Çok değerli okurlarımız, her cuma günü sizlerin karşısına sürekli aynı konu ile değil, güncelle ilgili özellikle hayal kurarak değil, yaşanmışları anlatmaya çalışıyorum. Daha önceki bir kamu hizmeti görevimde Ağrı Doğubeyazıt’ın bir köyünde, köylü vatandaşlarımızı desteklemek İçin toplanan erzakları köyün meydanına götürdük.Bizim kontrolümüzde köy muhtarının yazdığı liste üzerinden köylüler sıraya girerek yardım malzemelerini almaya başladılar. Malzemeleri vermek üzere okunan isimler dikkatimi çekti ki bütün soyadları aynıydı. Dağıtım esnasında gerçekten yardıma ihtiyacı olan gariban boynu bükük bir bayan yaklaştı bana da yardım edin diye talepte bulundu.Yardım listesine baktım, gerçekten ihtiyaç sahibi olan bu vatandaşımızın ismi yoktu. Durumu değerlendirdiğimizde maalesef muhtarımız sadece listeye kendi akrabalarını yazarak gelen bütün yardımı kendi tarafına dağıtmayı planlamış. Bu olumsuz tabloyu görünce dağıtımı durdurup listeyi yeniledik ve esas ihtiyaç sahiplerine malzemelerin dağıtımını sağladık. Merkezi yönetimin en küçük alanı olan bir köyümüzde bile dağıtım yandaşlara oluyor ise silsile yolu ile bunun Ankara’ya kadar gitmesi, Ankara’da da herkesin yandaşına çalışması engellenemez, hep diyoruz ya yediğimiz içtiğimiz bütün gıdalarda genetiği değişmiş gıdalar yiyoruz bu yüzden vücudumuz zarar görüyor. Gıdaların genetiği bozulduğu gibi artık biz insanların da genetiği bozulmuş durumda, genetiği bozulmuş gıdalar insanı bozduğu gibi genetiği bozulan insanlar da memleketi bozar. Bunun tek çaresi bozulmamışların sayısının çoğalmasıdır…