İYİ Partili Sunat’a İl Başkanı Zafer İksir ve Yunusemre İlçe Başkanı Tufan Akan eşlik etti. Manisa’nın sorunlarını ve çözüm yollarını her ortamda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getireceği sözünü veren Milletvekili Şenol Sunat il ve ilçe başkanlarıyla birlikte yerel seçim süreci konusunda bir toplantı yaptıklarını ifade etti. Ülkedeki ekonomik sıkıntılara da değinen Sunat “Türkiye’deki ekonomik bozuklukları kapatmanın yolunu vergiye bağladılar.” dedi.
Partisinin il başkanlığında gazetecilerle bir araya gelen İyi Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, ülke genelindeki ekonomik sıkıntılardan Manisa özelindeki bir çok konuya temas etti. Şenol’un ekonomi gündeminde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ti. Türkiye ekonomisinde başından beri yanlışlıkların olduğunu aktaran Sunat, “Türkiye Mehmet Şimşek ile faizi artırdılar. Neticede bu cari açığı kapatmanın Türkiye’deki ekonomik bozuklukları kapatmanın yolunu vergiye bağladılar. Hiç durmadan vatandaşın üstüne binen vergileri görüyoruz. Mecliste en son motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili bir madde geçti. Yani arabası olan herkes iki kere motorlu taşıtlar vergisi ödeyecek.
Bu Anayasa’nın 73. Maddesine göre aykırıdır. Herkesten ikinci kez motorlu taşıtlar vergisi alınmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi 2003 yılında ret etti. Vergiyle bu açığı kapatmak insafsızlıktır. Akaryakıta gelen bu zam iğneden ipliğe her şeye etki edecektir. Asgari ücretle çalışan nasıl geçinir, nasıl hayatını idame ettirir. Nasıl kirasını öder, nasıl çocuğuna bakar, eğitime nasıl ayırır. Eğitim masraflarını karşılayamaz. Büyük bir sıkıntı. Doğru bir ekonomi ile yönetilmiyoruz maalesef. Onun için biz İyi Parti olarak Millet İttifakı olarak parlamenter sistemde hukuk devleti olalım istedik. Hukuk devleti olmadan güven olmaz. Güven olmazsa yatırımcı getiremeyiz.” ifadelerini kullandı.
“TÜRK ÇİFTÇİSİNİ ÖLDÜRMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPTIK”
Akaryakıta eklenen ÖTV zamlarına da değinin Sunat “Şuan üretimin önü kapanıyor. Akaryakıt bu kadar pahalı iken ona göre gübrede pahalanacak. Çiftçi nasıl kazansın, çiftçi nasıl üretsin. Ürettiğini de tüketiciye nasıl ucuz versin. Türk çiftçisini öldürmek için her şeyi yaptık. Geçtiğimiz günlerde Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne gittik. Manisa olarak günde 75 bin ton süt toplanırken 15 bin tona düştüğü söyleniyor. İnekler kesime gitti, hayvan yok diyorlar. Üretmeden Türkiye’nin kalkınması mümkün değil“ diye konuştu.
YEREL SEÇİM HAZIRLIKLARINI BAŞLATTIK
Yerel seçim hazırlıklarını başlattıklarını belirten İyi Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, “Şu anda biz tek başımızı girecekmişiz gibi hazırlıklarımızı başlattık sadece Manisa’da değil bütün Türkiye’de. Tabi ki önümüzdeki süreçte kurullarımız, bu konuda görevli arkadaşlarımız, genel başkanlar arasında görüşmeler olabilir onu bilemem. Biz tek başımıza nasıl kazanırız çalışmasını başlattık. Ona göre bir çalışma yapılır ama bugün için ittifak konusu gündemde değil. Bu konuda görevli yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcıları görüşebilir, değerlendirebilir. Önümüzdeki süreçte bunu hızlı bir şekilde yapmakta fayda olduğuna inanıyorum. Çalışmalarımızı hızlandıracağız. Manisa’da gördüğüm kadarıyla İyi Parti’nin çok değerli aday adayları var. Bunlar giderek artacak. Alan çalışmaları başlatılacak ve İyi Parti’nin farkını göreceksiniz Manisa’da” diye konuştu.
ÇEVRE KATLİAMLARINA DİKKAT ÇEKTİ
İYİ Partili Şenol Sunat Manisa’da sanayi bölgelerinde bulunan geri dönüşüm tesislerinde yaşanan çevre katliamına dikkat çekti. Denetimsizlik nedeniyle Manisa’nın çevre katliamlarına maruz kaldığını vurgulayan Sunat “Manisa ilimiz bir sanayi şehri aynı zamanda bir tarım şehri. Evet sanayi şehri ama denetimsizlik ve rant yüzünden Manisa’mız çevre katliamlarına maruz kalıyor.” dedi
SİYANÜR VAKASI
İYİ Partili Sunat “Bazı hatırlatmalar yapacağım. Geçen sene Haziran 2022'de Muradiye orta ölçekli Sanayi Bölgesi’nde bulunan bazı geri dönüşüm tesislerinin sıvı atıkları Karaali köyü civarında tarımsal sulama kanalına verildi ve bu verilen sıvının içinde siyanür olduğu belirlendi. Bu sulama kanallarına verilen siyanür ve sülfür atıkları Gediz’e ulaştığı için, Manisa havzası ve Menemen Havzası’nda meyve ve sebze üretimini zehirledi. Bu sudan içen hayvanlar öldü. Yunusemre ilçe başkanımız Sayın Tufan Akan bu duruma dikkat çekerek, çevre katliamına kayıtsız kalan yetkilileri uyardı. Konu ulusal basına yansıdı. Ben kendisine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Sulama kanalına akıtılan zehirden yani Siyanürden etkilenen, zehirlenen sekiz işçi hastaneye kaldırıldı. Hatırlayın! AFAD incelemesinde değerler yüksek çıktığı için bölge boşaltıldı. Malum tesiste, daha önce de 1.5 yıl içinde üç kez yangın çıktığı basına intikal etmişti.” değerlendirmesinde bulundu.
ORMANLIK ALANLAR İÇİNE GİZLİ BORU DÖŞEDİĞİ İDDİASI
Manisa Milletvekili Şenol Sunat “Kulağımıza gelen bazı iddialar var ki, çok daha vahim! Menemen yolu Akgedik kavşağında bulunan malum geri dönüşüm tesisi yetkililerinin, ormanlık alanlar içine gizli boru döşediği ve sıvı atıklarını Gediz sulama kanallarına akıtmak için çalışma yaptıkları yönünde birçok duyum alıyoruz. İnşallah bu iddialar gerçek değildir! Manisa Çevre, şehircilik ve iklim il müdürlüğü denetleme yapıyor mu? İddia edildiği şekilde bir boru döşeme söz konusu ise, çevre il müdürlüğünün konudan haberi var mı? Firmaya herhangi bir yasal izin verilmiş midir? Fabrika ve geri dönüşüm tesislerinin zehirli atıklarının sulama kanallarına -özellikle yağmurun bol olduğu zaman- dökülmesinin önlenmesi için hangi tedbirler alınmaktadır? Yetkili kurum ve kişiler tarafından yapılan aksak ve göstermelik denetimlerin sebep olduğu çevre katliamının bedelini Manisa halkı ve Türk Milleti ödemek zorunda mıdır? Neden kanunlar uygulanmıyor? Bu vurdumduymazlık, denetimsizlik, kanunsuzluk apaçık ortada iken, konuyu görmezden gelenler, bu katliamın gizli ortakları mıdır? Bu usulsüzlük esasen bir ranta mı dönmüştür, kimler bu ranttan nemalanmaktadır? Kimler kimlerle iş tutuyor? Takipteyiz! Bu konuda kurumlar neden sessiz kalmaktadır?” dedi.
