İYİ Parti Manisa İl Başkanlığı, Manisa'nın ilçelerinde gerçekleşen yangınla ilgili basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, Milli Güvenlik ve Göç Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı ve il yönetim kurulu üyeleri katıldı.
"Devlet partileşti, parti devletleşti"
Siyasi iradenin ve idarenin tek bir kişinin aklına, tercihlerine ve heveslerine terk edildiğini belirten İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikaları Başkanı, Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı,
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde yani tek adam rejiminde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hızlı karar alma ve çözüm üretmenin merkezi olma esnasındayken sorunların sebebi ve merkezi konumuna geldi. Devlet partileşti, parti devletleşti. Bürokrasi yozlaştı ve liyakat dediğimiz müessese tamamen askıya alındı. Şu anda Tarım ve Orman Bakanlığı yapan, geçmişinde ne yapmış bu kişi? habercilik yapmış ve şimdi Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan mesul. Yani bu kişinin geçmişte El Cezire'de bir haberci olarak yangınla tek alakası belki bir yangın haberi yapmak olabilir. Geçmişte yangın haberi yapan kişi şimdi yangın haberlerini izliyor. Yaptığı iş bu ve ilginçtir 2024 meclis bütçesinde şunu tespit ettik. Bakanlık aslında orman müdürlüğüne, genel müdürlüğüne 500 milyon liralık bir bütçe ayırmış. Ama bu bütçe sadece yangın söndürme uçakları ve helikopterler için sadece ayırmış. Çok enteresan. Gözlemledik, bütçeyi kullanmamışlar. Bununla ilgili önerge verdik. Kullanmamalarının sebebi ise bizim memleketimizin yangın söndürme ve helikoptere ihtiyaç duymadığından değil. Kiralama yöntemiyle bu işleri hallediyorlar. Çünkü kiralamada rant var. Rant fazla olduğu için satın alma işlemine gidilmemiş. Bütçe kullanılmamış ve orada Türkiye o uçaklara o helikopterlere sahip olamamış. Böyle bir skandalla biz karşı karşıyayız. Dün ekibimle birlikte İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak memleketim Manisa'da hem Gördes'te hem Salihli'de tamamen yok olan köylerimiz bulunuyor. Tüm bunlara gittik. Ben çalışma koordinasyon merkezine gitmedim. Çünkü orada bana söylenecek bir şey yok. Yani oradaki gerçekleri duyacağın bir merkez değil. Vatandaşlarla bir araya geldik. Olması gerekenler nedir? Zafiyetler nedir? Talepler nedir? Noktasında vatandaşlarımızdan bilgi aldık. Şu anda bakın hem Manisa'da hem Türkiye'nin genelinde yangınlarda ortaya çıkan 3 tane noksanlık var. 3 tane zaafiyet var. Bunu görmemiz lazım. Planlamada zafiyet, koordinasyonda zafiyet, ekipmanda zafiyet. Planlama konusu zaten kötü. Şimdi Manisa üzerinden bakalım. Bizim Gölmarmara'da Marmara Gölü'müz vardı, kurudu. Çünkü Gördes yanlış politika neticesinde Gördes Barajı'ndan besleniyor. O havzalardan beslenen baraj artık beslenemez hale geldi. Şimdi bir gölün kuruması meselesi sadece oradaki alandan ibaret değil. Çünkü yer altındaki su kaynakları, çevresindeki yeşillikler, oradaki floranın çeşitlenmesi, tamamen suyla alakalı. Sular kurudu, su kaynakları kurudukça bölgedeki yangın alevlenme, artma daha fazla zayiat verme ihtimali de artıyor. Dolayısıyla yanlış planlama, yanlış su politikası, Gölmarmara'daki, Marmara Gölü'nün kuruması ciddi anlamda, burada memleketimizi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.
