslam'ın en ağır suç olarak nitelediği iftira ve kul hakkıyla hala utanç içinde yaşıyorlar. Kadir Ağabey bu konuda tek bir örnek değildi, bu süreçte pek çok başarılı insan da aynı düşmanlığa maruz kaldı” dedi.
“HAYATTA İKEN HELALLEŞMEDİNİZ ŞİMDİ NE YAPACAKSINIZ”
Aynı zamanda göndermelerde bulunan Arınç,
“Hayatta iken helalleşmediniz şimdi ne yapacaksınız. Durumlarınızı biliyorum, hepinizin tahtı sallandı, düştünüz. Sokağa ve medyaya bile çıkamıyorsunuz. Siyasi arenamızda yeni bir yöntem olarak ortaya çıkan belirli günler ve haftalar siyasetçileri oldunuz” diye konuştu.
“RÜZGAR TERSTEN ESEBİLİR”
Öte yandan Arınç, son olarak,
“Siyaset zemini konjonktüre bağlı olarak dönüşebilir, rüzgâr bazen tersten esebilir, önemli olan ilkelerinize bağlılığınızdır. Farklı esen her rüzgârda dalından kopmuş yaprak misali savrulanlar, girdiği kabın şeklini alanlar, ilkesizliği ve vefasızlığı bir siyasi manevra kabiliyeti gibi görenler ise kısa vadede olanları kar sayan ama aslında ziyanda olanlardır. Elli yılı aşkın zaman bu ülkede siyaset yaptım. Şimdi arkama dönüp baktığımda bana kalan ve dokunabildiklerime aktarabildiğimi düşündüğüm iki önemli husus var işte, İlkeler bütününe bağlı bir siyaset ve vefa” ifadelerine yer verdi.