Kadınlar öldürülüyorlardı nerde oldukları önemli değil ama kadınlar öldürülüyorlardı. Bazı kadınlar ise yalnızca okula, işe, belki de arkadaşıyla kahve içmeye gitmek için kullandığı sokakta, evine varmak ve evde merakla bekleyen annesinin yanına gitmek için bindiği otobüste katledildiler. Ve daha niceleri geride hayattan koparılma korkusuyla yaşıyor.
Kadın cinayetleri sadece kadınları öldürerek olmuyordu. Bazen de bir cani sırf bir kadından intikam almak, onun canını yakmak için onun evlatlarını bile öldürüyordu. Bir programda evlatları elinden alınan bir anne haykırdı. O konuştu ve herkes ağladı.
Eşinin canı yansın diye...
Boşanma kararı alan eşinin canı yansın diye, Murat Keklik isimli şahıs, kendi öz evlatlarını 2024 yılının temmuz ayında öldürdü. Ankara’da Murat Keklik adlı fail, eşinin boşanmak istemesi sebebiyle çocuklarını rehin aldı. Daha sonra 11 yaşındaki Doğa Keklik ve 14 yaşındaki Yağız Keklik’i ateşli silahla öldürüp aynı silahla intihar etti. Masum canlara kıydı ve yüreğine ateş düşmüş bir anne kaldı geriye. Üstelik anne, Murat Keklik’in çocukları öldürme tehditleri hakkında şikayette bulunmuştu. Defalarca söylemişti, kimse duymadı.
Temmuz ayında gerçekleşen bu olayın acısını anne ekim ayında katıldığı bir programda anlattı. Duyanların yürekleri yandı. Kimse onu duymadı o zamanlar. Bir programda mikrofonu aldı eline ve başka canlar yanmasın diye anlattı. “6284’ü de bilmem, İstanbul Sözleşmesi’ni de bilmem, ben 2 çocuk annesiyim hala anneyim… 100 gün önce benim çocuklarım babaları tarafından melek oldu. 2 çocuğum babaları tarafından öldürüldü. 100 gündür atamadığım çığlığı atmaya geldim buraya, ben sadece boşanmak istemiştim.” O annenin attığı çığlık yürekleri yaktı.
İklim Altınsoy, Cansu Aslan, Songül Budak, Emine Durmuş, Hüsne Topal, Müge Elbeli… Ekim ayına gelindiğinde ise öldürülen kadınların ve çocukların sayılarında ki artış ve cinayetlerin önü geçilememesi acı tabloyu ortaya serdi. Verilen cezalar yapılan eylemler yetersiz kalıyordu ve kadınlar cinayete kurban gidiyorlardı.