"Sovyetler Birliği'nde böyle bürokratik yozlaşma görülmemişti"
Yangınların daha tam sönmeden helikopterler başka yere gitmek zorunda kaldığını ileri süren Cenk Atıcı,
"Çünkü talimat geliyor. Dolayısıyla bir koordinasyon eksikliği var. Bazı köyler boşaltılmış ama vatandaşlarımızla biz bir araya geldik ve oradaki vatandaşlarımızdan defaatle, 3 defa sordum doğru mu anlıyorum diye. Kaymakam gidiyor. Orada yetkililer var. Helikopterler sadece Manisa Valisi'nin görüntülü aramada izlediği müddetçe duruyorlar. Konuşmadan sonra geri gidiyorlar. Bakın, bu hususu pek çok kişi söyledi. Yani bizzat şahit olmuşlar. Bizim buradaki görevimiz oradaki insanların sesine ses olmaktır. Siyaset bunun için yapılır. Sovyetler Birliği'nin son dönemlerinde bile böyle bir bürokratik yozlaşma görülmemiştir. Yani bunun konuşulması, değerlendirilmesi bence üzerine konuşulması gereken bir konu. Bunun dışında Manisa Vali'miz bana üzülmesin, darılmasın, kızmasın. Bizim buradaki görevimiz, oradaki vatandaşlarımızın şikayetlerini ve taleplerini dile getirmektir. Onların sesine ses olmaktır. Şimdi vatandaşlarımız, yetkililerin geldiğini ve helikopterle geri gittiğini belirtiyor. Ama aşağı inmesi lazım. Vatandaşı dinlemesi lazım. Sayın Vali'miz gitmişsiniz, sağ olun, elinize sağlık. İyi yapmışsınız. Ama vatandaşın bize söylediği 'Vali'nin koruma ordusundan biz yanına yaklaşamıyoruz. Meramımı anlatamıyorum' diyor. Vatandaş bunu söylüyor. Bak çok açık bir şey söyleyeyim. Mülki idare amiri niye var? Siyaset niye var? Siyasetçi, mülki idare amiri, halkın verdiği kaynakları parayı, halkın parasını, halkın verdiği yetkiyle, halkın tayin ettiği müddette ve nispette kullanan kamu görevi yapmaya memur tayin edilmiş kişidir. Biz hepiniz kamu görevi yapmaya memur tayin edilmiş nizamlarız. O halka elbette hesap da vereceksiniz, dinleyeceksiniz. Yani sizin göreviniz, asli göreviniz bu. Türkiye'de maalesef siyaset kurumu yozlaşmış durumda. Yani ekseriyetle genelleyemeyiz. Ama siyaset eşe, dosta, akrabaya üstünlük sağlamak ve siyasi kuvveti oluşturmak için var olmuş" şeklinde konuştu.
"Doğal afet ilan etmiyorlar"
İYİ Parti olarak halka ve kamuya hizmet eden bir siyaset anlayışını benimsediklerini söyleyen Atıcı, son olarak şunları söyledi:
"Helikopterler geliyor, gündüz vakti çalışıyorlar. Saat 17.00 oluyor, 18.00 oluyor, gidiyor. Akşam vakti gitmek zorunda kalıyor. Çünkü gece görüşü. Herhalde yangın gün ışığına göre hareket etmiyor. Yangın devam ediyor. Karanlıkta köylülerimiz yangına teslim ediliyor. Çünkü gece görüşlü helikopterimiz yok. Neden yok? Devletin parası mı yok? Bütçesi mi yok? Yani tasarruf yapacaksanız 5 maaşlı saray bürokratlarından yapın. Tasarrufa buradan başlamayın. Buradan tasarruf olmaz zaten. Ders almayan bir hükümet bulunuyor. Orman Bakanlığı'ndan içeriden bürokratlardan bilgi aldık. Bize söylenen, bir kavram çalışıyorlar, eş zamanlı çoklu kriz. Yaşadığımız da bu aslında. Diyorlar ki, üstlerine yani bakana, işte oradaki siyasi iradeye 2030 yılına kadar yangınların devam edeceğini söylüyor. Bu yangının çıkacağı biliniyor. Bilinmeyen bir şey değil. Sebebi, millete gönlünü ve kulağını vermeyen siyasilerdir. Sebebi, devlet yönetme ehliyetini ve kabiliyetini kaybetmiş, siyasilerin plansızlıklarıdır. Koordinasyonsuzluktur, ekipman noksanlığıdır. Bunların sebebini doğru tayin etmek lazım. Ben 2025 yılının yazında burada bu açıklamayı yapmamak için bir daha konuşmamak için bugün bu önlemlerin alınması lazım. Alınmazsa bir yıl sonra yine aynı şeyi konuşacağız. Çağrıda bulunuyorum, bu bir doğal felaket. Manisa'da o bölgelerde doğal afet ilan edeceksiniz, etmelisiniz. Doğal afet ilan etmiyorlar. Çünkü doğal afet ilan edildiğinde biliyorlar ki oradaki vatandaşların daha fazla hakkı olacak. Vatandaşların hakkını kim tazmin edecek? Yanan evleri kim tazmin edecek? Buğdayları, samanları, zeytinlikleri kim tazmin edecek? 'Vatandaş sigorta yaptırsın' diyorlar. Sigorta fiyatları nasıl haberiniz var mı? Yani vatandaş nasıl sigorta yapacak? Dolayısıyla biz İYİ Parti olarak memleketimizde, Manisa'mızda, vatandaşlarımızın yanında olduk. Olmaya devam edeceğiz. Siyaseti araya bir duvar örmeden, vatandaşı dinleyerek ve onların taleplerini size, medyaya, kamuoyunu dile getirerek yapmaya devam edeceğiz."
