Sevdiğim bir hikaye var cesaret ve değişimle ilgili. Hikaye şöyledir: Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu defa onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki;
"Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."
Hayatımızda çoğu zaman değişim isteriz. Fakat en çok da değişmekten korkarız, cesaret edemeyiz. Oldu ki  kalbimiz buna hazır olmadan deli cesareti ile adım atılsa dahi ilerleyemeden başladığımız noktaya geri geliriz. Gerçek değişim kalpten olmalı.  Bilinç seviyemiz yükseldikçe hayatımızda değişip dönüşmeye başlar. Bu bazen kolay olmaya bilir. Konfor alanımızdan çıkmak cesaret ister, yürek ister, teslimiyet ister. Eğer başarırsak özgür irademizle seçtiğimiz hayatı yaşamak kolaylaşır, bu dünyada ki ruhsal cennetimizi olustururuz. Aksi taktirde hayatımız tam bir cehennem olur. Peki siz hangisini seçiyorsunuz? Değişim için cesaretiniz var mı?