Yaşı 50’nin üzerinde olanlar
Eski bayram yerlerinin
İnsanı büyüleyen hilelerle,
Yanıp sönen renkli ışıklarla ve çadır önünde
Çenesi kuvvetli çığırtkanlar ile
Dolu olduğunu bilir.
Gel vatandaş, gel!’
“Hint okyanusunda yakalanıp
Şehrimize getirilen “ DENİZ KIZI”
Çadırımızda!”
Kasnakçılar,
Motorcular, dönme dolaplar
Atlı karıncalar, kayıklar,
Tencere, tava, ütü, bisiklet veren çekilişler.
Bayram yerlerinin parçaları idi.
Her ne hikmetse
Hafızamda en çok, iz düşümü olarak
Kısmet çeken Tavşan kaldı!
Veriyordun paraya,
Tavşan tablada bulunan kağıtlardan
Birini çekiyor, kâğıt açılıp okunuyordu.
“3 vakte kadar
3 kata imarlı yeriniz, 6 kata çıkacak.
Vereceksin iki daire,
Alacaksın 10 daire!”
Bu günleri,
50 sene önceden, öngördü Tavşan.
Günümüzde,
Kısmetçi Tavşanlar kalmadı.
Yerlerini,
“İsteyenin bir yüzü kara
Vermeyen Arap” diyen iki ayaklı
Obur Ankara (Angora) tavşanları aldı.
“Bak arkadaşım! senin yerin
5 kata imarlı.
Anlaşırsak 15 kat çıkacak…
Ancak
5 daire bize vereceksin,
Saadete ereceksin!”
Alan razı,
Veren razı.
Tazı olsan, bu tavşanları yakalayamazsın
Bir şekilde bayırları asıyorlar!
Şehirlerde yapılan imarlar,
Çağdaş kentsel yerleşim,
Gelişim, sanayi, sağlık, alıveriş ve sportif alanlarını
Belirlemek adına değil
Açıktan mal sahibi olma adına yapılıyor.
Tas atıp kolun mu yoruluyor?
Ver malı,
Al yalı!
Herkes imar pesinde
İl’in gelişimine açık
Ne kadar bağ, dağ, bahçe,
Tarla varsa satın alınmış durumda.
Geçir imarı. Ol dedikoduların mimarı!
Deve kuşu bile gelen sesleri
Yani ortam dinlemesi yapma adına
Kafasını kuma sokarken.
Sokaklarda yapılan kulisleri kulak ardı
Yapmak büyük hata.
Ateş olmayan yerden duman tütmez.
İmar geçmeyen yerlerden de,
Çorbanın dumanı!
Ayyuka çıktı imar konusu
Sağır sultan duydu.
İnsan yüzünde ar, astar kalmadı!
Şehir planlanırken arsadan pastalar Gallabi!
Çekinme yok, korkma yok,
Allah korkusu hiç yok!
Bul karayı, al parayı!
Seçilenler, vatandaşa
Hizmet adına değil,
Kendilerini zenginleştirme adına
O koltuklarda işgaldeler.
Eskiden, tavşanlar tabladan,
“kader kısmet” çıkartıyordu
Şimdi,
Siyasiler, şapkadan tavsan çıkartıyorlar!”
Kafalar karışık,
Ağzımız bir karış açık!
İli yönetsin diye seçtiklerimiz
Pazarlık masalarında…
Niye NİYET,
NEYE KISMET!