LGS'ye hazırlanan 8. sınıf öğrencilerinin sınav kaygısıyla nasıl baş etmeleri gerektiğini Uzman Psikolojik Danışman Harun Ülger'e sorduk. Ülger ilk kez böyle büyük bir sınava girecek olan 8. sınıf öğrencileri için cevapladı. Sınav kaygısı ve baş etme yolları...
Hayatları boyunca okul anlamında ilk kez büyük bir sınava girecek olan ortaokul son sınıf öğrencileri için sınav kaygıları ile başa çıkmak oldukça zordur. Uzman Psikolojik Danışman Harun Ülger Manisameydangazetesi.com.tr'ye özel yaptığı açıklamalar ile LGS'ye hazırlanan öğrencilerin sınav kaygısıyla nasıl başa çıkabileceğini anlattı.
Sınav kaygısı nedir ve nasıl oluşur?
Sınav yaklaşırken kaygıyı yönetmenin zor olabileceğini söyleyen Uzman Psikolojik Danışman Harun Ülger;
"Sınav yaklaştıkça artan kaygıyı yönetmek ve odaklanmayı devam ettirmeye çalışmak zor olabiliyor. Lgs sınavı yaklaşırken çocuklarımız istedikleri liselere gidebilme konusunda endişelenmeye ve kaygılanmaya başladılar. Sınav kaygısının oluşmasında bir çok faktör etkili olurken öncelikle kaygının tanımını yaparak başlayalım. Bireyin değerlerinin tehlikeye girebilme durumuna karşı oluşan duyguya kaygı denir ve sınav kaygısında da kişi için değerli olan istediği liseye gidememe ihtimalinin gerçekleşme payı vardır. "
Çocuklar da sınav kaygısına ebeveyn etkileri nelerdir?
Herkes gibi çocuğunun iyi bir yere gitmesini isteyen ebeveynlerin bunu sözel olarak ifade ederek fark etmeden çocuklarında kaygıya sebep olduğu söyleyen Ülger;
"Sınav kaygıları sadece istedikleri liselere gidememe ile ilgili düşüncelerinden oluşmaz aksine hiç düşünmediğimiz bir çok etken bulunmaktadır. Ebeveynler herkes gibi çocuğunun iyi yerlere gitmesini isterken bunu sözel olarak ifade ederken farkında olmadan kaygıya sebep olmaktadırlar. Ebeveynin oluşturduğu bir hedef ne kadar çocuğun gibi gözükse de bazen de çocuğun hedeflediği şey ailenin hedefi de olabiliyor ve çocuğun sorumluluğu kendine karşı olmaktan çıkarak aileye karşı da oluşmaya başlıyor. Bir zaman sonra kendi hedefinden koparak aileyi tatmin etme hedefine yönelerek ders çalışmaya ve sınava hazırlanmaya devam eder. Ailenin iyi niyetli olarak sınavı veya sonucunda erişeceğimiz liseyi önemsemeleri çocuğun aileyi mutlu etme ve tatmin etme çabalarının başlamasına ve strese yol açmaktadır. Bizim çocuğumuza sürekli olarak farkında olmadan sınavlarını sormamız, başarısını takip etmemiz kaygıyı tetikleyebiliyor. Günün sonunda çocuğun farkında bile olmadan geliştirdiği düşünce ‘eğer başarılı olursam ailem beni sevmeye devam eder ve bana değer verir’ olmaya başlıyor. Çocuğumuzun zihninde onun fark edebileceği bir şekilde bu düşünce yer almasa dahi çocuk bu düşünce temelinde hareket etmeye başlıyor. Biraz düşünürsek çocuktan fazla gideceği liseyi düşünen bir aile düşük bir puan gördüğünde yüzünü düşürecektir. Bunu fark eden çocuğun ne yapması veya nasıl hissetmesi beklenirse öyle hissetmeye başlıyor. "
Öğrencilerimiz kaygıyla nasıl başedebilir?
Günlük yaşamdaki aktiviteleri ders çalışmak için hayatımızdan çıkarmamamızı söyleyen Uzman Psikolojik Danışman Harun Ülger;
"Düzenli ve sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, sosyal aktivitelerin devamlılığı ve hayatın akışını tamamen sınava çevirmeden bir yandan da yaşama devam edebilmek bu süreçte kaygıyı daha az yaşarken verimi de arttırmaya başlar. 5 saat ders çalışma ve hobilerin aktif olduğu bir süreçle 10 saat ders çalışmanın ve hobilerinin hayattan çıkarılmasının süreci arasında çok büyük farklar vardır. Farkında bile olmadan sevdiğimiz şeyleri hedefler uğruna terk ettiğimizde hedeften beklentilerimiz artmaya başlar ve hedefe ulaşamama ile ilgili kaygılar yaşamaya başlarız. Bu sebeple hayatınızın akışının içinde olması gereken hedefler bu hayat akışının gittiği yer olmamalı çünkü hedefe ulaşılmadığında hayat anlamını yitirmeye ve maalesef sıklıkla depresyon görülmeye başlıyor. "
Son olarak Manisameydangazetesi.com.tr mikrafonlarına sınav kaygısı ve başa çıkmanın yolları hakkında Uzman Psikolojik Danışman Harun Ülger şunları söyledi;
"Ailenin ve çocuğun süreci nasıl ilerlettiği çok önemlidir ve mümkünse bir uzman eşliğinde psikolojik destek alınarak ilerlenmelidir. Her insan kendine kör olabilir ve bizim normal gördüklerimizin etkisi olumsuz olabilir. Her ne olursa olsun destek alarak süreci sağlıklı bir biçimde yürütmek zarar getirmez aksine hedefe ulaşabilmemizde bize yardımcı olur."