Evet, değerli dostlar hepinize selamlar saygılar sunuyorum.

Siyasetin hızlı ateşli ve de baş döndüren bir ortamı ile seçime giriyoruz.

Halkımız, nedense genel seçimde bu kadar siyasetin içinde olmamıştı.
Bizlerde, seçmenin bu kadar ilgi duyduğu meraklandığı bu seçimde, insanlarla konuşup ne düşündüğünü, ilgiyle incelemeye başladık.

Seçmenlerle konuşup, yazmak en güzeli deyip, her yerde olmaya çalışıyoruz. Ama adayların o kadar projeleri var ki millet şaşırmış durumda. Neden diye sorduğumuzda bir vatandaşın ağzından bu cümleyi duydum, ilgimi çekti bende yazıma başlık attım.

Bu yazımız, siyasi eleştiri ve halkın sokaktaki konuşmaları. Eleştiri başkan adaylarının projeleri ve yapmak istedikleri ile bağlantılıdır.
Adayların hepsi kişilikli temiz insanlar kimsenin şahsı ve şahsiyeti ile uğraşılmaması dileği ile. 

Tersten başa doğru gidelim.
SATICILAR...
Bana bu üç kelimelik cümleyi söyleyen Manisalı seçmenle Çınarlı kahvede konuşmaya başladık. Bugünkü yazımın başlığını bu arkadaşımız söyledi.
Evet değerli abim başlığımızı tersten açıklama kararı aldığımıza göre bu kelimeyi siz yorumlayın ben yazayım dedim, seçmen başladı anlatmaya.
Satıcılık kelimesini hangi parti için diye sordum AKP adayı dedi.
Neden? diye sorduğumda, aynı parti, aynı aday, aynı başkan, öylemi diye bana sordu bende evet dedim.
Neden?
Kardeşim bu başkan döneminde satılmadık yer arsa kaldı mı dedi git köylere dağa taşa satılmadık yer yok. Oradan gelen paralar nereye gitti köylerde hayvan otlatacak yer kalmadı bitirdiler, bitirdiler dedi.15 senedir oturduğumuz bağ evlerinden para istiyorlar. Siyekli köyünde hayvanlarımızın yol güzergahında güneş panelleri koydular mera bırakmadılar köylerimizde.
Baktım köylülere hepsi mağduru oynuyor. Büyükşehir belediye başkanı ile Elele verip bizi bitiren başkan. 
Hatta; şöyle bir şey duydum Yunusemrede Akçaköy diye bir köy var orada yaşayan Halil İbrahim eserin Yunusemrede bir evi var oğlu oturuyor, oğlan genç pekte bilmiyor babası oğluna soruyor oğlum evin vergisini veriyor musunuz diye soruyor, oda evet diyor baba tamam diyor. Aradan zaman geçiyor, Akçaköy deki Halil İbrahim’e bir yazı adamın 1,200 bin liralık traktörüne faizi ile birlikte haciz koymuş mevcut yönetim.
Adam uğraşıp duruyor oysa köylünün öküzü traktörüdür haczedilemez diye kanun var.
Oğluna soruyor baba diyor gelen faturalarda bakıyordum ÇTV vergisi ÖTV vergisi yazıyordu ya ben onu sanmıştım.
Genç bilmediğinden bu adam uğraşıp duruyor.
Halil İbrahim diyor ki ya bana bir evrak gönder gelip ödeyeyim neden haciz işlemi yaptın diye dert yanıyor. Hatta bir Suriyeliler Yuntdağlarına yerleşecek dedikodusu var doğrumu bilmem ama o zaman biz Yuntdağı Yörükleri tamamen boşaltalım gidelim diyor.

Anlaşılıyor ki seçmen buna benzer konulardan rahatsız ondan her yeri satan bu döneme satıcılar diyor vatandaş köy sohbeti ile.
Köylü adam, kendince tespitini yapmış siyaset herkes bir şey söylüyor eleştiri yapıyor. 

RANTÇILAR...

