Telsiz ve akıllı telefonların İsrail tarafından tarafından patlatılması çok sayıda Lübnanlıyı yaraladı. Bu olayların ardından elektronik cihazların tehlikeli olduğu ve devletler tarafından silah olarak kullanılabileceği konuşuluyor.
Son dönemlerde İsrail ve Filistin arasında yaşanan şiddetli çatışmalar, dünya genelinde büyük yankı uyandırıyor. 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in gerçekleştirdiği bir saldırı ise, teknolojinin savaşlardaki rolünü yeniden tartışmaya açtı. İsrail, saldırı sırasında telsiz ve akıllı telefonları patlatarak, dünyada bir ilke imza attı. Bu saldırı, özellikle Lübnan’da birçok sivilin yaralanmasına neden olurken, elektronik cihazların savaş aracı olarak kullanılabileceği endişesini artırdı. Saldırı sonrasında uzmanlar, bu tür elektronik saldırıların yalnızca bölgede değil, tüm dünyada bir tehdit oluşturabileceği konusunda uyardı. Özellikle iletişim araçları ve elektronik cihazların bu şekilde silah haline getirilmesi, Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede büyük bir güvenlik açığı yaratabileceği yönünde endişelere yol açtı. Elektronik cihazların tehlikeli bir silaha dönüşebileceği gerçeği, Türkiye'de de tartışmaları beraberinde getirdi. Uzmanlar, bu tür saldırılara karşı alınacak önlemler konusunda farklı görüşler ortaya koyuyor. Öncelikle, kritik altyapıların korunması için yerli ve milli yazılımların kullanılması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, iletişim cihazlarının dış müdahalelere karşı daha güvenli hale getirilmesi için yeni teknolojiler üzerinde çalışılması gerektiği ifade ediliyor. Siber güvenlik uzmanları, ülkelerin elektronik cihazları bir silah olarak kullanma potansiyelini ciddiye alması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Bu bağlamda, siber savunma sistemlerinin geliştirilmesi, kişisel ve kurumsal veri güvenliğinin sağlanması büyük önem taşıyor. Bu konu üzerine Manisa Meydan Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Bilişim Uzmanı Ali İzmirli, Türkiye’nin de bu tür saldırılara karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. İzmirli, bu saldırıların teknolojinin ne kadar tehlikeli bir silaha dönüştüğünü gösterdiğini ifade ederek, Türkiye’nin yerli ve milli teknoloji üretimine daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini vurguladı.
“Zararlar minimize edilebilir”
Bilişim Uzmanı Ali İzmirli, dijital savaşların günümüzün en önemli tehditlerinden biri haline geldiğini belirtti. İzmirli, “Telefonların kendiliğinden patlaması gibi olaylar, genellikle uzaktan yapılan yazılım manipülasyonları ve cihazların kritik bileşenlerine saldırılarla mümkün olabilir. Özellikle askeri hedefli dijital operasyonlarda bu tür yöntemler kullanılarak, karşı tarafın iletişim altyapısı ve teknolojik araçları felç edilmeye çalışılıyor. Türkiye gibi ülkeler de benzer dijital saldırılara maruz kalabilir. Ancak, her ülkenin siber güvenlik altyapısı bu tür tehditleri engellemek veya en azından zararlarını minimize etmek için sürekli gelişiyor. Bu tür saldırılara karşı koyabilmek için yerli teknoloji üretimi ve kritik altyapıların güvenliğini sağlamak büyük bir önem taşıyor” diye konuştu.
“Farklı yöntem kullanılabilir”
Dijital saldırıların sadece telefonlarla sınırlı olmadığını dile getiren Ali İzmirli,
“Akıllı ev sistemlerinden, otomobillere, endüstriyel kontrol sistemlerinden, tıbbi cihazlara kadar internete bağlı olan her cihaz potansiyel bir saldırı hedefi olabilir. Bu nedenle, özellikle kritik altyapılarda kullanılan elektronik ürünlerin güvenliğini sağlamak, yazılım güncellemelerini düzenli yapmak ve siber güvenlik açıklarını minimize etmek gerekiyor. Saldırganlar, bir cihazın zayıf yönlerini keşfettiklerinde onu sabotaj etmek için birçok farklı yöntem kullanabilirler” şeklinde konuştu.
“Güvenlik güncellemelerini düzenli olarak yapılmalı”
Vatandaşların kendilerini koruması için önemli tavsiyelerde bulunan İzmirli, son olarak şunları söyledi:
“İnsanların bu tür tehditlere karşı kendilerini koruması için birkaç temel adım izlemeleri gerekir. Öncelikle, kullandıkları cihazların güvenlik güncellemelerini ve yazılımlarını düzenli olarak güncellemeliler. Ayrıca, güvenilir olmayan kaynaklardan uygulama indirmekten kaçınmalı ve cihazlarına güvenlik yazılımları yüklemelidirler. Elektronik cihazları kullanırken dikkatli olmak ve özellikle hassas bilgilerle uğraşıyorlarsa, cihazlarını güvenlik katmanlarıyla (şifreleme, iki faktörlü kimlik doğrulama gibi) korumaları önemlidir. Ayrıca, kritik görevlerde kullanılan cihazların internete bağlı olmaması ya da sadece güvenli ve izole ağlar üzerinden çalıştırılması daha güvenli olabilir. Unutmayalım ki dijital güvenlik, sadece devletlerin değil, bireylerin de sorumluluğunda olan bir konudur.”