Manisa’nın en önemli ve en büyük sivil buluşma platformlarından biri, arka arkaya üç toplantı organize ederek Cumhur İttifakı, Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Partinin Manisa Büyükşehir ve iki Merkez İlçe (Yunusemre ve Şehzadeler) Belediye Başkan Adaylarını ağırladı.
Bu önemli sivil toplum kuruluşunun her biri kendi alanında önemli başarılara imza atmış değerli üyelerini ve Manisa’nın kanaat önderlerini Belediye Başkan Adaylarıyla bir araya getirdiği toplantılarına gösterilen ilgi, hafta sonunda gerçekleşecek yerel seçimler hakkında önemli bir sinyal niteliği taşımaktaydı.
Cumhur İttifakı adaylarının katıldığı toplantıya 150’den fazla, Cumhuriyet Halk Partisi adaylarının katıldığı toplantıya ise 180’den fazla kişi, organizasyon için hatırı sayılır bir meblağ ödeyip günler öncesinden kapasiteyi doldurarak iştirak etti. Ancak İYİ Partinin adaylarının katılacağı toplantı aynı ilgiyi göremedi. Toplantının yapılacağı güne kadar sürekli yapılan duyurular ve son başvuru tarihinin defalarca ötelenmesine rağmen sadece 70 kişiden talep geldi. Bu da bize Büyükşehirde ve iki Merkez İlçede bu grubun tercihlerinin Cumhur İttifakı adayları ile CHP Adayları arasında olduğunu göstermiş oldu.
Bu durum, özellikle Manisa’nın en büyük ilçesi olan Yunusemre ilçesinde çok daha bariz bir hal almışa benziyor. Eğitim seviyesi yüksek, okuyan, sorgulayan ve duygusal değil mantıklı hareket eden bir seçmen kitlesine sahip Yunusemre ilçesinde yarışın Cumhur İttifakı adayı Dr. Mehmet ÇERÇİ ile seçim kampanyasını “Yunusemre İttifakı Adayı” vurgusu ile yapan Semih BALABAN arasında geçmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Dr. Mehmet ÇERÇİ’nin hem 22 yıldan beri önce iki dönem Milletvekilliği sonrasında da iki dönem Yunusemre Belediye Başkanlığı görevlerinde bulunması nedeni ile vatandaş nezdinde “eskimiş ve yıpranmış” olması, hem de 2019 seçimlerinde seçim gecesi yaşananların hafızalarda tazeliğini koruması şansını oldukça azaltıyor.
Öte yandan, İYİ Parti’nin doğru stratejiyi yanlış zamanda yapma hamlesi, yani “özü başına” seçime girme kararını Meral Hanım altılı masadan kalktıktan hemen sonra değil, çok ümit bağlanan genel seçimde alınan ağır yenilgiden sonra alması, vatandaşın İYİ Parti'ye bakışını çok olumsuz etkiledi. Üstüne, İYİ Parti'nin yerel seçimler için izlediği aday belirleme metodunun parti içinde çok önemli kırılmalara yol açması ve partiye yürekten inanmış insanları kaybetmesi elini iyice zayıflattı. Tüm bunların üstüne, dört buçuk yıl en yakınında olduğum, bu nedenle bütün karakterini avucumun içi gibi bildiğim, kâğıt üstünde “genç ve dinamik” ancak gerçekte tembel ve vasıfsız olduğu herkesçe bilinen bir adayla Manisa’nın en büyük bütçesini yönetmeye talip olmak vatandaşta hiçbir karşılık bulmadı.
Bu ortamda, Manisa’da herkesin tanıdığı, bildiği, yardımseverliği ile herkese ve her kesime eşit mesafede durmuş, kimseyi siyasi görüşü veya dini mensubiyeti nedeni ile ötekileştirmemiş, yılların eğitimcisi, Manisalıların Semih Hocası, Semih BALABAN öne çıkıyor. Sosyal ve ekonomik adaletin egemen olduğu, toplumsal eşitlik temelinde, liyakata ve adalete dayalı bir Yunusemre yönetimi vaat eden Semih Hocaya bir şans vermek gerekir.
Dolayısı ile Yunusemre seçmeni sandığa gidip oy pusulasını eline aldığında;
Ne akan, ne kokan,
Yunusemrede Balaban diyecektir.