Türkiye genelinde asayiş ve şiddet olaylarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yaşanan şiddet olayları, ülke genelinde endişe yaratıyor. TBMM’deki kavga ve tartışmalar, toplumda tedirginliğe neden olurken, sokak ortasında yaşanan bıçaklı ve silahlı kavgalar da olayların boyutunu gözler önüne seriyor. TBMM’de son haftalarda yaşanan şiddet olayları, hem siyasi hem de toplumsal düzeyde büyük yankıya neden oldu. Meclis içindeki tartışmaların fiziksel şiddete dönüşmesi, kamuoyunda siyasetçilerin ve vatandaşların güvenliği konusundaki kaygıları artırdı. Sokaklarda yaşanan bıçaklı ve silahlı kavgalar, asayiş sorunlarının boyutunu gösteriyor. Özellikle kalabalık yerlerde meydana gelen bu tür olaylar, hem vatandaşların günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor hem de genel güvenlik algısını sarsıyor. Güvenlik güçlerinin bu tür olaylara karşı etkin önlemler alması gerektiği vurgulanıyor. Yetkililer, artan şiddet olaylarıyla ilgili olarak çeşitli güvenlik önlemlerinin alındığını belirtiyor. Ancak, yaşanan olayların bu önlemleri yetersiz kıldığını düşünen uzmanlar, toplumda barış ve güvenliğin sağlanabilmesi için daha köklü reformlar yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.


Toplumda huzursuzluk yaratıyor!

Türkiye genelinde vatandaşlar, yaşanan olaylardan dolayı büyük bir tedirginlik yaşıyor. Sokaklarda meydana gelen kavgalar ve TBMM'deki şiddet olayları, güvenlik duygusunu zedelerken, toplumda genel bir huzursuzluk yaratıyor. Vatandaşlar, yetkililerden daha etkili çözümler ve güvenlik tedbirleri bekliyor. Türkiye'de yaşanan bu şiddet olaylarının önüne geçilmesi ve toplumsal barışın yeniden sağlanması için kapsamlı bir güvenlik stratejisinin devreye sokulması gerektiği ifade ediliyor. Bu süreçte, hem devletin hem de toplumun ortak bir çaba göstermesi önem arz ediyor. Türkiye’de artan şiddet olayları hakkında Manisa Meydan Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Psikolog Sema Kavak, şiddet uygulayanlara ağır yaptırımlar uygulanması gerektiğini söyledi. 

Toplumda Şiddet Olayları Patlak Verdi! (4)


“Sözden çok davranışlar model alınıyor”

Tehdit altında olduğunu hisseden her canlının kendini savunma yoluna girdiğini ifade eden Sema Kavak,

“Savunmanın şekli de tehdidin içeriğine göre değişir.  Ancak kendini ifade etme şekli olarak şiddeti kullanan canlıya karşı bir şeyleri anlatmaya sözlü ya da yazılı anlatım yapmak maalesef çözüm getirmeyecektir. Ortamdan uzaklaşmak en iyi yol gibi görünse de bazen buna da izin verilmeyebilir. İşte bu durumda siz de maalesef size nasıl yaklaşılıyorsa, o şekilde yaklaşmak zorundasınız. Son zamanlarda da insanların hayatla, kendisiyle ya da bir başkasıyla olan sorunların çözümünde ilk aklına gelen yolun şiddet olması da giderek artan bir durum. Bu duruma sebep ne dersiniz sıcaklar, ekonomik sorunlar ve maalesef ki aileden ya da çevreden öğrenilen sorun çözme yolları etkili. Çocuklar sözden çok davranışları model alırlar ve üzülerek söylemeliyim ki çocukların model aldığı belli konumlarda olan yetişkinlerin her tür davranışı birebir kopyalanıyor. Daha da kötüsü bu kopyalama bir seviye üste çıkartılarak gerçek hayata uyarlanıyor ve pandemiyle birlikte hayatımıza teknolojinin artarak girmesiyle de şiddet içerikli oyunlar ve bunların çocuklar üzerindeki etkilerini konuşurken, büyüklerin şiddeti başlatan ve sürdüren taraflarıyla tüm dünya ile birlikte biz de izlemek zorunda kaldık” diye konuştu. 

Toplumda Şiddet Olayları Patlak Verdi! (3)


“Kötü davranıştan uzak tutacak hiçbir şey kalmadı”

Şiddete karşı verilen cezaların yeterli olmadığını ve bu sebeple artış gösterdiğini ileri süren Sema Kavak,

“Demokrasi kılıcının, bir yumruktan daha keskin olmadığı dönemden geçiyoruz. Gücün adaleti ya da güçlünün çözümü ile karşı karşıyayız. İnsanları susturmanın, bastırmanın en etkili yolu korkutmaktır. Korkutmayı tercih eden insanlara baktığımızda da tek silahı maalesef elindeki silah ya da fiziksel gücü olduğunu görüyoruz. Bunu da destekleyen maddi gücü oluyor. Ne aileden ne de eğitim öğretim sürecinden ahlaki donanımla mezun olamayanlar, yasalar, ahlaki değerler ya da vicdan yetersiz kalınca dini değerler devreye girerdi. Ancak dinin de içten boşaldığı bir dönemde öldükten sonraki yaşam, ödül, cezanın da bir anlamı kalmadı. İnsanları iyi ya da kötü davranıştan uzak tutacak hiçbir şey kalmadı maalesef. Hâl böyle olunca yazarak, çizerek, anlatarak çözüm yollarının daralması ile herkesin ortak çözümü olmaya başladı şiddet” şeklinde konuştu. 

Toplumda Şiddet Olayları Patlak Verdi! (1)


“Kimsenin tahammülü yok”

Türkiye’de oluşan enflasyon şiddet olaylarını körüklediğini öne süren Kavak, son olarak şunları söyledi:

“Artan enflasyonla birlikte ülkemizde yaşam koşulları her geçen gün özellikle de tek maaşlı ya da asgari ücretli çalışanlar için giderek kötüleşmekte. Bu zor koşullar insanların birbirine karşı hoşgörüsünü, sevgi ve saygısını azalttı. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Bunun çok kısa sürede çözülebilme ihtimali de yok gibi görünüyor. Bireysel olarak insanlardan uzak kalmak, kendi dünyamıza çekilmek ve sahip olduklarımız oranında küçülmeye gidip sabırla beklemek dışında bireysel olarak yapılabilecek çok fazla şey yok. Ancak ülkeyi yönetenlerin alacağı kararlar, faiz indirimi ve enflasyonu düşürücü tedbirler kısa sürede çözüm üretebilir. Uzun vadede ise ahlaki değerlere tekrar sahip çıkmak, biz yetişkinlerin silkelenip kendine gelmesi ve çocuklarımız için sağlıklı rol model olma çabası çok daha etkili olacaktır. Medyanın her kolunun da bu şiddet haberlerini sıkça göstermemesi, insanların daha fazla olaylara karşı duyarsızlaşmaması adına önemli olabilir. Ayrıca şiddet içerikli söylem ve eylemleri içeren dizilerin, filmlerin de sınırlandırılması da ikinci bir adım olabilir. Son olarak da şiddetin ceza olarak karşılığını bulması da en güzel nokta olur.”


 


 

Muhabir: ALİ GÖZEN