Cennetteki evini, yeryüzüne taşıyan
Havva anamızla, Arafat dağında buluşan
Onlarda göçtü dünyadan, sen mi kalacaksın?
Kırk gün tufana kapılıp, gemiyle gezen
Kocaman dünyayı üç oğluna taksim eden
Dokuzyüz elli yıl yaşayıp, kamıştan ev diken
Nuh peygamber'de gitti, sen mi kalacaksın?
Nemrudun ateşine maruz kalıp yanmayan
Kabe'nin taşlarını oğlu İsmail ile birlikte koyan
Üç kilometrelik yoldan, sofrasına misafir bulan
İbrahim peygamber'de gitti, sen mi kalacaksın?
Bütün mahlukata hükmedip, dillerini bilen
Cinlerin gaybı bildiklerini, akıllardan silen
Karıncanın konuşmasına bile, kulak veren
Süleyman peygamber'de gitti, sen mi kalacaksın?
Kardeşleri tarafından kör kuyulara atılan
Babasının gözlerinden, kanlı yaşlar akıtan
Köle niyetine, firavunun sarayına satılan
Yusuf peygamber'de gitti, sen mi kalacaksın?
Daha doğmadan, babacığını kaybeden
Anneciğim sözünüde, doya doya demeden
Yaşarken altı evladını, elleriyle toprağa veren
Muhammed s.a.v gitti, sen mi kalacaksın?