Doğru Yol Partisi (DYP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve Anadolu Düşünce ve Strateji Merkezi Temsilcisi İlkay Şimşek, ekonomik politikalar üzerinden iktidara sert eleştiriler yöneltti. Şimşek, ekonomik göstergelerle pembe tablolar çizilse de gerçekte emekçi ve emeklinin yoksulluk içinde yaşamak zorunda bırakıldığını ifade etti. "Asgari ücret artık açlık sınırının altına düştü. Emekçiler insanca bir yaşam talep ediyor, ancak bu talepler görmezden geliniyor," diyen Şimşek, iktidara ekonomik adaletsizliklere son verme çağrısında bulundu.
“Emekçilerin sırtına yüklenen adaletsiz vergi kamburlarını kaldırmalıdır”
İlkay Şimşek emekçilerin sırtına yüklenen adaletsiz vergi kamburlarını kaldırmalıdır diyerek: "Hangi makroekonomik denge emekçiyi yoksulluğa sürükler ve hangi satın alma gücü milletin enflasyon altında ezilmesini sağlar, elbette bu milletin insanca yaşama isteğinden başka hiç bir talebi yoktur, insan onuruna yakışır bir ücret talep etmesi de en doğal hakkıdır, bu talebi yok sayarak yürütülen politikalar sadece sefaleti kurumsallaştırmaya yarar. Asgari ücret yoksulluk sınırının altındayken şimdi açlık sınırının altına düşmüştür, bu durumda milletin refahından bahsetmek mümkün değildir, gerçek olan Türkiye’de emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin her gün daha da derinleşen bir yoksullukla yüz yüze gelmeleridir. Açlık sınırı son bir yılda 6 bin 500 lira artarak 21 bin liraya ulaşmış, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı asgari ücretin 4 bin lira üzerine çıkmıştır, buna karşın millet pembe tablolar çizilerek ve süslü ekonomik laflar kullanılarak oyalanmaktadır. İktidar bu oyalama politikalarına son vermeli, enflasyon karşısında eriyen tüm maaşlar derhal revize etmeli, emekçilerin sırtına yüklenen adaletsiz vergi kamburlarını kaldırmalıdır “ifadelerini kullandı.
“Emeklilerin aldığı maaş eline geçmeden eriyor”
DYP GİK Üyesi İlkay Şimşek, konuşmasına şu şekilde devam etti "Ekonomist olduklarını iddia edenler hiç emeklinin gözünün içine bakmıyorlar mı? Emekli 10 veya 12 bin lira maaşla kira mı, doğalgaz mı, elektrik mi, su mu ödeyecek, pazara mı gidecek, erzak mı alacak, peki bu emekli karnını nasıl doyuracak? Emekliler derin yoksulluk içindedir, hayatta kalma mücadelesi vermektedir, yaşamıyor, sadece yaşamaya çalışmaktadır. Emeklilerin aldığı maaş eline geçmeden eriyor. Bir ev tutup, kiralayıp, oturabilecek durumda değiller. İktidar ve ortakları, ittifak mensupları, yandaşlar ve destekçileri, şunu iyi bilmelidir; emekli olmak demek sadece bir ekmek ve makarna ile karın doyurmak değildir. İnsanların sosyal hayatı olmayacak demek değildir, evlere tıkılmak, hapsolmak demek değildir, sinemaya, tiyatroya gidememek, seyahat edememek, akraba, eş, dost ziyareti yapamamak demek değildir. Herkes bir gün emekli olacak, bu ülkenin emeklilik sorunu gerçek bir beka sorunudur, onun için herkes ve tüm emekliler sorunlarına sahip çıkmalıdır."
“İsrail'e her zaman olduğu gibi dikkat edilmelidir”
Şimşek son olarak, "Suriye'de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak tek söylenmesi gereken, Suriye'nin geleceğinin belirlenmesi ve kaderiyle ilgili kararların sadece Suriye halkına düştüğüdür. Bize ve herkese düşen Suriye'nin birliğine, ulusal egemenliğine saygı gösterilmesidir. Görülüyor ki Suriyeliler istikrarlı ve kapsayıcı geçiş düzenlemelerinin hayata geçirilmesi yönünde oldukça isteklidir. Suriyeliler toplumlarını yeniden inşa etmeye çalışırken öncelikle sınır komşuları ve tüm dünya ülkeleri tarafından desteklenmelidir. Ancak burada İsrail'e her zaman olduğu gibi dikkat edilmelidir, Filistin halkına soykırım uygulayan bu katil devletin şimdi de Suriye'de bulunan tampon bölgeyi ele geçirmesi tehlikeli bir gelişmedir, bu durum Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü aleyhinde açık bir saldırı şeklinde değerlendirilmelidir. Uluslararası hukuk İsrail tarafından bir kez daha açık bir şekilde ihlal edilmiştir, İsrail'in bu fiili durum yaratma politikası bölgede daha fazla şiddet ve gerginliğe yol açacaktır. İsrail’in saldırgan politikalarına karşı uluslararası toplumun birlik içinde hareket etmesi gerekmektedir. Türkiye olarak yaşanan gelişmeleri doğru okumalı ve akılcı hamleler yapmalıyız, aksi taktirde şu an yaşadığımız terör olaylarından çok daha etkili ve güçlü saldırılarla karşılaşabilir, sınırlarımızda büyük çatışmalar yaşayabiliriz."