Manisa’nın Demirci ilçesinde yaşayan köklü semerci ustalarından Mehmet Ali Ağaçcı, 1934 yılından bu yana semerciliğin tanıklığını yapmış bir isim. Ağaçcı, köylerde damlardan bağırarak duyurulan semerci ustaları, zamanla gelişen teknolojinin gölgesinde kaldığını ifade etti.
“Eyyy komşular! Duyduk duymadık demeyin, semerci geldi!”
Meslek hayatına çıraklıkla başlayan Ağaçcı, o günlerin çalışma düzenini ve köylerdeki zorlu şartları şöyle anlattı:
"1934 doğumluyum. İlk ayakkabıcı verin dediler, babam eve lastik getirdi. Sonra semerciliğe vardık. Üç sene semercilikte çalıştım. Çıraklıktan ustalığa geçerken, köylere gidip damların tepesinden bağırırdık: ‘Eyyy komşular! Duyduk duymadık demeyin, semerci geldi!’ Herkes semerini getirirdi. Kimisi buğday verir, kimisi para öderdi. O zamanlar her evde bir merkep bulunurdu."
“Elektrik yoktu, çıralarla çalışırdık”
Ağaçcı, o dönemde semerciliğin altın çağını yaşadığını belirtti:
"Demirci’de ve köylerde yirmi, otuz usta aynı anda çalışırdı. Elektrik yoktu, çıralarla çalışırdık. Büyük tamirler bazen iki, üç gün sürerdi. İnsanlar hayvanlarını getirir, hanlarda kalırlardı. Köylerdeki her han dolup taşardı."
“Merkep, yerini motorlara bıraktı”
Ancak zamanla teknolojinin gelişmesiyle semercilik gözden düştü. Ağaçcı bu değişimi şu sözlerle ifade etti:
"Artık hayvan kalmadı, herkes motora bindi. Motorla işler yapılmaya başlandı. Köylerde bir zamanlar her evde olan merkep, yerini motorlara bıraktı. Eskiden 80 köyde 500 hayvan olurdu, şimdi çok az kaldı."