''İyilikten maraz doğar ve Besle kargayı oysun gözünü'' atasözlerini hepi hepimiz biliriz. Her zaman söylüyorum hayat denge üzerinedir. Hangi konuda olursa olsun dengeyi bozduğumuzda sistem bizi dengeye getirmek için o konunun tam tersini yaşatır. Buna merhamette, iyilik yapmakta dahil elbet. tabiki merhametli olacağız, tabi ki iyilik yapacağız. Her ikiside insanı insan yapan erdemlerdir.  Fakat bazen bı konuda haddimizi ve sınırlarımızı aşabiliyoruz. İşte tam bu noktada İlahi sistem harekete geçiyor haddimizi aştığımız konuda sınanmaya başlıyoruz.. Bu dünya hayatı bir okul ve her birimizin dersleri farklı. Bazılarımızın dersleri daha zorlu olabiliyor bazılarımızın ki ise daha kolay. Örneğin bir arkadaşımız hayatının bir alanında sıkıntı yaşıyor. Bizden yardım istemediği halde onun sıkıntısını giderdik. Namı diğer kurtarıcı rolüne girdik. Aslında o kişinin imtihanına ve sonucunda alacağı derse engel, tekamülündeki gelişimine engel olduk. Otomatik onun imtihanı bizim imtihanımız olur. Çoğumuz iyilik adı altında farkında olmadan başkalarının imtihanına müdahale ediyoruz. Bazende içsel olarak beklenti içinde oluyoruz. Tüm bunların sonucunda mu atasözlerini biz deneyimleriz. İyilik de yapacağız, merhametli de olacağız , olmak da zorundayız. Sadece sınırlarımızı aşmadan, kurtarıcı rolüne girmeden. Kurtarıcı rolüne girmenin temel sebebi her zamanki gibi çocukluğumuzda edindiğimiz bilinçaltı kayıtlarına dayanır.Özellikle anne veya babanın yaşadığı bir sıkıntıya şahit olup çaresiz kalmışsak yetişkinlik döneminde başkalarına karşı kurtarıcı rolüne girerek bilinçaltı düzleminde o çocukluk zamanında yaşadığımız çaresizlik durumunu onarrmaya çalışıyoruzdur.Başka bir sebepte eğer kendimizi isini sevilmeye değer görmediğimizden ancak başkalarına bir şeyler verdiğimizde sevileceğimize inanmamızdır. Bu durumda durumda yine dengeyi bozmuş oluruz.
Dengede olmanız dileği ile...