Manisa'nın Selendi ilçesinde Türk kültürünün köklü gelenekleri, günümüzde de yaşatılmaya devam ediyor. Evlenecek olan kızlar için özel ritüeller düzenleniyor ve bu ritüeller, yerel halkın geleneksel inançlarını ve iyi dileklerini yansıtıyor. Selendi'de, evlenme hazırlığı yapan genç kızlar için gerçekleştirilen bu ritüeller, özellikle yaşlı kadınlar tarafından uygulanıyor. Evlenecek kızı temsil eden genç kadının üzerine kırmızı tülbent örtülüyor ve maniler okunarak iyi dileklerde bulunuluyor. Bu manevi destek, evliliğin huzurlu ve başarılı geçmesi temennisiyle yapılıyor. Yerel inanışa göre, bu tür geleneksel dilekler sayesinde evlenecek olan kadın, evliliğinde sorun yaşaması ve çeşitli belalardan uzak durması konusunda korunduğuna inanılıyor. Selendi'deki bu uygulama, hem kültürel mirası yaşatmak hem de toplumsal dayanışmayı güçlendirmek amacıyla devam ettiriliyor. Bu geleneksel ritüeller, Selendi’nin zengin kültürel geçmişini ve toplumsal bağlarını güçlendiren önemli bir unsur olarak değerini koruyor.
Cesaret ve hayat vermeyi temsil ediyor!
Türk kültüründe renklerin önemli bir yeri bulunuyor ve bu renkler arasındaki en dikkat çekeni kırmızı yani ‘al’ rengi olduğu görülüyor. Manisa’nın Selendi ilçesinde yaşı 70 üzerinde olan yaşlı kadınlar, evlenecek geline iyi dileklerini kına gecelerinde değişik yöntemle bildiriyor. Kızıl rengin üzerine örtülen tülbentler, cesaret ve hayat verme unsurlarını temsil ediyor. Türk lehçelerinin çoğunda renkler benzer şekilde telaffuz edilirken, bu renklerin anlamları da kültürel miras olarak derin izler bırakıyor. ‘Türk'ün gözü alda olur’ sözü de bu kültürel önemine işaret ediyor. Kına gecelerinde tercih edilen kıyafetlerin çoğunlukla al kızıl renginde olması, bu rengin ne denli değerli olduğunu gösteriyor. Renklerin kültürel anlamları sadece estetik değil, aynı zamanda yönlerle de ilişkilendiriliyor. 5 ana rengi şu şekilde yön verilmiş. Merkez: Sarı, Doğu: Yeşil/Gök, Batı: Ak (Akdeniz adı buradan geliyor), Güney: Kızıl (Kızıldeniz adı buradan geliyor), Kuzey: Kara (Karadeniz adı da buradan geliyor)
Kızıl rengin kültürde yeri çok büyük
Bu renkler, sadece yönleri değil, aynı zamanda sağlıkla ilgili uygulamaları da kapsıyor. Kamlar, hastalıkların tedavisinde farklı renklerde atları kurban ediyorlardı. Al renkli atlar ateşli hastalıklar için, boz renkli atlar göğüs ve karın hastalıkları için, doru renkli atlar ise verem için kurban ediliyordu. Ayrıca, her yıl bir kez suyun iyeliği için kır renkli at kurban edilirdi. Kızıl rengin bir diğer önemli boyutu, Al Tini olarak bilinen koruyucu varlıklarla ilişkili. Al renkli bayrak kullanımı, Al Ateş Kültü ile doğrudan bağlantılı olarak görülüyor. Türk kültüründe kutsallık atfedilen bu renk, "Kırmızı Bayrak" yerine "Al Bayrak" olarak adlandırılıyor. Ayrıca, kötüleme anlamında “karalamak” terimi kullanılırken, yüceltme anlamında “allamak” terimi tercih ediliyor. “Allamak pullamak” ifadesi de bu kültürel anlamın bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Kısacası, kızıl rengin Türk kültüründeki yeri hem tarihi hem de manevi olarak oldukça derin ve önemli bir anlam taşıyor.