Demokrat Parti (DP) Manisa İl Başkanlığı, iftar programı düzenledi. Şelale Plaza'da gerçekleşen programa, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, DP İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, Manisa Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Destan Bulgay, DP Manisa İl Başkanı İdris Mecek, siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. İftar programından sonra önemli açıklamalarda bulunan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Türkiye gündemini değerlendirdi.
"Çiftimiz yarının endişesini yaşıyor"
Söylenecek birçok şeyin olduğunu ifade eden DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, "Nereden geldiğini bilmeyen insanlar değiliz. Ama nereden geldiğini bilmeyen bu ülkenin hangi mecralardan çıkarak geldiğini unutan, maalesef dünün muhasebesini yapmayan bir akılla karşı karşıyayız. Var olma, yok olma çizgisinden çıkarak bu vatan toprağını imparatorluğun bakiyesi olarak Anadolu ve Trakya'ya sıkışan bugün için 86 milyon olarak bugünlere kadar geldik, büyüdük, geliştik. Bizim geleneğimizde bu tarihi yürüyüşü içerisinde aldığı bayrağı her daim ileriye doğru taşıdık. Bu büyük ülkenin, büyük Atatürk'ün hemen Kurtuluş Savaşı'yla beraber, İzmir İktisat Kongresi ile açtığı o perdede özgürlüğün, bağımsızlığın ancak iktisadi özgürlükle kazanılacağının bilinci içerisinde açtığı mecrada Celal Bayar'larıyla, Menderes'leriyle, Demirel'leriyle, Özalları'yla çok şükür bu ülkeye, bu millete, bu aziz millete, bu aziz şehre vazifemizi yaptığımız kanaatindeyim. Kıt kanaat imkanlarla büyük hizmetleri yapmışız. Bugün konuşmak kolay. 1960'lı yıllarda işte o büyük liderimiz Demirel'in 65'deki bütçesine baksanız bütçenin yüzde 68'inin yatırım bütçesi olduğunu görürsünüz. Ama bugün kıt imkanların olduğu yerde bugün imkanlar fışkırırken Türkiye maalesef bir akıl koyamıyor. İstikametini belirleyemiyor. Dışarıdan içeriden baktığınızda adeta istikametini kaybetmiş gibi bir görüntü resmediyoruz. Bunu bu ülkenin hakettiği kanaatinde değiliz. Bu büyük ülkede asli vazife biz ve davamız, bu ayyıldızlı bayrağın altında yaşama iradesi koymuş her bir vatandaşını kendi doğduğu topraklarda geleceğini arayabildiği, alın terinin karşılığını alabildiği, eşit fırsatlara sahip olduğu, herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye'yi yaratmak içindir kavgamız. Davamız. Siyaseti bunun için yaptık. Siyaseti işte burada bugün bulunan, benim de görüyor olmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyduğum Değerli İl Başkanlarımız var. İlçe Başkanlarımız var. Belediye Başkanlarımız var. Kadınıyla, genciyle velâsıl dünden bugüne bu büyük mücadele bayrağını taşıyan ve şerefe galip olmuş, hizmetin şerefine galip olmuş şerefli insanlar var. Bir kez daha müteşekkir olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu milleti alın yazısı olarak kaderin önümüze koyduğu tarih önündeki asli vazifesini görebilmesi için sadece kendi insanına değil içimize akıttığımız ardımızda bıraktığımız bütün topraklara gücünü de, kudretini de, şefkatini de uzatabilecek bir ülkeyi güçlü hale getirelim istedik. İnsanın kendi doğduğu topraklarda bugün işte bereketli ovaların merkezindeyiz. Buralarda çiftçimiz yarın endişesi taşıyorsa, boşluğu her yıl artıyorsa Anadolu'nun kıraç arazilerindeki çiftçilikle yapan vatandaşlarımız, hayvancılık yapan vatandaşlarımız nasıl bu işin içinden çıkacak Çarşambadan değil, pazartesiden belli. Buraya bir gün de gelmedik maalesef. Bilerek ve istenerek geldik. Sadece sizlerle bir rakam paylaşsam. Her çıkan tarım bakanı bir tane Manisa'mızla ilgili de vardı. Her meydana çıkan tarım bakanı diyor ki: 'Hayvancılık ithalatı keseceğiz, sonlandıracağız' 2010 yılından 2024'ün ilk 6 ay verileri elde. Türkiye 11.3 milyar dolar canlı hayvan ve et karkas ithal etmiş. Yanlış politikaların neticesi olarak geldiğiniz yer burası. Türkiye'nin buğdaydan başlayarak işte buralarda pamuğu konuşmak lazım, değil mi? Net ithalatçı olduğu ayçiçeği de dahil olmak üzere maalesef yanlış politikaların neticesinde bilerek ve istenerek 80 yıllık cumhuriyetin inşa ettiği tüm altyapıyı tasfiye ettiler. Şimdi diyorlar ki, gıda enflasyonu" diye konuştu.
