Görselliğe, tüketime ve hazza yönelik diziler ekranlarda boy gösterse de biz sevdiğimiz, bizi anlatan dizileri özlemiyor muyuz?
Bundan 8 yıl önceydi. TRT ekranlarında “Aşkın Yolculuğu:Yunus Emre” isminde bir dizi başlamıştı. Yunus Emre’nin hayatını, hocası Tabduk Emre ile maceralarını, Molla Kasım ile mücadelelerini ve maneviyatta mertebelere ulaşmalarını anlatan bir diziydi. 
Dizide, hep derviş olarak gördüğümüz Yunus Emre’nin kadı olduğuna ilk kez şahit olmuştuk. Yunus Emre gerçekten kadılık yapmış mıydı? Diziden sonra herkesin kafasını kurcalamıştı bu soru. Bu konuyla ilgili bir yazı kaleme almıştım. (Bkz: Derviş Yunus mu, Kadı Yunus mu?)
Kadılık dışında, Molla Kasım’dan, dizinin bitişinden, devamı için yoğun istek olduğundan da bahsetmiştim çeşitli yazılarımda. Hatta TRT yetkilileriyle görüşerek filmin akıbeti hakkında bilgi alarak siz değerli okuyucularımla paylaşmıştım.
Yazılarıma gelen yorumlardan ve görüştüğüm insanlardan anladım ki, Yunus Emre dizi büyük bir beğeni kitlesine sahip olmuştu. 
Dizide oynayan oyuncuların göstermiş olduğu samimiyet, dergah/tarikat hayatını işlerken gösterdikleri başarı takdire şayandı. Yunus Emre’nin nefsiyle yaptığı mücadele, hocası Tapduk Emre’den öğrendikleri… Ve en önemlisi kişinin nefsiyle mücadelesi…
Necip Fazıl bir şiirinde şöyle demiyor mu?
“Hep nefis çıkar karşıma ölüp ölüp dirilsem. İnsandan kaçmak kolay, kendimden kaçabilsem.” Kendinden kaçamamıştı Yunus. Tapduk Emre’nin dergahına sığınmıştı.
Kolay mıdır dervişlik? Pişmek bir dergahta. Yarı aç yarı tok. Gece gündüz ibadet, zikir, tesbih… En önemlisi de kendini adamak Allah için, kendi nefsinden vazgeçmek. 
Kolay değildir elbette insanın iç dünyasında yaptığı yolculuk. Yunus Emre bir şiirinde şöyle sesleniyor: “Dervişlik olsaydı taç ile hırka. Biz dahi alırdık otuza kırka”
Parayla pulla, kıyafetle alınacak bir şey değildir dervişlik. Allah ile kul arasında bir yolculuktur. Aşkın yolculuğudur aslında.
“Aşkın Yolculuğu: Yunus Emre” dizisi bu başarıyı hissettirebilmişse ne mutlu o filmi çekenlere. 
Ben tüm dizi ekibini tekrar kutluyor ve bu tarz dizilerin devam etmesini murat ediyorum.
Ekran kirliliğinin gönlümüzü de kirlettiği şu günlerde Yunus Emre dizisini sadece ben mi özlüyorum?
Selam ve dua ile...