Ülkenin, zamların yağmur gibi yağdığı, vatandaşın alım gücünün yok denecek kadar azaldığı, iktidarın yönetme yetisini kaybettiği ve hepsinden önemlisi, Anayasanın ve hukukun ayaklar altına alındığı bir dönemden geçtiğini söyleyen Başevirgen,

“'Ben ekonomistim' diyenlerin yanlış ekonomi politikaları yıllardır ülkemizi büyük bir karanlığa sürükledi. Bu yönetim ülkeyi öyle bir batırdı ki, 85 milyon insan bir avuç karuna çalışır oldu. Eğitimden sağlığa, adaletten sosyal yardım ve güvencelere, düşük enflasyon hedefinden, kişi başı milli gelire kadar her alanda büyük bir yıkım yaşandı.” dedi.

“KARANLIK TABLO”

Başevirgen, meclis kürsüsünden iktidarın ülkeyi getirdiği tabloyu aktarırken;

“Eğitim sistemi çöktü. ‘Her ile üniversite’ politikasıyla akademinin içi boşaltıldı. Yurtlarda öğrencilerin barınma sorunu çözülemezken, öğrenciler devletin himayesinde göz göre göre öldü. Et, süt, yumurta girmeyen evlerde çocuklar beslenemediği gibi okulda da beslenme çantaları boş kaldı. Koca devlet, okullarda çocuklara bir öğün ücretsiz yemek veremedi. Merkez Bankası Başkanı bile pahalı diye kiralık eve çıkamazken, ev sahibi ve kiracılar birbirine düştü, toplumsal bir kriz çıktı. Devlet hastanelerinde tedaviye erişim imkansız hale geldi, “giderlerse gitsinler” denilen hekimler, geleceğini yurt dışında arar oldu. Türkiye, hukukun üstünlüğü endeksine göre dünya genelinde 142 ülke arasında 117'ncı sırada yer aldı, ülkede adalet kalmadı. 2023’te “Kişi başı geliri 25 bin dolara çıkaracağız” diyen iktidar bu hedefin yarısına bile ulaşamadı, fakirlik arttı. İşsizlik oranı yüzde 7’ye gerileyecekti, şu an işsizlik yüzde 8,5. Ülkede 9 milyon işsiz var. Her 5 gençten, her 3 kadından biri işsiz. Emeklilerin yarısı 7 bin 500 lira emekli maaşı alırken, çalışanların yarısı 11 bin 402 liralık asgari ücrete mahkum oldu. Ülkede emeğin değeri kalmadı. Yoksulluk oranı yüzde 37,5’ a, sosyal yardım alan hane sayısı 4 milyon 400 bine, sosyal yardımlardan yararlanan kişi sayısı da 17 milyon 600 bine ulaştı. Nüfusun yüzde 98'i açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum oldu. Enflasyon tek haneye düşecekti, bugün TÜİK’in makyajlı enflasyonu yüzde 62. Geliri giderini karşılayamayan vatandaş borç batağına saplandı. Bankalara 2 trilyon 613 milyar lira borçlandı. İcra dairelerine gelen dosya sayısı 13 milyona çıktı.” ifadelerini kullandı.

AÇLIK SORUNU ÜZERİNDEN TARIM BÜTÇESİ ELEŞTİRİSİ

“Ülkedeki en büyük sorun açlık ve yoksulluk” diyen Başevirgen

“Bizim gibi bir tarım ülkesinde açlığın krize dönüşmesi AK Parti iktidarının en büyük ayıbıdır. Açız. Çünkü maliyet yükü altında ezilen çiftçi üretemiyor. Açız, çünkü iktidar kendi çiftçisine vermesi gereken desteği ithalat yoluyla yabancı çiftçilere veriyor. Açız, çünkü milletin efendisi hak ettiği değeri görmüyor. Bu bütçe kabul edilirse, paradan para kazananlara, tüccarlara ve çok uluslu kartellere oluk oluk para akacak. Çukurovalı pamuk, Egeli zeytin ve Akdenizli narenciye üreticisinin, İç Anadolulu tahıl, Karadenizli fındık ve Rizeli çay üreticisinin, Trakyalı sütçünün, Doğu Anadolulu besicinin payına ise faiz, borç ve sefalet düşecek.  Memleketin her yerinde olduğu gibi, Manisalı üzüm üreticileri de çok zor durumda. Bu yıl dolu, don ve aşırı yağışların verdiği zararın yanı sıra özellikle Mildiyö hastalığı nedeniyle Sultaniye kuru üzümde rekolte ve kalite çok düşük oldu. Maliyetlerdeki aşırı artış ve verim düşüklüğü nedeniyle üretici zararına üzümünü satmak zorunda bırakıldı. Bunun sorumlusu TMO’dur. Bunun sorumlusu üzümün taban fiyatını Manisa’ya gelerek bizzat tüccara soran, tüccarın da dediğini yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.”

YEREL SEÇİM MESAJI

Yaptığı konuşmada, önümüzdeki yerel seçimlere dair de önemli mesajlar veren Başevirgen,

“Bu seçim farklılıklarımızın yarıştığı bir seçim olmayacak. Bu seçim zararına üretim yapan çiftçilerle paradan para kazanan tüccarlar arasında olacak. Bu seçim gerçek enflasyonu iliğinde kemiğinde hissedenlerle halkı uydurma verilerle kandırmaya çalışanlar arasında olacak. Bu seçim, çocuğu için muayene randevusu bulamayanlarla, sığınmacılara sağlık hizmetini parasız ve sınırsız verenler arasında olacak. Bu seçim kepenk kapatan yüzbinlerce esnafla, vergi borçları bir kalemde silinen yandaşlar arasında olacak. Bu seçim, açlığa terk edilen işçi ve emeklilerle, dakikada 23 bin lira harcayan saray arasında olacak. Yani bu seçim, halkın yanında olanlarla, halka rağmen bu bütçeyi savunanlar arasında olacak." diye konuştu.

Kaynak: İLKER KILIÇASLAN