11-13 Temmuz tarihleri arasında 1998 model eski arabama binerek Manisa'dan ailecek Bursa'ya yola çıktık. Yol üzerinde MustafaKemalpaşa ilçesi sınırlarındaki MustafaKemalpaşa Şelalesi'ne uğradık. Girişte 10 lira ücret ödedikten sonra Şelale Tabiat parkını gezmeye başladık. biz saat 09:00 gibi erken bir saatte buraya gelmiştik. Sabah kahvaltımızı burada yaptıktan sonra gezerken bir bir insanlar akın akın buraya gelmeye başladı. Her gelen 10 kişiden 9'u Surriyeli veya arap uyrukluydu. Hemen hemen hepsinin altında son model arabalar vardı. Ben 25 yıllık 1/4'ünde devlet memuruydumm. Şimdiye kadar böyle bir araba alacak kazanç elde edemedim. 10 yıl kredi ödeyerek ancak evin borcunu ödeyebildim. Savaştan kaçan bu insanlar nasıl 3-5 senede ülkemizde zengin oldu ve bu kadar lüks arabalara biner hale geldi anlamadım.
M.Kemalpaşa Şelalesini gezdikten sonra Bursa Yıldırım'da akraba evine gittik. Bayramlaştık. Geceyi burada geçirdik. 12 Temmuz'da bu sefer Bursa Kent Ormanına gittik. Burada da yüz kişiden 90'ı Suriyeliydi. Kurbanlar kesilmiş etler mangal üzerinde pişiyordu. Bir kez daha şaşkınlıktan baka kaldım.
Bursa Kent Ormanına giriş yasaktı. Dere içinden ormana girip Küreklidere Şalelesine 6 km yürüdük. Küreklidere Şelalesine gelince gözlerime inanamadım. Her yerde ateş yakılıyor. Etler mangalda pişiyordu. Ve Suriye uyruklu kişiler yukarıdan şelaleye gelmişler, bölgeyi bizden daha iyi biliyordu. Türk'lerden şelalede dolaşan insan sayısı neredeyse bir elin parmaklarını geçmeyecek şekildeydi. Her yeri çöplük içindeydi.
Anladım ki o zaman ÖZ YURDUMDA GARİBAN BİZİZ.