Değerli dostlar,kıymetli manisalılar hepinize selamlar saygılar sunuyorum.
Devletlerde devamlılık esastır öte yandan iktidarlar da geçicidir ve siyasete yön veren halkın bizzat kendisidir.
Halkın oyları ile Cumhurbaşkanı seçilip, ekibini kurarak devleti idare eden yetkililer asla halktan kopmamalı çünkü halktan kopmak demek demokraside iktidardan olmak demektir.
Devletin başından tutunda en alt kuruma kadar benim adamım benim valim benim generalim sözleri gibi ayrıştırıcı kelimeler, devlet içinde çalışan insanlarda da ayrıştırmayı ön plana çıkarıyor.
Düşünün bir siyasi parti başkanı seçim propagandası için bir ile geliyor,  o ildeki olan kurumlar zoraki emrivaki hareketlerle çalışanları o mitinge götürüyor.
Gitmeyeni denetliyor ve eline o partinin bayrağını tutuşturuyor akabinde ilgili yönetici, başkan değişince çalışanlar başlıyor birbirlerinin kuyusunu kazmaya ve bu garabet durumun içinde olan en mazlum vatandaşa oluyor.
Devlette gerçek demokrasi olsa herkese kanun eşit olsa kimse kimsenin kuyusunu kazamaz. Bu durumlar ülkemizde büyük bir yozlaşmaya sebebiyet veriyor.

Gelelim cumhurbaşkanlığı yetkisine.
Evet değerli dostlar bir karar çıktı, olağanüstü hallerde tek yetkili Sayın Cumhurbaşkanı olacak.
Karar doğrumu?
Ben doğru buluyorum.
Eskiden bu karar bakanlar kuruluna aitti her ne kadar bakanların böyle karara itirazı olamasada bakanlıkların alt kademesindeki kurumların yazışmaları,mesuliyet ve sorumluluk almak için bazı prosedürlerin yerine getirilmesi elzem oluyordu.
Bugünlerde sınır ötesi operasyon yapılması gündemde olmasına rağmen bölgedeki görevli komutanlardan aldığım bilgilere göre henüz netleşen bir durum ve bir hazırlık yok.
Güneydoğu'da yillarca aktif görev yapıp sıcak çatışmalara katilan ve bölgeyi tanıyan birisi olarak, yaz aylarının askerimizi ciddi zorladığını düşünüyor, Haziran ayında bile başlamasının geç olduğunu düşünüyorum.
Gelelim savaş anındaki yetki tartışmasına.
Cumhurbaşkanı, bu karar ile savaş anında tam yetkili olacak.Fakat kavramsal olarak kendisi bir partinin genel başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı. Yeri geliyor parti başkanı kimliği ile ülkenin yüzde 50 sini karşısına alan demeçler verebiliyor. Bunun ne kadar güven kırıcı bir durum olduğunu ülkecek hepimiz hissediyoruz.
Diğer bir konu savaş anında TSK dan atılan ihraç edilen okulları kapatılan askeri öğrenciler,cemaatlar ile bağlantılı olarak kovulan personeli yedek asker olarak orduya çağırabilecek. Sonra alın silahı girin savaşa! 
Peki sormazlarmı bu vatandaşların ülkesi adına savaşmasını istiyorsanız neden ihraç ettiniz?
Bu personel savaşırmı oda ayrı muamma,küsmüş darılmış,kırılmış haksız yere mağdur olanlar varmıdır? Vardır.
İhraçları hakeden varmı? Oda vardır.
Nasıl birlik sağlanacak cephede senci benci kavgası başarısızlığı getirmezmi.
Sorun çok karar yanlış.
En güzeli partisiz Cumhurbaşkanı olursa bu sorunlar yaşanmaz.
Ülkemizdeki partili Cumhurbaşkanı sisteminin bizim ülkemize uygun olmadığını düşünüyorum.Allah ülkemizi birlikten ayırmasın savaşada sokmasın.Bu konular halk arasında fazlaca konuşulur oldu.Cografya olarak en sancılı ülke bizim ülkemiz. Gidişat nasıl olur hep beraber göreceğiz. Kalın sağlıcakla...