Öğretmenlik kariyer basamaklarının siyasi polemik konusuna dönüştürülmemesi, sürecin sorun üreten aşamaları Meclis'te yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayan Öner ;  ‘’Siyasilere ve sorumlulara çağrımız, kariyer basamakları uygulaması ve getireceği özlük haklarının sorumsuz, ciddiyetsiz ve tutarsız siyasete, kısır çekişmelere kurban edilmemesidir.’’ dedi.

“Uzman ve Başöğretmenlik hizmet yılına bağlı olsun” talebi Eğitim-Bir-Sen’in, “kamuda kariyer meslek uygulaması sınavla olmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı’nda da öyle olacaktır” yaklaşımı Bakanlığın, meslek kanunu ve kariyer basamaklarını hayata geçirme iradesi ise TBMM’nin olduğunu belirtti.

Kurum idari kurulu başta olmak üzere bütün sosyal diyalog platformlarında “öğretmenlik kariyer basamakları uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi; 8 yıllık hizmet süresini tamamlayan öğretmenlerimizin uzman öğretmen, 12 yıllık hizmet süresini tamamlayan öğretmenlerimizin ise başöğretmen unvanını alması” yönündeki talebimizi ısrarla savunup müzakere ettiklerini belirten Öner, “Kariyer basamakları uygulamasının yeniden hayat bulması yerinde bir adımdır.” dedi.

Kanunun eksik ve hatalı yönleri elbette eleştiri konusu edilmeli diyen Öner şu ifadeleri kullandı: “Düzeltmeye muhtaç kısımları üzerinde yeniden bir politika belirlemeye çaba gösterilmelidir. Ancak, meslek kanunuyla getirilen mevcut kariyer basamaklarının 614 bin öğretmene uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik yolunu açtığı, dahası 2004 yılındaki yasal düzenlemeyle getirilen haklardan çok daha fazla ilave mali haklar getirdiği de unutulmamalıdır. Kanuna, kanunun getirdiği uygulamaya ve sınava karşı çıkmak ne kadar doğalsa; süreci manipüle ederek siyasi çekişme malzemesi hâline getirmek, umut tacirliği yaparak 614 bin öğretmenin elde edeceği bir hakkı kullanılmaz hâle getirmek, belirsizlik ve şüphe tohumları ekerek öğretmenlerin moral ve motivasyonunu bozmak da o kadar art niyetli bir siyasettir.” HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilisim