Hakkında müebbet hapis talep edilen sanığın, ilk duruşmadaki savunmasında, "Tartışma sırasında sandalyeyi Ahmet'e fırlatarak vurdum. Gerisini hatırlamıyorum, alkolün etkisiyle olay gerçekleşti. Herhangi bir husumetimiz yoktu. Ahmet abiye tüfekle ateş ettiğimi karakolda öğrendim. Olay sonrasında şarjım olmadığı için Ahmet abinin telefonundan babamı arayarak beni almasını söyledim" ifadelerini kullandığı öğrenildi.
Mersincik Mahallesi Vişne Sokak'ta inşaat halindeki binada 13 Kasım 2022'de meydana gelen olayda silah sesleri üzerine adrese giden polis ekipleri, Ahmet Zeki Eren'i (49) kanlar içinde buldu. Pompalı tüfekle 4 el ateş edilen Eren'in hayatını kaybettiği tespit edildi. Olaya ilişkin inceleme başlatan cinayet büro ekipleri, şüphelinin S.Y. (34) olduğunu belirledi. S.Y., babası N.Y. (57) ve ablasının kayınpederi M.D. (53) gözaltına alındı. İfadeleri sonrasında S.Y. tutuklandı, diğer 2 şüpheli ise serbest bırakıldı. Olayın meydana geldiği ofisin S.Y'nin kuzenine ait olduğu, Ahmet Zeki Eren'in ise şantiyede binanın çelik konstrüksiyon balkonunu yaptığı öğrenildi.
S.Y. hakkında "canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme", M.D. ve N.Y. hakkında ise "suç delillerini yok etme veya gizleme" suçundan açılan davanın duruşması, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşmaya sanıklar S.Y., N.Y., M.D. ile avukatlar katıldı.
S.Y. hakkında müebbet hapis talebi
Mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, S.Y'nin "kasten öldürme" suçundan müebbet, M.D. ve N.Y'nin ise "suç delillerini yok etme veya gizleme" suçundan ayrı ayrı 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
"Kafamız iyi olmuştu"
Öte yandan, tutuklu sanık S.Y'nin davanın ilk duruşmasında yaptığı savunmasına ulaşıldı. Olay gününü anlatan S.Y.,
"İçki alarak kuzenimin ofisine içmeye gittim. Ahmet abi de oradaydı. Neden orada olduğunu sorduğumda ufak tefek işleri olduğunu söyledi. Sonra beraber içki içtik. İçkilerimiz bitince gidip yenisini alarak geri döndük. Birazcık kafamız iyi olmuştu. Ahmet abinin yaptığı silahın iğnesi arızalıydı. İğne arızasını yaptığını söyleyerek 'Deneme yapalım' dedi. Şişelere hedef alarak atış talimi yaptık. Sonra içmeye devam ettik. Kafamız iyi olmuştu" dedi.
"Tartışma sırasında sandalyeyi Ahmet'e fırlatarak vurdum"
Ahmet Zeki Eren'in alkolün etkisiyle küfür etmeye başladığını söyleyen S.Y.,
"Ahmet abiye, 'Kafamız iyi oldu artık gidelim' dedim. Bana küfür ederek 'Ne zaman istersem o zaman giderim' dedi. Ona kızarak masa ve sandalyeleri balkondan aşağıya attım ve ofis tarafına geçtim. Ahmet abi arkamdan geldi ve tartıştık. Tartışma sırasında sandalyeyi Ahmet'e fırlatarak vurdum. Gerisini hatırlamıyorum. Alkolün etkisiyle olay gerçekleşti. Herhangi bir husumetimiz yoktu. Ahmet abiye tüfekle ateş ettiğimi karakolda öğrendim. Olay sonrasında şarjım olmadığı için Ahmet abinin telefonundan babamı arayarak beni almasını söyledim. Babam geldiğinde Ahmet'in galiba öldüğünü, hareket etmediğini söyledim. Babama gitmek istediğimi söyledim ancak beni bırakmadı. Babam pompalı tüfeği aldı ve arabanın bagajına attı. Beraber eve gittik, annemi, kardeşimi gördüm, sonra M.D'nin evine gittik. Kameraları benim söktüğümü söylüyorlar ama hatırlamıyorum. Tabanca ve pompalı tüfek bana değil Ahmet abiye ait" ifadelerini kullandı.
"Ahmet bana 'dayı', oğluma 'aslanım, tosunum' derdi"
Olay günü oğlunun kendisini arayarak şantiyeye çağırdığını söyleyen baba N.Y. ise, "Gittiğimde S. şantiyenin girişindeydi. Alkollüydü, konuşamayacak derecedeydi, ayakta duracak hali yoktu. Arabanın kaputunda silah ve mermiler vardı. Kaçmasın diye oğlumu ikna etmeye çalıştım. Beraber eve gittik, sonra oğlumu teslim ettim. Suçu kabul etmiyorum. Ahmet bizim 30-40 senelik dostumuz. Ahmet bana 'dayı', oğluma 'aslanım, tosunum' derdi. Aramızda hiçbir husumet şey yoktu" diye konuştu.