Filistinde yaşanan olaylara dünyadan farklı tepkiler gelirken TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Kurucu Başkanı,
HAK-İŞ Kudüs Komitesi Başkanı Hüseyin Tanrıveri’den de bir tepki geldi.
Tanrıverdi yaprığı açıklamda: “Yıllardır süregelen sistematik işgal, artarak devam eden zulüm, devleti terörü, siyasi, ekonomik ve toplumsal izolasyon Filistinlileri artık dayanılmaz hale getirmiştir.
Filistin’de çok uzun yıllardan beri terör devleti İsrail tarafından bir insanlık suçu işlenmekte; yaşama ve mülkiyet hakkı sistematik olarak gasp edilmektedir. Filistinliler yıllardır süregelen haksız ve hukuksuz işgallerle dar bir alana hapsedilmiştir. Günlük hayatın ulaşım, ticaret gibi en basit uygulamalarından dahi soyutlanmışlardır.
İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak ördüğü utanç duvarı ile Batı Şeria’da yaşayan Filistinlileri izole etmiştir.” İfadelerinde bulundu.
“Kamplarda mülteci olarak yaşamaktadır”
Filistinliler kendi topraklarında göçe zorlandığını bellirten Tanrıverdi, “”Filistinliler parya durumuna düşürülmüştür. 5 milyon Filistinli İsrail ablukası altındaki Gazze ile işgal atındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te hayatları dar bir alana hapsedilmiş olarak, 6 milyon Filistinli ise Suriye, Lübnan ve Ürdün başta olmak üzere çeşitli Arap ülkelerindeki kamplarda mülteci olarak yaşamaktadır. Filistinlilerin dört kuşaktır kendi topraklarında mülteci durumuna düşerek sürgün hayatı yaşamaları kabul edilemez. “
“İnsanlık dışı muameleye maruz bırakılmasına hiçbir insan rıza gösteremez”
Tanrıverdi: “İçerisinde Mescid-i Aksa gibi değerleri barındıran Filistin topraklarının işgal altında bulunmasına, Filistin’in yerlisi ve sahibi olan bir halkın her türlü insanlık dışı muameleye maruz bırakılmasına hiçbir insan rıza gösteremez.
Başka bir millet yoktur ki topraklarının büyük bir bölümü işgal edilmiş, milletinin yüzde yetmişten fazlası mülteci durumuna düşmüş olsun. Filistinliler bütün dünyanın sessiz ve duyarsız kaldığı bir mücadeleyi tek başlarına yapmaktadır.”
Tanrıverdi sözlerine şöyle devam etti:
“Filistinlilerin İsrail’e karşı başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonu, kendi topraklarında zulme maruz kalan, mülteci konumuna düşürülen, dar bir alana sıkıştırılarak dünyadan ve normal yaşam standartlarından izole edilen bir halkın çığlığıdır, zulme başkaldırışıdır.
Aksa Tufanı Operasyonu bıçağın kemiğe dayandığı yerdir. Meşru Müdafaadır. Birikmiş bir öfkenin patlamasıdır.
Aksa Tufanı Operasyonu insanların kadın, çocuk, yaşlı gözetilmeden belirli aralıklarla ve sudan sebeplerle göz göre öldürülmesine, hapsedilmesine, tecavüzlere, devlet terörüne, izolasyona karşı yükselen sestir.
Bu ses susturmayı, kendi topraklarında özgürce yaşama mücadelesi veren insanları terörist olarak nitelendirmeye çalışanları kınıyoruz.
Bu, Filistinlilerin yaşam mücadelesidir. İsrail’in uzun yıllardır sürdürdüğü devlet terörü meşru gösterilemez.Filistin halkı, kutsallıklara saygısızlığı, özgürlüklerine yönelik izolasyonları kabul etmeyecektir.
Hem insan hem Müslüman olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesinde TARAFIZ, TARAF OLMAK ZORUNDAYIZ.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadeleriyle; “Bölgemizdeki sorunların temelinde Filistin meselesi bulunuyor. Mesele çözülmedikçe bölge barışa hasret kalacaktır. İki devletli çözümün muhafazası önemlidir. 67 sınırları temelinde başkenti Kudüs olan Filistin devleti ertelenemez ihtiyaçtır.”
Kardeş Filistin halkının daima yanında olacağımızı, Filistin topraklarında, Başkenti Kudüs olan, bağımsız Filistin Devleti kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.” [ilgili-haber=33598]