Dünya’ya gözlerinizi ilk açtığınızda ışık ve duyduğunuz sesler anne karnındaki alışkın olduğunuz gibi değildir. Başlarsınız ağlamaya.

Ne kadar şanslı biri olarak dünyaya geldiğinizi bir bilseniz. Hem duyabilmek hem de görebilmek büyük bir lütuf gerçekten.

Her sabah uyandığımızda hemen telefonumuza sarılıp önce saate bakıyor sonra kahvaltımızı yapıyor eğer çalışıyorsak işe gelirken ne giyeceğimize karar veriyoruz. Kaç numaralı otobüse bineceğimize cep telefonumuzdaki uygulamadan bakıyor ve otobüs geldiğinde işe geliyoruz.

Gözlerimizin, yani görebiliyor olmanın kıymetini tarif etmeme imkan yok gerçekten de. Hayatı yaşarken 1-0 önde olduğumuz aşikar.

Hayatının penceresinin arkasındaki dünyayı görebilmek muazzam bir şans.

Bizim iş yerinin yakınlarında çalışan bir görme engelli hanım efendi her gün sokağımızdan geçiyor. Elinde görme engelli bastonu birlikte yürürken her sabah ofis arkadaşlarım onu gideceği yere kadar götürüyorlar. Görme engellilerin kullandığı yol işaretçisi olan kabartmalı yolların olmadığı (sarı yol) konusunda üzüldüğünü anlatmıştı. Bu bölge için kaldırımlar görme engelliler için gerçekten de zor. Görme engeli olan bir bireyi anlamak isterseniz gözünüzü kapatıp sokakta yürümeniz yeterli.

Doğuştan edindiğimiz görme yetisi hayatımızı kolaylaştırıyor. Hepimiz görme engelli olmaya aday bireyleriz. Teknolojinin gelişmiş olması bile engelli bireyler için yeterli seviyede değil. Daha çok hizmet götürerek yaşamlarını kolaylaştırmak elimizde.

2017 yılıydı sanırım. Bir arkadaşımın önerisi ile görme engellilere destek veren uygulama ile tanıştım. Uygulamanın adı “Be My Eyes” olarak geçiyor.

Be My Eyes uygulamasını, dünya üzerinde gözleri gören ve destek olmak isteyen 6.851,402 gönüllü ve yardım almak isteyen 522.163 görme engelli birey kullanıyor.180 dilde hizmet veren uygulama 150 ülkede aktif durumda.

Bu programı cep telefonuna indirdikten sonra görme engellilerin günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlar için soruları cevaplıyorsunuz.

Programı yükledikten sonra ilk aldığım görme engelli çağrısında beyaz ve siyah renkteki çorapların hangisinin siyah olduğunu sormuştu bana. Cevabı verdikten sonra telefonu kapatıp saatlerce düşünmüştüm. Böyle zor bir hayatın içerisinde, insanın gözlerinin görebiliyor olması büyük konfordu gerçekten de.

Dezavantajlı bireyler hakkında araştırma yaparken yine satır arasında kalmış bir kahraman ile tanıştım.

Sarper Arıkan…

Akdeniz Üniversitesi kütüphanesinde görev yapan görme engelli Sarper Arıkan, 13 yılda 35 bin kitabı görme engelliler için dijitale aktardı. Sarper Arıkan, geliştirdiği yazılımla da 5 bin kitabı, Türkiye genelindeki görme engellilerin kullanımına sundu. Kendisi de dezavantajlı birey olan Arıkan birçok görme engelliye umut olacak yazılımlar geliştirmiş ve hatta Amazon, Arçelik Garage ve Futuring firmaları iş birliğiyle düzenlenen 48 saatlik yazılım geliştirme ve fikir yarışması katılım ve başarı sertifikası almıştır.

Kahramanlar gerçekten de pelerin takmıyor.

Yaşarken ne kadar şanslı bir hayat sürdüğümüzün farkında mıyız?

Eğer tüm bunları fark edebiliyorsak başka hayatların daha kolay yaşanması için bireysel olarak destek olabiliriz.

Onlarda pencerenin arkasındaki dünyayı görmek istiyorlar. Tüm desteklerin çoğalması dileği ile.

Sağlıkla Kalın.