Ekim ayında katledilen Pelin, abi dediği komşusu A.U tarafından öldürüldü. Bir annenin daha yüreği yanarken ateş bu kez düştüğü yeri değil Türkiye’yi yaktı. Pelin’in kim bilir ne hayalleri vardı. Ne hayalleri yarım kaldı.
Hayatının baharındaki pelin nasıl katledildi?
Kadınlar bazen de abi dedikleri insanlar tarafından öldürülüyorlar. Pelin Karaca cinayetinde olduğu gibi.
“Anne çarşıya gidip geleceğim” diyerek evden çıkan Pelin’in cesedi Uşak’taki bir ormanda bulundu. Pelin’in acılı annesinin söyledikleri yürekleri dağladı. Acılı anne “Kızımı öldürüp Uşak Eşme’de ormana gömmüş. Kızımı katleden 36 yaşında evli bir adam. ‘Anne çarşıya gidip geleceğim’ dedi. Gidiş o gidiş” dedi. 36 yaşında ve evli bir adam kulağa ne kadar doğru geliyor? Genç kızlar artık abi dedikleri kişilere de mi güvenemeyecek?
“Kalbimde doyamadığım kızım”
Kadın cinayetlerinde öldürülen sadece bir kadının hayatı değildir. O kadının hayatında var olan anne, kız kardeş, evlatta öldürülüyor aslında. Evlatlar büyürken anne kelimesini bir daha kullanamamanın acısı ile büyüyor. Anneler ise kendilerine Anne diye seslenecek canından oluyor. Bir cinayet aslında bir kadının hayattan koparılması değil, o kadının sevdiklerinin de hayatını çalmaktır.
Pelin Karaca’nın hayatı gençliğinin baharında biterken geriye annesinin yürekleri dağlayan cümleleri kaldı.
Acılı anne “Affet beni kızım, sana sahip çıkamadım. Ölmedi benim kızım, kalbimde doymadığım kızım" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Pelin’in ablası ise “kardeşim 3 kez toprağa gömüldü” dedi.
21 yaşında gencecik bir fidan… Kaçmak isterken kaçamadı, kendisini savunmak isterken savunamadı. Kim bilir nasıl canı yandı öldürülürken…
Kadınlar öldürülmemek için kendilerinin savunmak zorunda daha ne kadar kalacak?
Bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi pelin içinde ülke ayağa kalktı, pelin için sosyal medyadan paylaşımlar yapıldı. Maalesef ki ölmemek için yaşamak için seslerini çıkartan kadınların sesleri hala duyulmadı. Ve kadınlar hala öldürülüyor...
