Değerli dostlarım, kıymetli Manisalılar. 
Hepinize saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum. 

Uzun zamandır kendime izin vermiştim. Doğu Anadolu bölgesinin birkaç ilini, gezmek,görmek, tecrübelerimi geliştirmek için bir gezi yaptım. 
Herkes denize giderken,bendeniz dağlara gittim. 
Neden mi? 
Şahsi fikrim,insan ülkesinin durumunu görüp analiz yapabilmesi için tuzu kuru olan insanların olduğu bölgeye değil, tuz bulamayan bölgeleri görmek, oradaki halkımızı tanımak dertleri ile dertleşmek, yaşantılarını görüp dertleri için tasalanmak her vatandaşın her vatanseverin görevi olmalı. 
İşte gerçek milliyetçilik böyle olmalı. Her türlü ırkçılığı kim yapıyorsa o ırkçlık yapanın evine misafir olup, orada konuşmak çok etkili oluyor. 
Bunu biliyorum aksini iddia eden varsa yanılıyor. Aşırı sağcı olup ırkçılık yapanların yanında aşırı solcu olup çok aşırı ırkçılık yapanlarıda gördüm. 

Bende bunları düşünerek Sivas, Erzincan ,Tunceli, Elazığ illerini ve ilçelerinin çoğunu gezdim. 

Gözlemlediğim konuları sizlere aktarmak isterim. 
Bu dört ilden en dikkat çekici ilimiz Tunceli.
Konum Tunceli olacak. 
23 Temmuz'da Munzur festivalı yapıldı. İşte bende oradaydım. 
Tunceli'nin yedi ilçesini ve ilin tamamını gezdim. 
Kenar mahallelerine gittim oturdum çaylarını içtim.
Herşey muhteşemdi. O konuları daha sonra yazacam. 
Sokaklar tertemiz. Dostlar inanın Avrupa şehri gibi bir şehir olmuş. Ama onların çoğunluk düşüncesini yazmak istemiyorum. Malum konuları çok kaşıyorlar bu konuşmalar kardeşlikten uzak ayrıştırıcı dil onlara zarar veriyor. 
Yüzlerine de anlattım tartıştım. 
Ovacıkta Munzur gözlerini gezdim, günlük dışarıdan bin kişi giriyor. 

