Meslek
hayatımın çoğu liselerde idarecilikle geçti, hem de öğrenci mevcudu oldukça
kalabalık okullardı. Mesela en son görev yaptığım Manisa Lisesi’nde bir
zamanlar 172 öğretmen, 3000’i aşkın da öğrenci bulunuyordu. Bu süre içerisinde
çok önemli gerçeklerle karşılaştım. Lise çağında kızı olan ailelerin
sıkıntılarına şahit oldum. İsimsiz yaptığım anketlerle, dilek kutularına atılan
dilekleri ve gerçekleri siz okuyucularımla paylaşmak istedim.
İşte bu çağın bazı gerçekleri: Günümüz
sosyal hayatı her geçen gün tehlikeli olaylara
şahit olmaktadır. Bazen
hiç umulmadık şahsiyetin kızı
beklenmedik tuzaklara düşebiliyor. Ana-babalar baştan tedbirli ve dikkatli
olmak zorundadırlar. Maalesef,
bugün, psikologlara en çok evlilik problemleri ile ana-babaların genç
kızları ile sıkıntıları danışılıyor. Özellikle 16 ile 17 yaşlarındaki kızlar
aile büyüklerini takmıyorlar, hatta ebeveynlerinden nefret edenler bile var. İntihar
oranları kızlardaki büyük farkı ortaya koyuyor. Ahlaksız, sorumsuz bazı gençler
profesyonelce uyguladıkları yöntemlerle aşk–meşk adı altında en donanımlı görünen genç kızları bile tuzaklarına
düşürmeyi başarabiliyorlar. Öyle ki saf temiz iyi niyetli genç kızların ve özellikle de çalışan anne-babalar veya çalışmayan anneler,
çocuklarına zaman ayırmamaları nedeniyle onların boş bıraktıkları dünyalarını
yukarıda sözünü ettiğimiz delikanlılar tarafından kurnazca gönülleri işgal
edilmektedir. Tabii bunun sonucunda çileyi sadece kız ve onun ailesi
çekmektedir Cep telefonu, mail, chat, gibi yollar kapana düşmeyi
kolaylaştırıyor. Çeşitli yalanlarla kandırılan taraflar randevulaşılan yerde ortaya çıkıyor.
Buluşma ve tanışma
gerçekleştikten sonra düşülen beladan kurtulmak zorlaşıyor. Elbette sonuç
hem genç kız, hem de aileleri için ruhsal kırılmalara yol açıyor.
Zaman Zaman Notlarıma Düşenler
•
Ailem
beni anlamıyor, anlayacaklarını da sanmıyorum.
•
Rusya’da Komünizm
yıkıldı; ama bizim
evde devam ediyor.
•
Aile büyüklerim çok geri kafalı beni hiç anlamıyorlar.
Anne-babamla hiçbir konuyu güzelce tartışamıyorum. Bunun yanında apartmanımızın kapıcısıyla daha iyi
dertleşebiliyorum.
•
Hoca’m, benim yaşadıklarımı siz yaşasanız; bir gün bizim evde
duramazsınız. Bazen başımı alıp evden kaçmak istiyorum.
•
Lise son sınıfım,
daha bir gün babam yavrum
deyip bana sarılmadı.
•
Babamın işi benden
ve kardeşlerimden daha önemli.
İşine ayırdığı zamanın milyonda birini bana ve
kardeşime ayırmıyor.
•
Babam uluslararası bir nakliyat firmasında şoför. Ağabeyim ise evimizin mafya babası.
O ne derse o oluyor. Ona bir zarar vermemek için kendimi zor tutuyorum.
•
Annemle hiçbir şeyi konuşmaya gelmez. Kendisiyle paylaştığım her şeyi üzerine bin katıp
babama söylemekten büyük zevk duyar. Annemin bu çirkin huyu yüzünden annemin
yüzünü bile görmek istemiyorum. Sekiz yaşındaki erkek kardeşim bile bizim evde
benden daha özgür. Bazı arkadaşlarımı babalarıyla parkta dondurma yerken
görüyorum ve imreniyorum. Bizim evde ne park ne piknik görülmüş değil.
