Gündemin yoğunluğundan dolayı pek çok şeyi takip etmekte zorlanıyoruz. Ancak bu konu oldukça önemli ve bu toplumda yaşayan bireylerin iklim kanunu ile ilgili gelişmeleri de yakından takip etmesi amacıyla bu hafta böyle bir yazıya yer vermek istedim.
Neredeyse 2023 yılından bu yana konuşulan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi internet sitesinde 31 Aralık 2027 tarihine kadar yasalaşacak dediği bu kanunu yakından takip edip, bilmek gerekiyor.
İklim kanuna ihtiyaç duyulma nedeni iklim değişimlerinin beklenen seyrinde gerçekleşmemesi , dünyanın kirliliği gibi pek çok neden sıralanabilir.
Bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı , pek çok aksiyonu barındıran bu kanunla birlikte 2027 yılına kalmadan çalışmayı tamamlamak istiyor.
Kanun ile birlikte Her ilde vali başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacak.
Yerel iklim değişikliği eylem planları; sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum amacıyla her ilin bütüncül bir planı olacak şekilde vali koordinasyonunda; büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanacak veya hazırlatılacak.
İlgili kurum ve kuruluşlarca hazırlanan planlama ve uygulama araçlarında teknolojik öz yeterlilik kapasitesinin artırılması öncelikli hedef olarak belirlenerek temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması esas olacak.
Kamuoyu farkındalığının artırılması ve toplumun iklim değişikliğinin etkileri konusunda duyarlı hale getirilmesi için eğitim ve bilinçlendirme programları düzenlenecek.
Net sıfır emisyon hedefinin sağlanmasına yönelik emisyonların dengelenmesi için orman, tarım, mera ve sulak alanlarda karbon yutağı kayıplarını engellemek üzere ilgili kurum ve kuruluşlar tedbirler alacak. İklim değişikliğinin etkilerine karşı su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacak. Denizel ve karasal korunan alanların niteliği ve oranı yükseltilecek.
Bütün bu bilgileri sizlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi internet sitesinde bulabilirsiniz.
Ancak pek çok yazar ve halkın büyük kesimi bu kanun ile birlikte bireysel ihtiyaçların sınırlandırılması ve hatta kota getirilmesi gibi durumların yaşanacağını öngörüyorlar. Aslında açık söylemek gerekirse yeni dünyanın yeni düzeninde bu kanun içeriği altında yaşamanın güç hale geleceğini itiraf etmeliyiz.
Yaşamak için küresel elitlerin insafına kalmak deyim yerinde ise “sonu olmayan bir yola doğru girmek “ tam da yerinde bir tanım olsa gerek.
Yoksa bir ormanı ya da suyu korumak amacı ile alınacak küçük aksiyonlarla mümkün olabileceğini daha önceki yazılarımızda da belirtmiştik.
İklim Değişikliği Kanunu neden önemli ?
Bakın gazeteci ve yazar olan Banu Avar bu kanun hakkında ne diyor .
Bu yasa zaten yeterince kırılgan hale getirilmiş tarım ve hayvancılığımızın tümüyle küresel gıda tekellerine devredilmesi demektir. Bu uluslararası tekellerin izni olmadan tek bir keçi, koyun, inek besleyemeyeceğiz. Maydanoz yetiştirirken bile izin almak zorunda kalacağız demektir!
Benzin alırken kota konulacağı için elektrikli araç tercih etmek zorunda kalacaksınız.
Hayvan beslemek yasak olacağından yapay et tüketimine ağırlık verilecek. Bu yolla ağır aksak işleyen gıda güvenliği zincirimiz de kırılacaktır.
Bu konuda farklı ses çıkaranlara da baskı uygulanacak ve hak ve özgürlüklerimiz bir kez daha ihlal edilecek. Bunlar önemli iddialar.
İddialar hayal gibi görünürse görünsün. Dünya üzerindeki son beş yılda nasıl bir değişim yaşandığı gerçeği bu iddiayı ıspatlar nitelikte.
Belkide bundan yirmi yıl önce bu durumu duymuş olsaydık “çok fazla film izleyip etkilenmişsin” diyerek ciddiye almayacaktık. Ancak pandemi ve sonrası bize çok şey anlatıyor.
Bu yasa çiftçiyi, hayvancılık ile gelir sağlayanları, ticaret ile uğraşanları, öğrencileri , ev hanımlarını, sanayicileri kısacası hepimizi ilgilendiriyor.
Dünya üzerinde yaşanan olaylara bakıldığında sonraki yıllarında iyi bir yöne doğru evrilmeyeceği çok açık ortada. Bu konuda iyimser olmak mümkün değil. Bu nedenle bu kanun hakkında araştırma yaparak sonuçlarını düşünmek bizlere kalıyor.
Doğayı kurtarmak için, kirletenlere ağır yaptırımlar uygulamak yerine hayatlarımız sınırlandırılacakmış gibi duruyor.
Sağlıkla Kalın.