Tertemiz bir tane çöp yok. Peçete, kağıt, şişe hiç birşey yok. 
Bu o yöredeki halkın temizliği. 
Takdire şayan idi.
Tunceli merkezde sanat sokağında kahve içerken dikkatlice bakıp, temizlik işçisi kardeşimin bir izmarit için aynı noktaya beş kez süpürge vurdu ve aldı. Sağa sola baktım birtane izmarit yok, toz yok toz. 
Bu belediyenin işi ama çalışan kardeşimin işini iyi yapması işini severek yapmasına bayıldım.. 
Çağırdım rica ettim çay içtik. 
Gelmek istemedi benim ısrarımla oradaki tanımadığım insanın kürtçe konuşması ile oturduk,konuştuk. 
Siyaset bu sokakta konuşuluyor. Basın açıklaması bu sokakta oluyor. Kısaca siyasette bu sokakta dizayn ediliyor. 
Gayet demokratik bir yapıda. 
Devlet düzeni sağlamış fakat hâlâ insanlar dertli. 
Hozata gittim ertesi günü akşam, 
Saat akşamın sekizinde hozata Munzur festivali konseri vardı müthiş kalabalık. Yağmur var ama insanlar dağılmıyor. 
Bende Hozat belediye başkanımız Aydın kaya başkanımızla oturdum, benim eski meslektaşım. 
Sonra sol parti genel Başkan Yardımcısı Değerli siyasetçi Alper Taş hocam geldi. 
Tanıştık uzun uzun sohbet ettik. Manisa'ya selam gönderdiler. 
İkiside yunusemre belediye başkanımız sayın Semih Balaban beyi iyi tanıyorlar, dedikleri semih hoca dünyalar iyisi bir adamdır, manisa için bir şanstır. Kıymetini bilin dediler bana. 
Bende evet başkanımız yunusemre,gönüllü sanki Cenab-ı Allâh özellikle yunusemre gibi hoş görülü bir insanı ilçemize yunusemre belediye başkanı olmasını nasip etti. çok iyidir halk seviyor. Her görüşten insan oy verdi semih hocaya. Dedim. 
Hatta Hocam'a sol görüşlü birine alper ismi verilmesi dikkatimi çekti onu konuştuk. Şakalaştık. 
Zıt görüş muazzam bir sohbet idi tadı damağımda kaldı. 
Orada konser bitti. Sahaya indim böyle birşey görmedim. Herkesin elinde poşet var. 
Dikkat ettim çöp bidonları aniden doldu. 
Herkes kendi pisliğini temizliyor. 
Evet herkes kendi pisliğini temizledi. 
Alanda hiç birşey yok. Ufak tefek çöpleri de hemen dört temizlikçi izmarit kalmayacak şekilde süpürdüler. Hozat belediyesinin çalışan kadrosu 53 kişi
Her ev, her parti ve her kurum kendi pisliğini temizlerse şehirler temiz olur ülke temiz olur. 
Kısacası Tunceli'de izmarit bulmak zor. Sokaklar tertemiz su bol ama israf edilmiyor. Bahçeler kimselere açılıp pislik yuvası yapılmıyor. Çemişgezek, Nazımiye,Pertek yemyeşil sanki cennetten bir köşe. Bir dürüm yaprak döner yediğinde içeceği ile fiyatı 200 TL. Doyuruyor ve artıyor zorla yiyiyorsun. 
Gelelim manisamızla kıyaslamaya. 
Temizlikte asla kıyaslayamayız. Tunceli çok önde. 
Özen gösterilmeli, belediyelere tıpkı Tuncelideki insanlar gibi yardım etmeliyiz.
Bir plan dahilinde anlatmalıyız kahvelerden ve pazarlardan başlanmalı. 
Sokaktaki çocuklardan başlanmalı. Deli projelerim var. 
Neden olmasın ki !! Manisa merkezde iki ilçe birde büyükşehir olmak üzere üçü bir arada çalışıp çok temiz bir manisa yapabiliriz. 
Bunu sayın Yunusemre Belediye Başkanımız Semih Balaban bey farkındalık yaratmak için her hafta yapıyor ama halka inmek lazım anlatmak lazım. 
Bire bir, kahve kahve sokaklarda proje geliştirerek anlatırsak şehrimiz tertemiz olacaktır. 
Sokaklar o şehrin aynasıdır. 
Ne kadar temiz olursa insanlar mutlu olur. 
Bizzat yaşıyorum görüp konuştuğum insanlar temizlikten konuşuyor eleştiri yapıyor. Hemen elindeki izmariti yere atıyor. 
Bizim tartışmamız yeniden başlıyor. 
Oysaki sigarayı içen şahıs sigarası bittikten sonra elinde tutup yürüyüp çöpe atarsa biz başarılı oluruz. Tabiiki ateşini söndürecek. 
Kadın parkta oturıyor,çocuğu dondurma yedi çantasından çıkardığı ıslak mendille çocuğun elini yüzünü sildi ve yere attı. 
Ben yaklaştım, eşimde yanımda sordum.bulunduğumuz alanın  Temizliğini nasıl görüyorsun? dedim. Döndü bana kardeşim baksana etrafa nasıl dedi. 
Bende yaptığı hareketi gülerek kibarca anlattım. Mahçup oldu bana hak verdi. 
Çöplerini topladı ve çocuğa verdik çöpleri götürdü çocuk çöpe attı geldi. 
Bende çocuğa dondurma ısmarladım. 
Çocuk hayatı boyunca bu hareketi unutmaz. 
Yandaki masalarda masadaki lerde gördü kendilerine çeki düzen verdiler. 
Manisa'da izmaritsiz sokaklar adında kampanya yapmalıyız anlatmalıyız insanlara. Bu bilinci aşılamalıyız. Halk olarak hepimize görev düşüyor. 
Tabii belediyelerin desteği ve projeleri ile

Hadi Manisa hadi güzel Manisa halkı biz Tunceli kadar olamaz mıyız? Oluruz. 
Hadi herkes kendini çocuğunu şartlandırsın temiz manisa için. Ele ele kol kola verelim Türkiye'de farkındalık yaratalım. 
Çöpümüzü sokağa değil, çöp bidonlarına atalım. Kampanyası yapalım. 
Birbirimizi uyaralım. 

Kalın sağlıcakla.