Hayatımızın her anında varlığını koruyan ve zamanla değişen yapıya göre artış gösteren stresi sizlere anlatmak istiyorum. Çevrede algılanan tehdit karşısında fiziksel ve ruhsal tepki verme eylememiz olarak ele alabiliriz stres kavramını. Algılamak kelimesine dikkat etmenizi istiyorum çünkü bireyin algı şekline göre duygu durumları belirlenmektedir. Evrimsel psikoloji gözüyle baktığımızda ilk çağlarda vahşi hayvanlar karşısında savaş ya da kaç tepkisi veren insanlar korku anında devreye giren limbik sistemin en ilkel örneklerindendir. Limbik sistem içerisinde yer alan amigdala bizim korku merkezimizdir ve bilinçten bağımsız olarak otomatik şekilde çalışır. Çağımıza baktığımızda artık vahşi hayvanlar yok fakat yinede amigdala tehdit ve korku nesnelerini taramaya devam ediyor. Vahşi hayvanların yerini alan artık gün içerisinde karşılaştığımız acı verici yaşam olayları yine bizim için birer tehdittir. Ve tüm tehditler amigdala sayesinde fark edilir ve harekete geçilir. Aynı olayı bir daha yaşamaktan veya aynı duyguyu tekrar hissetmekten korkmak neden oluyor diyorsanız şimdi beynin hafıza merkezi olan hipokampüse bakalım. Hipokampüs belleğe alınan bilgileri aktarır ve biz yaşadıklarımızı unutmayız. Hipokampüs ile amigdala bağlantılıdır ve hipokampüs anıyı saklarken amigdala da olayla ilgili bağlantıları tarar ve depo eder. Bir başarısızlık yaşadığımızda hipokampüs eski anıları getirirken amigdala da eski duyguları getiriyor. İşte burada ki süreci kotrol edemediğimizde verilen tepkiler de aşırıya kaçmaya başlıyor.
Genellikle kaçar ve duyguları bastırırız. Bastırılan duygular öfke, kızgınlık, hayal kırıklığı, değersizlik, yetersizlik vb. acı verici duygulardır. Bastırdığımız duygularımız buz dağının altını oluştururken görünen kısmı da stres olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazen tehdit karşısında verilen tepkiler uyku sorunları, saç çekme, tırnak yeme, öfke nöbetleri gibi psikosomatik belirtiler olabiliyor. Burada tehdit karşısında yaşanan stresi kontrol etmek için önce duyguyu fark etmeye çalışın.
Amigdala bana hangi duyguyu getirdi ve bu durumla ilgili asıl gerçeklik nedir ? Bu sorulara cevap ararken aslında stresi kontrol etmeye başlayacağız. Beynin tehdit olarak algıladıklarının getirdiği stresten şimdi kurtulabilirsin fakat tehdit olarak algılanan yapıları tekrar gözden geçirmedikçe ve gerçekliğe ulaşmadıkça kısacası duyguları sürekli tehdit olarak algılamaktansa onları hayatın kendisi olarak görerek yaşamamıza izin vermedikçe stres hep olacak. Bir psikoterapi desteği almak bence kendiniz için atacağınız en büyük adım. Kendi yolculuğunuza çıkmak için hazırlanın.