Kaç yaşında olursa olsun her öğrenci, yıl boyunca yaz tatilini bekler ve tatilini gönlünce geçirmek ister. Tatil demek sınırsız eğlence, oyun demek değildir. Tatiller, dinlenmek ve yenilenmek için bir fırsattır ve doğru değerlendirildiğinde çocukların gelişimine olumlu katkısı olur.
“Öncelikle öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz pandemi sonrası çok zor günler yaşadılar. Bunu hepimiz biliyoruz. Burada birkaç noktayı hatırlatmak istiyorum. Ebeveynlerimize bir hatırlatmada bulunuyorum. Çocuklarınızın karne notları sizin annelik ya da babalık notlarınız değildir.
Karne, çocuklarımızın derslerini ölçmeye arayan bir enstrümandır. Öncelikle rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren öğretmenlerimizle ebeveynler sıkı bir iş birliği içinde bulunarak çocuklarımızın tatil döneminde neler yapabileceklerini birlikte incelemeliler ve tartışmalılar. Dediğim gibi tatil demek sınırsız eğlence demek değildir. Çocuklarımızı tatilde takım sporlarına yönlendirmemiz oldukça önemlidir. Takım sporlarıyla çocuklarımızın hem sorumluluk bilinci gelişir hem de birbirleriyle dayanışması artar. Son dönemlerde yaygın olan teknoloji bağımlılığı özellikle velilerimizi oldukça zorlamaktadır. Teknolojik bağımlılıkla mücadele etmenin ilk yolu teknolojik ürünleri çocuklarımızdan uzak tutmak ya da yasaklamak değildir. Onlara bir planlama içinde oyun oynayabilecekleri, araştırma yapabilecekleri bir enstrüman olarak değerlendirilmelidir.
Dersleri kötü olan çocukların ailelerinin tatil döneminde çocukların ders çalışmasını bir cezalandırma aracı olarak kullanmamalıdır. Anne babalar da çocuklarının tatilde vakitlerini verimli geçirmelerini isterler. Televizyon, tablet, telefon üçlüsüne değil de; ders tekrarına zaman ayırarak bilgileri taze tutmalarını ve bir sonraki yıl için de hazırlık yapmalarını beklerler. (Bu noktada lütfen biraz geçmişe gidip, kendi öğrencilik yıllarınızı hatırlamaya çalışın)
Öğrenciler bilmelidir ki; yazın hem dinlenip hem spor, sanat ve sosyal alanlarda kendilerini geliştirebilmeleri için zaman vardır ve bunlara ek olarak istedikleri zamanlarda kısa ders çalışmalarıyla bilgilerini tazeleyebilirler. Anne babalar da bilmelidir ki; çocuklarının dinlenmeye ihtiyacı vardır, yazın bütün bilgi birikimlerini bir anda unutmayacaklardır ve akademik gelişimlerinin yanı sıra sosyal gelişimleri de son derece önemlidir.
“Senin derslerin kötü, tatilde de otur ders çalış yerine eksik olan dersleri ile ilgili bir planlama yapılmalı. Bunun yanı sıra tatil ve eğlenceye de çocuklarınız zaman ayırmalıdırlar. Çocuklarımızın ders notları ile ilgili öğretmenlerimizle bir işbirliği içine girilerek, tatil döneminde hangi dersleri nasıl çalışabilecekleri veliler tarafından takip edilmelidir. Velilerimiz tarafından sıkça yapılan hatalardan biri de çocukların başka çocuklarla ya da sınıf arkadaşlarıyla ya da akrabalarıyla ders notlarının kıyaslanmasıdır. Her çocuk kendi kapasitesi ve ilgi alanlarıyla değerlendirilmelidir. Çocuklarımızı böyle bir kıyasın içine sokarak onları daha da mutsuz bir hale, hatta gelecekteki başarısızlıklarına bir alt yapı hazırlayabiliriz. Dolayısıyla bu konuda öğretmenlerimizden oldukça destek almalıyız. Uzun tatil sonrası gördüğümüz en büyük problem çocukların okula yeniden konsantrasyonlarıdır. Bu konuda da okulun açılmasına kısa bir süre kala öğrenciler öğretmenleriyle temasa geçebilirler, veliler de yeni sezonda hangi derslerin olduğunu bir sohbet havasında çocuklarıyla konuşabilir ve yeni eğitim ve öğretim yılına motive edebilirler.”