Akhisar’da 16 Ağustos’ta yaşanan ve Türkiye’nin konuştuğu olay ilk değildi ve maalesef son da olmayacak. Kadına yönelik şiddet olaylarına her gün bir yenisi eklenirken Manisa Meydan Gazetesi olarak, “Onca ağır ceza ve düzenlemelere rağmen bu cesaret nerden geliyor” sorusunu önemli bir isme sorduk. Manisa Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Baro'ya bağlı Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Sinem Sart Urgancı, sorularımıza samimiyetle cevap verdi, cezaların caydırıcılığının yeterli olmadığına vurgu yaptı.  


"Saruhanlı'da işlenen cinayeti hatırlayın" 

Avukat Sinem Sart Urgancı, çarpıcı detaya şu sözlerle dikkat çekti: “Mesele tekerrüre girmiş. Biz en son bunun Mutlu Menekşe dosyasında gördük. Saruhanlı'da meydana gelmişti. Yani düşünün; Bir ömre bir adam, üç tane kadın cinayeti sığdırmış. Ve yasal olarak dışarıda, böyle firar etme durumu da yoktu. Yani orada da mesele cezasızlık. Cezaların belki daha az görülmesi. Kadın cinayeti mi yoksa sadece kadına yönelik şiddet mi? Sanki basit yaralamaymış gibi. İşte böyle basit bir suçmuş gibi değerlendirip çok daha az ceza verilme eğiliminde olabiliyor."

"Sinem Hanım annenin ve bebeğin durumu nasıl, konu ile ilgili bir bilginiz var mı? Olay ile ilgili bilgi alabilir miyiz?"

"Anne iyi durumda 5-6 haftalık hamileymiş. Şu anda bir tane de 3 yaşında çocuğu var, o videoda görünen çocuk kendisinin.  14-15 yaşından beri aynı kişiyle birlikteymiş. Bildiğimiz kadarıyla bu ilk değil daha önceden de birkaç kez yaşanmış şiddet olayı."


"Şahıs bu cesareti nerden aldı?"

"Bildiğiniz kadarıyla haricen edindiğimiz bilgiye göre bu şahsın daha başka ceza dosyaları da varmış. Gerek soruşturma aşamasında gerek mahkeme aşamasında bu tarz dosyaları varmış. Maalesef işte bu cezasızlık politikasından ve infaz rejiminin artık etkili uygulanmamasından kaynaklı bu şahsın cezaevine belki girip çıkması daha sonrasında akabinde böyle bir olayı tekrar meydana getirmesi haliyle karşı karşıyayız. Bu kadıncağız daha önce de bu adamdan şiddet görmüş aslında ilgili yerlere de başvuru yapmış, hani artık ne kadar kendisine geri dönüş oldu onu bilemiyoruz yani. Böyle bir durum söz konusu maalesef."

"Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden çıktı, bu şiddet olayların artmasını teşvik etti mi? Cezaların caydırıcılığı mı yok?"


"Tabii İstanbul sözleşmesi milletlerarası bir sözleşmeydi ve tabii ki bütün kanunların üstünde ve herkesi bağlayıcı bir konumdaydı. Bundan hukuka aykırı bir şekilde çıkıldı ve bu tabii ki bütün aslında failleri kadına yönelik şiddet uygulayan herkese bir bakıma cesaretlendirdi. Şimdi biz Manisa Baro'su olarak birçok katılma talebinde bulunup duruşmaları takip ediyoruz ve faillerin savunmalarını dinliyoruz. "

"Suçlu, alacağı cezayı biliyor mu?"
"Ya böyle o kadar kan donduran işte hani o kadar normal anlatıyorlar ki, yani zaten bana bir şey olmayacak çünkü şundan dolayı ben biraz ceza alacağım, işte 3- 5 ay yatacağım. Sonrasında hükümle tahliye olacağım gibi bir algı var. Sonrasında işte Yargıtay benim dosyamı bozar, onar artık yıllar geçecek. Ben o zaman yatacağım gibi bir durum söz konusu."

"Kanunun caydırıcılığının farkında mı değiller?"  