"Pek çok alanda küme düşüyoruz"
Çiftçinin girdisine müdahale etmeyip çıktısının ürünün fiyatını baskılayarak bu işin içerisinden çıkabileceğini düşündüklerini söyleyen Gültekin Uysal, "Ramazan gelmeden Tarım Bakanı, Ticaret Bakanı büyük marketler, büyük üreticileri topluyor. Aman Ramazan geliyor siyaseten bize zararı olur et de zam yapmayacaksınız. Talimatlı bir ekonomiye dönüşmüş. O açıdan değerli dava arkadaşlarım, sadece bu noktadan baksak Türkiye'nin kademe kademe nasıl bir sistematik çöküşü yaşadığını görüyoruz. Bizim geleceğimiz hep şu inançta oldu. Çiftçilikle yapan insanları, köydeki insanlarımızı refah içerisinde yaşatamazsak, onları desteklemezsek başta metropollerde yaşayan insanlarımız olmak üzere gıdaya hem pahalıya erişir hem de sağlıklı gıdaya erişemez. Bu anlayışla hep bu destekleri sürdürerek geldik. Son 22 yılda bilerek ve istenerek Türkiye'de özellikle üç kesim sosyoekonomik statüsünü kaybetti. Birincisi ifade ettiğim gibi tarım hayvancılıkla uğraşan insanlarımız. Türkiye'de yapısal olarak her geçen gün rekabet etme imkanı kalmamış. İşveren insanları yoksulluğa mahkum etmiş. Emeklilerimizin her birinin yaşadığı yoksulluk, derin yoksulluk olarak nitelendiriliyor. Ama bu vesileyle de ifade edeyim, Türkiye'de haksızlık yapılan bir kesim Bağkur Emeklileridir. Bu ülkede istihdam yaratmış, bu ülkede katma değer yaratmış insanlarımız maalesef dükkânlarını kapatıyorlar ama geçinecek bir refaha erişmekte emekliliğinde maalesef yoksun bırakıyoruz. İktidar sahiplerine sorsak bu işleri Sosyal Güvenlik Kurumu'nu da geçmişte başkaları batırdı. Bugün de kurumlara başkaları eksiye götürdü. Bu ülkenin kaynakları var. Yeter ki ehli ellerde olsun. Bu ülkede bir yandan millet önünde çıkıp tasarruf yılı ilan edeceksiniz. Daha dün rakamları tekrar kontrol ettim. 3.1 katrilyon olan araç kiralama rakamı 2023'ten 2024'e tam iki katına çıkmış. Temsil, ağırlama giderlerine baksanız iki katına çıkmış. Nerede tasarruf? Ülkeyi yönetenlerin tasarruf etmediği nokta vatandaşa tasarruf etlemenizin bir kıymeti var mıdır? 22 yıldır öncelik sıralamaları yanlış belirlenmiş. Yolsuzluk, usulsüzlük dolayısıyla kaynaklarımızı kötü kullandığımız bir dönemi yaşayarak geldik. Başta insan kaynağımız olmak üzere ideolojik bir alan olarak tayin edilmiş, Milli Eğitim Sisteminden başlayarak bugün maalesef elinde diploması olan, ama piyasada karşılığı olmayan ev fakire hâline getirdiğimiz gençlerimiz var. Türkiye maalesef tarihi ıskalıyor. Bütün bu cephelerinden bakınca önümüzde çok uzun bir zamanın olmadığı kanaatindeyiz. 2000 ile 2038 yılları aktif nüfusumuzun pasif olanına göre görece yüksek olduğu dönem ve 2025 yılı Türkiye yarınlarda sosyal güvenlik sisteminden başlayarak büyük yükleri yüklenmek mecburiyetinde kalacak. O açıdan değerli dava arkadaşlarım, önümüzde bir yol var. Çok da zamanımız yok. Ya bu gidişatı tersine çevirecek bu aziz milletim ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni doğru bir istikamete sevk edeceğiz. Ya da hukukta, demokraside, iktisadi alandan başlayarak pek çok cephesinde küme düşeceğiz" şeklinde konuştu.
"Millete yeniden hizmet edeceğiz"
DP'nin iktidara geldiğinde ne yapacağını anlatan DP İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, "Türk milletinin sofrasından ekmek, cebinden para, kulağından ve ağzından, beyninden söz, fikir hürriyeti, çalışma hürriyeti her şey yok edilip alınmış. Bu milletin alışık olduğu bütün değerlerin üstünden silindir gibi geçilmiş ve sanki garip gureba gibi, çaresiz gibi insanlar eli böğründe sokakta Hiç merak etmeyin. İşte buradaki topluluğun tarihsel köklerinden yetiştirildiği yeni gençlerle birlikte el ele vererek, milletin arzuladığı hürriyet içerisinde ekmeyi, demokrasi içinde kalkınmayı, kişinin hak ve hukukunu sonsuza kadar kullanmayı ve korkusuz yaşama hürriyetini, su gibi, hava gibi içimize çeke çeke var edecek olan bir iktidarı Demokrat Parti olarak bir tarafından yakalayıp getirip, millete yeniden hizmet yoluna koyacağımıza size söz veriyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum" ifadelerini kullandı.