GERİ DÖNÜŞÜM TESİSİ YANGINI
Geçtiğimiz ay alevlere teslim olan Muradiye’deki geri dönüşüm tesisine de değinen Sunat “22 Haziran 2023’te Muradiye organize Sanayi bölgesinde bir geri dönüşüm tesisinde çok büyük bir yangın çıktı hepimizin malumu. Yangın 19 saat sonra kontrol altına alınabildi ve insanlar uyarılmadıkları için bu havayı solumak durumunda kaldı! Tesisten yükselen dumanlar kuzeyden esen rüzgârın da etkisiyle İzmir’in üzerine kül oldu yağdı. Bu tesiste son 10 yılda üç farklı yangın çıktığı biliniyor. Böyle yangınlar sonucunda çok ciddi kimyasallar havaya, suya ve toprağa karışıyor. Bazı ağır metaller yangınla ortaya çıkıyor ve bunlar kaybolmayan metallerdir. Depolama tesislerinin yakınlarında tarım ve hayvancılık yapılıyor. Çıkan yangının ardından itfaiyeler hemen suyla müdahale ediyor ve böylece kimyasallar su havzalarına yeraltı sularına ve toprağa karışarak gıda zincirine dahil oluyor. Normalde böyle yangınlara suyla değil köpükle müdahale edilmelidir. Ancak böyle bir altyapı da maalesef yok. Manisa Sanayi bölgelerinde son on yılda çıkan yangınların, çok büyük bir kısmının geri dönüşüm tesislerinde çıkmış olması düşündürücüdür! Atıklar yasadışı mı bertaraf ediliyor? Yangınlar yoluyla şirketler ne gibi haksız kazanç elde ediyor? Her geri dönüşüm firmasının geri dönüşüm işlemi birbirinden farklı olmaktadır. Normalde geri dönüşüm malzemelerini şirketler depolama alanlarına götürüp işleyip muamele ettikten sonra, bertaraf için başka geri dönüşüm firmalarına belli bir meblağ ödeyerek gönderiyorlar. Bu firmalar, başka geri dönüşüm firmalarına para verip göndermek yerine daha çok kazanç için yakmayı mı tercih ediyorlar? Yangın çıkan tesis ve depolara yeniden araştırmadan neden ruhsat veriliyor? Yangın sonucunda kalan katı atık nerede bertaraf ediliyor? Arta kalan malzemelere ne oluyor? Çevre il müdürlüğü sorguluyor mu bu durumu? Kapasiteleri dışında, atıkların kontrolsüz ve denetimsiz biriktirilmesi sonucu en kolay yol, yakarak haksız kazanç sağlamak için midir? Bazı Geri dönüşüm firmaları il Çevre müdürlüğünden aldıkları geçici izinlerle yeni şirketler kurarak bir yıl gibi kısa sürede olağanüstü paralar kazanarak herhangi bir bertaraf ücreti ödemeden bilinçli yangın çıkartarak ya da zehirli artıklarını sulama kanallarına bırakarak faaliyetlerini ne zamana kadar sürdüreceklerdir? Çevre felaketine yol açan işletmeler için sabıka kaydı tutuluyor mu? Aynı aileden herhangi bir kişi yangından sonra kapanan fabrikasını veya işletmesini aynı işkolunda neden sürdürüyor? Bu duruma neden izin veriliyor? Geri dönüşüm atık şirketi kurmak sıradan ve bu konuda sabıkası olan insanların yapacağı bir iş mi olmalı? Bir daha soruyorum? Atığını bir üst fabrikaya yarı işlenmiş halde para ödemek suretiyle bertaraf ettirmek yerine, atığı yakarak ya da kimyasal zehirli madde içeren atığını tarımsal sulama alanlarına sıvı olarak akıtarak bertaraf eden fabrikalar için, çevre il müdürlüğü ve diğer kurumlar ne gibi tedbirler alıyor? Üç beş milyon para cezası ile olmaz! O parayı katbekat zaten çıkarıyorlar. Onun hesabı yapılıyor zaten. Organize Sanayi Bölgesi’nde olmayan orta ölçekli sanayide bir geri dönüşüm tesisinde kapasitesinin çok üstünde dağ gibi malzeme biriktirildiği duyumunu aldık! Organize sanayi bölgesinin görüşü de alınmadığı için, Çevre Bakanlığı ve çevre il müdürlüğü izniyle bu tesisler açılıyor ve denetlenmiyor. Her an yeni bir facia ile karşı karşıya kalabiliriz! Uyarıyoruz! Ben buradan tüm Manisa milletvekillerine sesleniyorum! TBMM Ekim ayında açılacak! Bu çıkan yangınların özellikle geri dönüşüm tesislerinde çıkan yangınların ve sıvı zehirli atıklarının sulama kanallarına verilmesi konusunda bir araştırma önergesini hep birlikte verelim ve bu birliktelik ülkemiz içinde bir örnek teşkil etsin! Araştırıp çözüm önerilerini ortaya koyalım. Bu bir çevre katliamıdır. Ve katledilen çevrenin bedelini yalnız Manisa değil tüm Türkiye ödemektedir. Üç beş fabrikatör daha da zengin olsun diye katliama göz yumamayız. Vatanını, Milletini seven herkes birleşelim. Bu çevre katliamına dur diyelim” diye konuştu.