Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday ile arpada rekolte tahminini ve çiftçilerin destek beklentisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bayraktar, 2023-2024 üretim sezonunda bahar aylarında yağışların düzensiz olması ve sıcaklıkların aniden yükselmesinin bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkilediğini belirterek, ani sıcaklık değişimlerinin bitkileri strese soktuğunu dile getirdi.
“Düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor”
Sıcaklık değişikliklerine uyumlu bitki çeşitlerinin geliştirilmesiyle sıcaklık stresinin etkisi ve verimdeki düşmelerin önlenebilir olduğunu da ifade eden Bayraktar,
“Nisan ayı yağışları normaline göre Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 70, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 57, Ege Bölgesi’nde yüzde 54, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 53, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 46, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 30 ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 24 oranında azaldı. Mayıs ayında ise ülke genelinde normaline göre yüzde 33 ve geçen yıl mayıs ayı yağışlarına göre yüzde 5 artış meydana geldi. Mayıs ayında normaline göre Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 48, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 49, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 44, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 25 artış gerçekleşti. Marmara Bölgesi’nde ise yağışlar normaline göre yüzde 19, Ege bölgesinde yüzde 30 oranında azaldı. Hububatın suya en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerdeki Mart, Nisan ve Mayıs aylarında düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor” açıklamasında bulundu.
“Arpada yüzde 15, buğdayda yüzde 8-10 azalma bekliyoruz”
İklimsel nedenlerle hasadın bu yıl erken başladığını ve ülke genelinde hasadın neredeyse yarısı tamamlandığını söyleyen Bayraktar,
“Başta Adana olmak üzere Çukurova’da hasat tamamlandı. Çukurova’da verimde geçen yıla göre artış görülüyor. Ancak hasadın bazı illerde devam edip bazı illerde sona yaklaştığı ve buğday ekilişinin yüzde 11’ini oluşturan Marmara Bölgesi ile hasadın hızla devam ettiği buğday ekilişinin yüzde 37’sini oluşturan İç Anadolu Bölgesi’nde çiftçilerimiz verimde de umduğunu bulamadı. İlkbaharda oluşan olumsuz iklim şartları nedeniyle özellikle arpa rekoltesinde geçtiğimiz yıla göre önemli oranda düşüş bekliyoruz. Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda hasadı devam eden arpada rekoltenin geçen yıla yaklaşık oranla yüzde 15 azalarak 9,2 milyon tondan 7,8 milyon tona, buğday rekoltesinin ise yüzde 8-10 seviyesinde azalarak 22 milyon tondan yaklaşık 20 milyon tona düşeceğini tahmin ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Serbest piyasada fiyatlar, müdahale alım fiyatının altında gerçekleşiyor”
Açıklanan müdahale alım fiyatında olduğu gibi bazı bölgelerde çiftçilerin verimde de umduğunu bulamadığını ifade eden Bayraktar, çiftçilerin bir sonraki sezona hazırlık yapmak için tedirgin olduğuna dikkati çekti. Serbest piyasada arpa fiyatları müdahale alım fiyatı açıklanmadan önceki fiyatlara göre yüzde 7,7, buğday fiyatları ise yüzde 6 oranında gerilediği bilgisini de veren Bayraktar,
“Geçtiğimiz hafta arpa fiyatları ortalama ton başına 7 bin 70 lira, ekmeklik buğday fiyatları ton başına 9 bin 8 lira, makarnalık buğday fiyatları ise ton başına 9 bin 607 lira seviyelerine kadar düştü. Ekmeklik buğday fiyatlarında müdahale alım fiyatı açıklandıktan sonraki dönemlerde borsalarda yüzde 5 ile yüzde 13,4 oranlarında, arpada ise yüzde 10,7 ile yüzde 14,8 oranlarında düşüş oldu. Buğday fiyatlarındaki gerilemede her ne kadar arz artışı ve kalite düşüklüğünün etkisi olsa da ürününü borsada satma imkânı olmayan ve borcundan ötürü bir an önce satmak isteyen özellikle küçük aile işletmesine sahip üreticilerimiz ürününü müdahale alım fiyatının oldukça altında tüccara satmak zorunda kalıyor” şeklinde konuştu.
“Buğday için ton başına bin 750 lira, arpa için ton başına 750 lira fark ödemesi desteğinin artırılması gerekiyor”
Bayraktar, oluşan olumsuz tablonun ortadan kaldırılması ve rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak açıklanan müdahale alım fiyatlarının revize edilmesi gerektiğini vurgulayarak,
“Buğday için ton başına bin 750 lira, arpa için ton başına 750 lira fark ödemesi desteğinin artırılması gerekiyor. Türk çiftçisi her türlü olumsuzluğa rağmen fedakâr bir şekilde üretime devam etse de onlara verilecek en büyük destek doğru hazırlanmış, ülke ve çiftçi menfaatleri doğrultusunda saha gerçekleriyle örtüşen uzun vadeli tarım politikalarıdır” diye konuştu.