Tüm Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen kadına şiddet olayları dikkat çekmeye ve gündemde kalmaya devam ediyor. Kadına şiddet vakalarına dün Manisa’dan bir yenisi eklendi.
Şehzadeler’e bağlı olan Nurlupınar ilçesine bir kadın boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından sokak ortasında, kız kardeşi ve bebeğinin yanında silahlı saldırıya uğradı. Açılan ateş sonucu bebek yara almazken, kadın baldırından yaralandı. Yaralanan kadın ve eşinin boşanma aşamasında oldukları öğrenildi. Kadına şiddet olayların patlak verdiği bu dönemde bu tür olayların artarak devam etmesi Manisalıların tepkisine neden oluyor. Manisa’da bulunan Kadın Meclisi, konu ile ilgili Manisa Meydan Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.
“Kadınları o evin içine hapsedemezsiniz”
Manisa Kadın Meclisi, kadınların yaşam haklarının elinden alındığını açıklayarak, şu açıklamayı gerçekleştirdi: “Geçtiğimiz gün, Manisa’da bir kadın bebeğiyle yolda yürürken boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından sokakta silahla yaralandı. Son aylarda Manisa özelinde sokak ortasında, kamusal alanda daha çok şiddet olaylarına rastlıyoruz. Geçtiğimiz aylarda Manisa’nın Akhisar ilçesinde yine sokak ortasında bir kadın ayrıldığı erkek tarafından şiddete uğramıştı. Manisa’nın Yunusemre ilçesinde Selda Eller boşanmak istediği erkek Gökhan Eller tarafından uzaklaştırma kararı varken öldürüldü. Bir kadın uzaklaştırma kararına rağmen nasıl öldürülebiliyor? Erkekler, cezasızlık politikalarından öyle güç alıyor ki kadınlara sokak ortasında şiddet gösterebiliyor, koruma kararına rağmen öldürebiliyor. Kadınlar boşanmak istediği için kendi hayatları hakkında karar verdikleri için şiddete uğruyor ve öldürülüyor. Hem ülke genelinde hem de Manisa özelinde artan erkek şiddetini, kadınların yaşama hakkının elinden alındığı görüyoruz. Bu olaylar tesadüfi gelişen bir süreç değildir. İstanbul Sözleşmesi’nin çekilme kararından sonra şiddetin ve kadın cinayetlerinin arttığını veriler bize gösteriyor. 6284’ün etkin uygulanmaması, cezasızlık politikaları kadınları ölüme götürüyor. Yasaların etkin uygulanmaması güvensizlik ortamına da yol açıyor. Kadınlar şiddet sarmalının içine hapsoluyor. İktidarın aile odaklı politikalarının öne sürmesi, kadını ikincil konuma getirip aile bütünlüğünün korunmasına yönelik politikalar uygulaması kadınların yaşamına tehdit oluşturuyor. Aileye kutsiyet atfettikçe kadınların bireysel özgürlüğü elinden alınıyor. O evlerin içinde kadınların fiziksel ve psikolojik şiddet uygulandığını biliyoruz. Kadını yok zihniyetle şiddeti önleyemezsiniz. Bu şiddete karşı kadınları koruyacak politikalar uygulamak yerine kadınları o evin içine hapsedemezsiniz. Peki erkek şiddeti önlenemez mi? Elbette önlenebilir. Şiddetin önlenmesi için 6284 sayılı kanunun etkin uygulanması gerekiyor. Toplumsam cinsiyet eşitliğini sağlayacak olan eşitlikçi politikaların öne sürülmesi gerekiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri olarak kadınların özgür, eşit bir yaşam sürebilmesi ve 6284'ün etkin uygulanması için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