"Mesele tekerrüre girmiş biz en son bunun Mutlu Menekşe dosyasında gördük. Saruhanlı da işte meydana gelmişti. Yani düşünün bir ömrü bir adam, 3 tane kadın cinayeti sığdırmış ve hani yasal olarak dışarıda böyle firar etme durumu da yoktu. Yani orada da mesela hem cezasızlık cezaların belki daha az görülmesi. Kadın cinayeti mi yoksa sadece kadına yönelik şiddet sanki basit yaralamaymış gibi işte böyle basit bir suçmuş gibi değerlendirip çok daha az ceza verme eğiliminde oluyor."

"Mevcut durum erkekleri cesaretlendiriyor mu?"

 "Maalesef şöyle de bir durum oluyor, hani taraflar evde değilse bu tarz bir durum basit yaralama olduğu için uzlaşma kapsamına bile girebiliyor ki taraflar uzlaşmaya hani düşünün. Yani birbirlerini darp etmişler. Belki işte erkeğin kadını darp etmesi söz konusu bir uzlaştırmacının önüne gidip hadi anlaşacak mısınız, barışacak mısınız, bir talebiniz var mı? Bir kadını böyle bir duruma bile biz maruz bırakabiliyoruz? Yani böyle bir durum söz konusu olduğu için erkeklerin tabii ki cesaretlenmesi çok hassas."


"İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi nasıl bir etki bıraktı? "
"Özellikle benim gözlemlediğim İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldıktan sonra bu tabii ki medyanın da gücüyle oluyor. Yani herkes bunu artık biliyor. İstanbul Sözleşmesi'nin ne olduğunu biliyor işte cezaların çok etkili olmadığını, cezaların yüksek verilmediğini, verilse bile infazında ki problemlerden dolayı yani daha az infaz daha az ceza evinde geçilen süre olmasından kaynaklı olarak yani cesaretlenme durumu var. Erkeklerde bu, savunmalarına, hâl tavırlarına bile bence yansıyor. Maalesef böyle bir durum var. Hem cezasızlık politikası hem de infaz rejimlerinin etkili uygulanmamasından kaynaklı ve bizim hep daha önce de defalarca böyle iletmeye çalıştığımız bir şey. Özellikle kadın cinayeti, kadın yönündeki şiddet durumlarını normal bir suç olarak değerlendirilmemesi gerektiği."


"Tahliye olabilmek bu kadar basit mi? "

"Biz mesela kadın cinayetini adam öldürme kategorisinde değerlendiriyoruz ama aslında bunu ayrı bir şekilde kanunda düzenleme yapılıp mecliste. Çok daha fazla bir ceza, çok daha indirimsiz hâliyle uygulanması, işte tahliyesinin, kişilerin tahliyesinin çok daha zor olması. Mesela bu tarz bir düzenleme olabilir.  Biz hani yıllardır aslında talep ettiğimiz bir şey. Bu tarz durumlar tabii ki erkekleri cesaretlendiriyor ve şiddet olayları da gittikçe artıyor. "


"Birçok kadınımız şiddete maruz kalmasına rağmen konuşmuyor, susuyor. Şikayet bile etmiyor.  Bunun nedeni ne olabilir sizce? "

"Kadınlar aslında birçok sebepten dolayı bazen susmayı tercih ediyorlar.  Belki belli bir makama ulaşmış. Boşanma davası açmış aile büyükleri devreye girmiş, onları barıştırmış. Belki işte şiddet olmuş ama ayla arasında olur deyip kapatılmış üstü böyle durumlar yaşanıyor.  Kadının maddi özgürlüğü olmadığı için maalesef o adama mahkum olabiliyor. Gidecek kimsesi olmayabiliyor. Hani belli mercilere başvuru yapıyor, koruma kararları alıyor, boşanma davası açıyor, şikayetçi oluyor, elinden gelen her şeyi yapıyor ama sonuç olarak kendini koruyamayabiliyor.  Korkuyor bu durumdan çok normal olarak.Kadınlar ne kadar susarsa aslında erkekler bunu yapmakta kendilerini daha çok hak görüyorlar. O yüzden kimse tabii ki susmasın."

Whatsapp Image 2024 08 22 At 20.18.14

Muhabir: EYLEM TUNÇ