Yenişehirlioğlu, kaleme aldığı son kitabı "Duvarları Yıkmak" üzerinden bireysel gelişimin toplumsal gelişime nasıl katkı sunacağını, bireyin topluma karşı görevlerini anlattı.

“Türkiye muazzam bir mücadele veriyor”

Yenişehirlioğlu, "Evvela dünyada yaşanan negatif ya da pozitif yönlü gelişmelerden etkilenmemek mümkün değildir. Ancak negatif yönleri minimize ettiğimiz, pozitif yönleri ise maksimize ettiğimiz takdirde başarılı sayılırız. Türkiye muazzam bir mücadele veriyor. Bunun sebebi mazisinden aldığı öğretinin gücüdür." diye konuştu.

“İyilik saflarının güçlenmesinden korkanlardır”

Modern bireyin yalnızca kişisel olarak ve gelişmenin peşinde koşarak, insanlığın layık olduğu mertebeyi ıskaladığına işaret eden Yenişehirlioğlu,

"Komşusu açken tok yatmayı zulüm addeden, aileyi toplumun direği ve manevi omurgası kabul eden, toplumsal dayanışma ve kardeşlik bağlarıyla karşılaştığı her engeli aşan, ulaştığı her zaferi omuz omuza verdiği mücadeleyle abideleştiren, dünyaya her alanda örnek olan, insanlığa istikamet çizen bir kültürün mirasçılarıyız. Hal böyleyken bizim Batı önderliğinde dünyada yaşanan vakanın bir parçası olmamız kabul edilemez. Çünkü bizler, muhteşem bir medeniyet tasavvurunun emanetçileriyiz. Fırını sorana adres tarif etmeyip elindeki ekmeğini bölüşen insanları kavga ettirmeye çalışıyorlar. Yani aslında bu duvarları örmemiz için çeşitli araçlarla hazırlanıyoruz. Güvensizliğe, ayrışmaya, ahlaksızlığa, kimliksizliğe çekmeye çalışıyorlar bizi. Çekilenler ördüğü duvarlarla insanlık safından uzaklaşıp birlik duvarını sarsıyorlar. İşte görünmeyen ancak bizi bizden uzaklaştıran duvarların mimarı aslında insanlığın kenetlenmesinden, iyilik saflarının güçlenmesinden korkanlardır." Şeklinde konuştu.

Yenişehirlioğlu, İnsanın toplumsal hayattan bir şeyler öğrenir, ancak bu hayatı muhafaza etme sorumluluğu ile mukayyettir vurgusunu yaptı.

“İnsan yaşadığı toplumla karşılıklı katkı ilişkisi içindedir”

İnsan yaşadığı toplumla ve dünyayla karşılıklı katkı ilişkisi içindedir diyen Yenişehirlioğlu, "İnsan yaşadığı toplumla ve dünyayla karşılıklı katkı ilişkisi içindedir. Ondan güven alır ancak ilerleyiş sürecine destek olmak durumundadır. Toplumun bir parçası olarak yaşar, ancak ayakta durması için çaba sarf etmek ile mükelleftir. Toplumsal hayattan bir şeyler öğrenir, ancak bu hayatı muhafaza etme sorumluluğu ile mukayyettir. İnsanı bireysellik denen dar hapishaneden tahliye etmek ona verilecek en büyük armağandır. O zaman zincirleri kırar, prangaları tarumar eder, topluma ve insanlığa katkı sunar." dedi.

“Birbirimize ve kendimize karşı ördüğümüz duvarlardan korkmalıyız”

Tüketim kültürünün insanları yalnızlaştırma üzerine inşa edilmiş suni bir yapı olduğuna değinen  Yenişehirlioğlu,

