Öğleden sonra başlayan,

Lodos, ağaç dallarındaki son yaprakları da döktü.

 

Ağaçlar

Kalın kabuklu gövdesinden,

Dallarına yürüyen suyu,

Sonbaharın ilk günlerinden başlayarak

Yavaş, yavaş gövdesine çekmeye başlamışlar,

 

Susuz kalan, sararmış,

Kızıl kahveye çalan cansız yapraklar,

Rüzgarın önünde bir an önce sürüklenmeye can atıyorlardı!

 

Ya rabbim!

Ağaçların kış hazırlıkları,

Ayazda kalan insanın kollarını, gövdesine yapıştırmasına,

Omuzlarını kaldırıp,

Kafasını, göğsüne doğru çekmesine ne kadar benziyordu?

 

Anlaşılan her canlı,

Kışın bedenini küçültüp ısısını

Koruma iç güdüsüne sahipti!

Bu yolla yaşama tutunuyorlar ayakta kalıyorlardı.

 

Milyonlarca yıldır

Doğa yaşamına uyum sağlamışlar

Onun güçlerinden.

Yağmur, kar ve rüzgardan yana şikayetleri yoktu.

 

Ne kötülük geliyorsa, şu insan

Denilen canlıdan geliyordu.

 

Kah ellerinde bir balta ile geliyorlar

Dallarını ve gövdelerini kesiyorlar.

Kah!

Çocuklar dallarını kırıyorlardı

 

Yapılanlar yetmiyormuş gibi.

Genç delikanlılar ellerinde çakıyla,

Kalp işaretini, kabuklu gövdelerine,

Kazıyarak, bedenlerini kanatıyorlardı.

 

Kanama insanın elinin kesilmesine

Benzemiyordu.

Onlar kesilen yerlerini salt öz sularını akıtarak

Yaralarının bir an önce kabuk bağlamasına çalışırlarken,

Delikanlılar

Bıçağın kesici ve delici ucuna,

Daha da bir güç uygulayarak

Bedenlerini daha çok deşiyor,

Daha çok tahrip ediyorlardı.

Tabiri yerindeyse; “ BIÇAK KEMİĞE DAYANIYORDU !”

 

Büyük ihtimalle

Konuşabilseydiler." canımız çok acıyor " diyeceklerdi

 

Ya da elleri kolları olsaydı,

Dallarından kopardıkları odunla kendilerini koruyabileceklerdi!

Ama

Toprağa sabit kökleri ve her daim göğe kalkmış kollarıyla

" teslim olan esir insan.”

Görünümündeydiler!

 

Şu insanların

“ YAŞ KESEN, BAŞ KESER, ”

Atasözü de umurlarında değildi.

 

İnsanoğlunun Dünya’daki yaşamı için

Milyonlarca yıldır

“KARBONDİOKSİT ALIP OKSİJEN VERİYORLARMIŞ”

Onlarsız yeryüzünde yaşam olmazmış!

Olmasına olmazmış da!

Kafasına yeşili katletmeyi

Koyan insanı yolundan ne alıkoyabilir ki!

 

Ne zaman gövdesine

Reçinesini, göz damlası şeklinde

Akıtan bir çam ağacı görsem,

İnsanoğlu tarafından ağlatıldığını düşünürüm!

 

Hele

Kauçuk ağacına bıçakla atılan FAÇALARI gördükçe

Yüreğimin çizildiğini hissederim.

 

Lodostan, kasırgadan ötürü

Köklerinden de sökülüp yere düşseler

“Rüzgar kırdı dalımı, insanoğlunun günahı yok “

Diyecekler büyük ihtimalle.

 

Lakin

Kendisine de diğer canlılara da,

“bir ağaç gibi hür,

Bir orman gibi kardeşçe yaşamaya izin vermiyor “

Düşüncesiz canlı!