Bunlar kim neden rantçılar diyorsun bunlar da İYİ Parti'nin adayı neden diye sordum.
Bakıyorum adayını inceledik ne yapar ne eder diye bu yaşa kadar gelmiş hiçbir iş yapmamış, sadece Bozköy’de bir kafe açmış yürütememiş, satmış.
E ne var bunda? dedim satar adam.
Bak, herkesin can atıp Bozköy’de kafe açmak için mücadele verirken, kafesi olan, hiçbir işi olmayan insan neden satar kafeyi.
Su, kahve börek, çörek fiyatı belli su kaynatıp satıp para kazanamamış satmış. Başka işi olsa tamam deriz oda yok adam koskoca Yunusemre’yi nasıl idare eder.
O kendi sorunu dedim seni beni ilgilendirmez.
Evet ama belediye başkan adayı ise herkesi ilgilendirir siyasetçi oldu ise başkan adayı ise ben seçmenim araştırmak eleştirmek incelemek benim hakkımdır.
Diyor vatandaş.

Birde etrafına bakıyoruz araştırıyoruz etrafında kendisi ile gezen ekibi gözü dikmişler mevcut Yundağlarının satılacak yerlerine öyle anlıyorum diyor konuşulanlarda böyle, kazanırsa eğer bir daha gelmemek üzere ne gerekirse yapar giderler diyor insanlar.

Tabii bunlar halkın görüşü bilemem doğrumu yanlış mı kazanırlarsa o zaman seçmenin dediği olur mu olmaz mı göreceğiz.

Ama vatandaşın bu görüşünden yola çıkarak bir anımı anlatayım.
İyi Parti'nin başkan adayı için. Bir gün Yundağı Çamlıca’dan Manisa'ya gelirken arabasını durdurdu bir sigara içeyim dedi çektik yolun kenarına yanındakilere dönüp bak dedi başkan olursam tam bu tepeye bir ev yaptıracağım bizim yorgunluğumuzu atacağımız yer olsun.
Bahsettiği yer Manisa'yı tepeden görüyor hemen altı Bağyolu Göleti, manzara da süper.
Birde aynı noktadan baktığınızda mevcut AKP’li başkanın yaptığı irfan evleri var oradan net görünüyor.
Biz orda oturmayız bizim mekanımız burası olacak şimdiki emek ve yorgunluğunuzu o zaman atarsınız dedi.
Ben şaşırdım adam daha başkan olmamış hayallerine bakar mısın biz neredeyiz dedim kendi kendimi sorguladım.
Köylü seçmen tespitte biraz haklımı ne diye düşünmeden edemedim.

Tabii her şey fikirde kalır kimse eyleme geçmediğinden olur mu olmaz mı bilmem kazandığı zaman göreceğiz.

HALKÇILAR...

kim bu halkçılar dedim, sen halkçı mısın, devrimci misin bey efendi neden böyle konuştun.
Hayır ben Atatürk milliyetçisiyim dedi. Takip ediyorum ülkede, nere satılsa satmayın diyen CHP’liler var. Dışarıdan gelen madencilere yer satılır, yapmayın satmayın diyen bu halkçılar. Doğada katliam yapılır yine bunlar karşı çıkar. Sonuç ortada Erzincan İliç.
Orman kesilir yapmayın kesmeyin ülkemizin ormanlarını diyenler yine bu halkçı insanlar, sonuç ortada.
Manisa'da Sümer fabrikası satıldı, takip ettim sağcı, milliyetçi, ülkücü kimseyi görmedim ya yapmayın Manisamız için bu fabrika bir kazançtır diyen hiç görmedim. Yine sahnede muhakemeye bu halkçıları gördüm. Sonuç ortada.
Şimdi Yuntdağlıların arsaları meraları, satılıyor yine bunlar bağırıyor satmayın diye.
Yine sonuç ortada hiç hayatımda CHP ye oy vermedim, geçen CHP adayının bir çalışmasını gördüm insanlar sordular başkan kazanırsan irfan evleri çok eleştiri almıştı ne yapacaksınız dedi bir vatandaş. Oda yapılmış yapılmıştır iyi veya kötü yıkacak halimiz yok, benim hanla, hamamla, sarayla geçirecek vaktim olmayacak. İnceleyeceğiz uygun bir şekilde oraları halkımızın hizmetine sunacağız dedi. Bayıldım bu söze. ama bunlardan sonra oy vereceğim diyor insanlar. Halkın takibi ve kararı baş üstüne diyoruz.
Bakalım görelim Nisan biri.
Halk ne derse o olur.
Bunlar halkın düşüncesi ve eleştirileriydi...

Kalın sağlıcakla.