Alaşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde, Toptepe mevkiinde bulunan Helenistik dönem antik tiyatronun ortaya çıkarılması için yapılan kazı çalışmalarında gözler, ilçenin turizmine önemli katkı sağlayan St. Jean Kilisesi çevrildi. Merak konusu olan kilisenin tarihine bir göz atalım…


Hristiyanlığın İlk Kiliseleri
İncil'in son bölümü Küçük Asya Havarisi adıyla bilinen 'Havari Yuhanna'nın vahiylerini bildirir ve bu kısımda dünyanın sonu, kıyamet günü gibi kavramlardan söz edilir. İşte bu kitapta adı geçen ve kendilerine mesajlar yollanan Yedi Kilise, Hıristiyanlığın ilk kiliseleri olarak kabul edilirken söz konusu Yedi Kilise, Türkiye sınırları içerisindedir.

 


Yedi Kollu Şamdan Simgesi
Kutsal kitap'ın son kısmı 'Yuhanna'nın Apokalips'i diye tanınır ve bazı durumlarda bu 'apokalips' sözcüğü kıyamet gününe eş anlamlı olarak kullanılır. Bu bölümde kullanılan simgeler de ilginçtir. Yedi Kollu Şamdan aslında bir Musevi simgesi olmakla birlikte burada Küçük Asya'nın yedi kilisesini, yedi yıldız da bu kiliselerin meleklerini ya da daha somut bir ifadeyle, kiliselerin rahiplerinin belirtir. Hz. İsa, Havari Yuhanna'ya görünür ve bu yedi kiliseye iletilmek üzere 'mesajlar' verir. Kutsal Kitap'ta yer alan bu yedi kilise, Efes (Selçuk), İzmir, Bergama, Thyateira(Akhisar), Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir) ve Laofikeia (Goncalı)'da bulunmaktadır. 
Kilise sözcüğü, bir 'bina'dan ziyade bir 'cemaat' anlamındadır. İlk dönemlerde Hıristiyanlar, çıkarları sarsılan Musevi ve çok tanrılı toplumların baskısı altındaydı. O günlerde ayinlerini yapmak için dağlarda, mezarlıklarda, katakomplarda gizli gizli toplanan yeni din taraftarlarının, Küçük Asya'nın en küçük kentinden bile adeta adres belirtir gibi belirli bir kilisede bir araya gelmeleri düşünülemezdi elbet.


 
Altıncı kilise Bergama (Pergamon) kralı II. Attalos Philadelphos tarafından kurulan kurulduğu kabul edilen Philadelpheia'dadır. Bugün Alaşehir olarak tanınan bu antik kent, zamanında Küçük Asya'nın batı bölgeleri ile iç bölgeleri arasında bir geçiş kapısı olarak ticaret dünyasında önemli bir yer edinmiştir. 

Bizans Döneminde önemini koruyan kent, bu dönemde sağlam bir surla çevrilmiştir. Döneminde, tapınaklarının ve kentte yapılan festivallerin çokluğundan dolayı “Küçük Atina” diye anılmıştır. Havarilerden Ioannes adına yapılan kilisenin altı paye (fil ayağı) üzerine kurulan yapıtın bugün sadece üç tanesi ayakta kalabilmiştir. Payelerin 5 metre yüksekliğindeki fresk havari portreleri tahrişler nedeniyle zor görülmektedir. Doğuya düşen paye duvarında Meryem ana önünde ayin yapan bir grubun renkli tablosu da yine tahrişler nedeniyle zor seçilebilmektedir. 

Hristiyanlık dininin ilk merkezleri içinde sayılan kilise, Hristiyanlığın yayılmasında etkin rol üstlenen mâbetler arasında gösterilir. İnanç turizminin gelişmesinde büyük paya sahip olan bu kilisenin tarihi onu ziyaret etmek için yeterlidir.


Kilise günümüzde zaman zaman restore edilerek korunmaya çalışılmaktadır. Kültür Bakanlığı tarafından korumaya alınmıştır. 09:00 ile 17:00 saatleri arası ziyarete açık olan St. Jean Kilisesi, asırlara meydan okuyup bugüne ulaşan kalıntılarıyla ziyaret edenleri kendisine hayran bırakıyor.   [ilgili-haber=30528]

 Kaynak: Alaşahir Kaymakamlığı