Şehzadeler Belediyesi’nin Manisa’nın kültür ve sanatına kazandırdığı tarihi Kurşunlu Han’da birçok kurs düzenleniyor. Yeniden Bir Yaşam Derneği, Kurşunlu Han’da ‘Ekmeğimiz Taştan’ Projesi kapsamında açtığı Taş Bebek ve Taş Boyama kursuyla kaybolmaya yüz tutmuş yöresel el sanatlarından folklorik kültürünü yaşatıyor. Kursiyerler kursta kullandıkları taşları deniz kenarlarına giderek oradan toplayıp getiriyor. Yeniden Bir Yaşam Derneği Başkanı Funda Demirel, Manisa olarak bunun değerini bilmediklerini, bu kurs sayesinde tanımaya çalıştıklarını söyledi. Demirel, yurt dışında 680, civarında yaptıkları ürünlerin bulunduğunu açıkladı.
DÜNYADA ATA MİRASI OLARAK KABUL EDİLİYOR
Başkan Demirel, “2016 senesinde başladık biz Manisa olarak. Adımız Ekmeğimiz Taştan Projesiydi. Projemize öyle isim koymayı uygun gördük. Valiliğimizin onayıyla belediye ve Yeniden Bir Yaşam Derneği olaraktan projemiz başladı. Şöyle bir baktığımızda Türkiye genelinde 2010 senesinde Artvin Arhavi ile başlamış bu ilk. Ondan sonra da işte Antalya gelmiş, arkadan Ankara ile biz gelmişiz. Bu Manisa için çok büyük bir şey. 4. Sırada Türkiye’de taş bebek yapımı. Manisa ile özdeşleşmiş bir şey oldu artık. Biz buna 2016 senesinde başladığımız da Türkiye’de bizim 4. olduğumuzu bilmiyorduk. Ve içlerinde tek proje olma özelliği olan biziz. Diğerleri normalde sosyal yardımlaşma vakfıyla, halk eğitim merkezleriyle kurs olarak başlamış. Ama biz proje olarak başladık. O günden bugüne kadar da sayısız kursiyer yetiştirdik. Binlerce ürün çıkardık. Bunların içinde en özel olanları taş bebekler. Neden taş bebekler bu kadar özel? Kaybolmaya yüz tutmuş yöresel el sanatlarımızdan folklorik kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarıp dünyaya tanıtabilmemiz açısından birinci sırada geliyor hediyelik eşya bazında. Biz Manisa olarak bunun değerini biliyor muyduk bilmiyorduk yeni yeni fark etmeye başladık. Yaptığımız taş bebekler aslında ata mirasıymış. Dünyada ata mirası olarak kabul edilen birinci sırada gelen özel folklorik desenler, özel folklorik bebekler bunlar. Amacımız neyde bu projeye başlarken bizim bir yandan Manisa’daki hediyelik eşya noksanlığına alternatif üretebilmek bir yandan insanları daha aktif daha sosyal hale getirebilmek, boş zamanlarını verimli hale getirmeyi sağlamak. Bir kısmı yetişkin bir kısmı genç ve çocuklar olmak üzere iki kısım olarak kurslarımızı sürdürdük. Yetişkinlerde durum zaten belli. Ya vakitlerini verimli geçirmeleri kendilerine az da olsa gelir sağlamaları. Ama gençler ve çocuklarda durum tamamen farklı. Sürekli ellerde telefon, sürekli bilgisayar başındalar. Bütün boş vakitlerini çocuklar ya da gençler neyle geçiriyor teknoloji ile geçiriyor. Ama yetişkinler burada kaldıkları 3-3 buçuk saat içerisinde ne bir kere telefonlarına bakıyorlar, ne bir kere bilgisayarları akıllarına geliyor. El sanatları kültürümüzü nasıl aktaracağız gelecek kuşaklara. Gençleri ve çocukları yetiştirerek, onları bilgi sahibi yaparak bu amaçla başlamıştık. Ve hemen hemen 6. Senemizi doldurduk. 7. Seneye giriyoruz. Büyük bir başarıyla da devam ediyoruz” dedi.