"Bu tehlikeli yapının araçları insan, amaçları ise dünyayı bir karanlıklar ülkesine çevirmektir. İnsanı sakıncalı emellerine ulaşmak için araçsallaştıran bu kaos düzeni dünyanın kılcal damarlarına sirayet etmiş ve amaçları doğrultusunda ilerlemektedir. İnsanlar etrafına duvarlar ördükçe bu sözde kültür, kendisine daha çok zaman ve zemin bulmakta; insanlar yalnızlaştıkça ilerleme hızını artırmaktadır. Peki nasıl başaracağız sorusu giriyor devreye… Korkmalıyız mesela, korkarak başlamalıyız… Birbirimize ve kendimize karşı ördüğümüz duvarlardan korkmalıyız. Yaşamımızın her tarafı duvarlarla çevrili durumdayken bu illetten nasıl kurtulacağımızı bilmeliyiz. Aslında bildiğimizi hatırlamalıyız. Bizi insanlıktan uzaklaştıran tüm duvarların yıkılmaya mahkum olduğunu unutmayalım. Kalpte ve zihinde duvarlar örmek yerine gönül köprüleri kuralım. Duvarları yıkmak için güçlü kararlara ve insanın fıtratına uygun hasletlerden imal edilmiş balyozlara ihtiyacımız var. Merhabayı çoğaltmak, gülümsemeyi artırmak, selam vermek, komşumuzun yardımına koşmak, kelamın gücüne inanmak ve hepsinden önemlisi vicdanlı ve merhametli insanlar olmak." Dedi.

“Bu konuya yalnızca insanlık penceresinden bakalım”

Yenişehirlioğlu konuşmasına şu şekilde devam etti:

Sanata adım atmak isteyenlere müjde: Kayıtlar uzatıldı Sanata adım atmak isteyenlere müjde: Kayıtlar uzatıldı

"İnsanı insandan uzaklaştırırsanız ortaya vahşi bir yaratık çıkartmış olursunuz. Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan ve yüreklerimizi sızlatan hadiselere şahitlik ediyoruz değil mi? Örneğin Filistin'de yaşanan insanlık dramı. Bu konuya yalnızca insanlık penceresinden bakalım. Filistin'de inanılmaz bir vahşet kol geziyor. Sokaklarda gözyaşlarının feryadı gök kubbeyi çınlatıyor. Gençleri çok seviyorum, gençlerle bir araya gelmeyi, onlarla konuşmayı, hasbihal etmeyi ve dertleşmeyi seviyorum. Toplumsal dayanışma fikri genç yaşlarda başlar. Tek bir zihne ekilen tohum filizlenerek kardeşlik ormanının bir parçası olur. Bu durum da gösteriyor ki; en büyük umudumuz genç kardeşlerimizdedir. Genç kardeşlerim geçmişiyle kavga etmemeli; bu topraklara hizmet eden herkesi kucaklamalı ve benimsemeli işte ancak bu şekilde güçlü, sağlam, samimi ve sarsılmaz toplumsal bağlardan bahsedebiliriz. Unutmamalıyız ki, ilim ve irfanla donanmış inanç ve imanı kuşanmış nesiller bizim kurtuluşumuzdur. Gençler, daima okumalı ve öğrenmelidir. Öğrendiklerini kendi medeniyet kodlarıyla harmanlamalı ve bunları tatbik ederken en yüksek başarıyı hedeflemelidir. Duvarlar örmemeli gönül köprüleri kurmalıdır. Dikkat ve rikkat ekseninde hareket etmelidir. Her alanda parmakla gösterilen, bilgi ve birikimiyle sözü dinlenen insanlar olmak için çalışmalıdır tüm kardeşlerim. Elbette tüm sorumluluğu gençlerimizin üzerine yüklemek bencilliktir. Bizler de onların daha iyi şartlarda eğitim almaları, maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması, geleceğe dair umutlarının diri tutulması için çalışma azmimizi vurguluyoruz. Ne zaman ihtiyaç duyarlarsa daima yanlarında olacağız."

Yenişehirlioğlu :” Gönül köprüleri kurmaya ihtiyacımız var ”

Daha önce "Son Hasat", "Aşk Çölü", "Kerime", "Beyaz Usta Siyah Çırak", "Derviş" ve "Hanne"nin arasında olduğu birçok kitap kaleme alan Bahadır Yenişehirlioğlu'nun yeni kitabı "Duvarları Yıkmak", Timaş Yayınlarından okurlarla buluştu.

Muhabir: BENZA GÜRLER