CHP’li Başevirgen’e yaşadıkları mağduriyeti anlatan çiftçiler, çayın simsiyah aktığını söyleyerek “Tarımsal işletme kimyasal atıklarını olduğu gibi buraya boşaltıyor. Kokusu Derbent’e kadar gidiyor. Arıtma tesislerini çalıştırmıyorlar. Yazın burada kokudan durulmuyor. Yazık değil mi bu çaya? Yer altı suları, hayvanlar hep zarar görüyor.” diye dert yandı.
“SESİMİZİ DUYAN YOK”
Tarımsal işletmenin 10 yıl önce kurulduğunu ve tesisin kurulmasından sonra çaydaki kirliliğin de arttığını söyleyen muhtar Ruhi Başkurt ise yaşanan kirlilikle ilgili olarak DSI yetkilileri ile görüştüğünü ancak bir sonuç alamadığını belirterek, "CİMER’e defalarca şikayet ettik hiç cevap yok. DSİ yetkilileri ile görüştük, bir sonuç alamadık. Bu bir çevre felaketi. Ancak sesimizi duyan yok. İyilikle çözülmüyor, kanunla çözülmüyor. Bunun artık bir çözümü olsun." dedi.
“SADECE KARACAALİ DEĞİL GEDİZ DE KİRLENİYOR”
Çaya boşaltılan kimyasal atıkların sadece Karacaali Çayını değil Gediz Nehrini de kirlettiğini söyleyen çiftçiler, “Karacaali çayı Gediz’e dökülüyor. Bu kirli su olduğu gibi Gediz’e karışıyor. Menemen havzasına kadar gidiyor. Bu asitli sular topraktan emiliyor bizim içme suyumuza da karışıyor. Sondaj kuyularımızın sularında bile bir tuhaflık var. Tarımsal amaçlı kullandığımız sular zarar görüyor. Ağaçlarımız bile kurudu” diye konuştular.
“CANLI YAŞAMI TEHLİKEDE”
Bölgede yaşayan hayvanların da bu kirlilikten zarar gördüğünü söyleyen çiftçiler, “Bu dereden su içen arılarımızın yarısı öldü. Çünkü olduğu gibi asit. Çaydan su içen köpekler uyuz oldu, bazıları öldü. Koyunlar sudan geçtiği için telef oldu. Köpeklerimizin ayak bileklerindeki tüyler tamamen döküldü. Çayda kurbağa ve kaplumbağa kalmadı. Canlı yaşamı bitti.” dedi.
CHP’li Başevirgen yaptığı açıklamada, “Burada kimse fabrikaya karşı değil. Tek istedikleri fabrikanın arıtmasını yapması ve çevreyi kirletmemesi. Yetkilileri bir an önce göreve davet ediyoruz. Bu çevre felaketini yaratan işletmelerin denetlenmesini ve gerekli işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.” dedi.
ERHAN GÖRDES