YURT DIŞINDA DAHA FAZLA TALEP GÖRÜYOR
Manisa’da üretilip yurtdışına gönderilen 680 taş bebeğin olduğunu kaydeden Demirel, “Manisa dışındaki kaymakamlıklardan ve belediyelerden talepler geldi. Ama bunun en üzücü tarafı şuydu. Bebekleri Manisa’da yapıyoruz, Manisa’nın kültürüyle yapıyoruz ama neresi alıyorsa altlarında onların isimleri yazıyordu. Mesela X kaymakamlığı aldığında X kaymakamlığı yazıyordu. Sanki oranın bebekleriymiş gibi oluyor. Manisa’da o dönemin valisi çok sahip çıktı proje başladığında. Hemen hemen yurtdışında 680 tane bebeğimiz var bizim. O buradan gittiği her yere bu bebekleri götürdü. Ya da buraya gelen bütün misafirlerine bu bebekleri verdi. Neden bunu yaptı. Çünkü bu bebekler koleksiyon bebekler. Her bir tek bir tane çalışılıyor. Tamamen Manisa yöresine özgü çalışılıyor. Tamamen folklorik kültürümüzü yansıtacak şekilde çalışılıyor. Öyle olduğu için de büyük talep görüyor. Bizden çok yurtdışında talep görüyor bebeklerimiz. Bir gün Japon heyeti valiliğe gelmişti gençlerden oluşan. Vali Bey bunları onlara hediye ettiğinde her biri sanki bir mücevheri tutar gibi tutuyordu bebekleri, onlar için kıymetliydi. Ama bizim içinde kıymetli olmalıydı” dedi.
EKMEĞİMİZ TAŞTAN RASTGELE KONULMUŞ BİR İSİM DEĞİL
Kursun taş bebek ve taş boyama olmak üzere iki aşamanın yer aldığını vurgulayan Demirel, “Kursumuzun iki aşaması var. Sadece taş bebek değil taş boyama da var. Seramik hamuruyla çalıştığımız çalışmalarımız. Biz taşı hamurla kabartma rölyef ile yerine göre boyayla yerine göre birçok teknikle birleştirerek kullanıyoruz. E ne çıkıyor ortaya bir sürü ürün çıkıyor. Yani bir proje ekmeğimiz taştan rastgele konulmuş bir isim değil. Gerçekten bundan ekmek çıkar mı çıkar. Bunun da sürdürülebilirliği çok önemli. Bunun sürdürülebilirliği yine Kurşunlu Han’da Yadigar Hediyelik Eşya. Projeyi yaptık. Ama arkasını da getirdik. Sürdürülebilirliğini de yaptık. Belediye her zaman için yanımızda oldu. Şehzadeler Belediyemiz ilk günden itibaren projemizin içinde oldu. Hiç kırmadılar. Hem başkanımız hem kültür müdürümüz sürekli her anlamda projenin içinde yer aldılar. Bu anlamda da projemiz daha da büyümüş oldu. Çünkü desteksiz hiçbir şeyi büyütemezsiniz. Şehzadeler Belediye Başkanımız Ömer Faruk Çelik, Kültür Müdürümüz Ramazan Şevik ve çalışanlara teşekkür ediyoruz” dedi.
DENİZ KIYILARINDAN TAŞLARI TOPLUYORUZ
Kursiyerlerden emekli öğretmen Mine Albayrak, “Bu kurslara talep çok fazla olduğu için bende zor girdim bu kursa. Vaktimiz çok güzel geçiyor. Taş boyamanın haricinde geri dönüşüm yapıyoruz. Deniz kıyılarından taşları topluyoruz. Yapıştıracağımız malzemeleri çevremizden atık malzemelerden buluyoruz. Çok zevkli bir kurs. Funda hocamıza desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz” dedi.
TAŞ BOYAMAYI ÇOK SEVDİM
Emekli kamu görevlisi Birsel Anıl, “Bir dönem psikolojim çok bozulmuştu annemi babamı kaybettikten sonra. Bu boyama işine girdim. Taş boyamayı çok sevdim. Çok zevkle ve isteyerek yapıyorum. Funda Hocam gibi bir h0ocayla çalıştığımız için mutluyuz. Haftada iki gün geliyoruz. Bir şeyler yapmak önemli” dedi.
SEVEREK GELİYORUZ
Ev hanımı Nurcan Özkaya Arslan, “Severek geliyoruz. Hocamızın bize öğrettiklerine değer veriyoruz. Taş boylama çok güzel bir şey. Hayatta gördüğümüz manzaraları taşlarla tekrar kendi hayalimizi de katarak şekillendiriyoruz, pano haline getiriyoruz. Pazartesi ve Cuma günleri kursa geliyoruz” dedi.
CÜNEYT HASÇELİK