•
Babamın
akşam eve alkollü gelmemesi için dua ediyorum.
•
Anneme şiddet uygulayan üvey babama bir zarar vermemek için kendimi zor tutuyorum.
İyi Örnekler de Var
1-Çok iyi bir annem ve babam var. Seçme şansım olsaydı
yine annemi ve babamı tercih ederdim.
2-Babamı annemden daha fazla seviyorum; çünkü babam beni annemden daha iyi anlıyor.
3-Her sabah babamla yürüyüşe
çıkıyoruz. Tadına doyulmaz
tam bir saat geçiriyoruz.
4-Ağabeyim problemli; ama
babam tam bir aile reisi. Babamın işleri çok yoğun olmasına rağmen her akşam
bize tam bir saatini ayırır.
5--Annem ve babam verdikleri sözü mutlaka yerine
getirirler. Şayet getiremezlerse ne yüzden getiremediklerini izah ederek bizden
özür dilerler.
6-Annem ve babam aynı zamanda en büyük dostum ve arkadaşım,
Yaşıtlarımdan bazı arkadaşlarım anne ve babalarıyla kuramadıkları dostluğu ve
arkadaşlığı dışarıda aramak zorunda kalıyorlar. İşte felaket de burada
başlıyor.
7-Babam, annemden daha nezaketli. Babam odamın
kapısını çalmadan girmezken, annem dedektif gibi ne zaman girip çıkacağı belli olmaz. Babamın
bana olan sevgisini
ve güvenini hiçbir şeye değişmem. Ben de bu güvene
layık olmaya çalışırım.
8-Genç kız psikolojisini çok iyi anlayan bir
anne ve babaya sahibim.
9-Babamın bazen televizyonun düğmesini kapatarak
benimle yaptığı 5 - 10 dakikalık sohbet bana inanılmaz büyük haz veriyor.
Ulusal Basından
“Ana-babaların,
çocuklarının interneti nasıl kullandıklarını denetlemeleri gerektiği
belirtildi. En son olay, İstanbul
Bayrampaşa’da yaşandı. Tamer (23)
ile Aslı (19) internette tanıştıktan dört ay sonra Çapa’da buluştular.
Birbirlerinden hoşlanarak evlendiler; fakat Tamer,
eski alışkanlığından vazgeçmedi. İnternette
başkalarıyla görüşmeye devam etti. Yine bir başka bayanla görüşmesiyle
evlilikleri çatırdadı. Aslı, dokuz aylık hamileydi. Aslı’nın babası
çeşitli görüşmelerden sonuç
alamayınca Tamer’i dövmeye
kalktı. Kayınpederini dört yerinden bıçaklayan Tamer kaçtı. Yirmi gün sonra Aslı’nın babası öldü. Bu duruma
dayanamayan Aslı, iki kutu antibiyotik içerek intihar etti. Doktorlar, bebeği sağ kurtarmayı başardılar. Aslı, mezara, Tamer ise cezaevine
girdi. Talihsiz bebek, şimdi anneannesinde…”
İnsanlar
yaptıkları yanlışlığa bir mazeret bulabilirler.
Ama çocuklarının yaptıkları yanlışlıklara bir mazeret bulamazlar.
Çocukları yüzünden düşen anne- babaların başını hiçbir vinç kaldıramaz. Çocukların
beyinleri tarla gibidir. Boş bırakılan tarlada yabani otlar ve tikenler biter.
Çocukların Beyinlerini anne- babalar doldurmazsa, onların beyini hangi
tacizcinin, hangi uyuşturucu tacirinin, hangi sokak zibidilerinin dolduracağı
belli olmaz.
Not:www.kadirkeskin.net
sitemde Pdf si bulanan “ Yaşanmış İbretli Anılarla OKUL MÜDÜRÜNÜN GÜNLÜĞÜNDEN”
adlı kitabımdan “ Şafağın Sessizliğini Bozan Telefon “ ile “ Bir Gençlik Hatası “ başlıklı bölümü okumalarını,okurlarıma tesviye ederim.www.kadirkeskin.net