Ekmek 8 tl,
Peynir 200,
Çay 100,
Et 350,
Bir büyük 450 tl.

Mal zamlandıkça
Millet gamlandıkça
Sado mazosist bir keyif aldığımız
Söylenebilir.

Acıların çocuğu yazgısı,
Kaderimizde var.
Başkaları yaşasın
Kendi sürünsün.

Kendimiz dışında 
Başkalarına acıma duygumuz epey gelişmiş.
Yarım papuç,
Kısa pantolan,
Yırtık gömlekli haline
Bin şükürcü.
“Medine dilencisinden bir gömlek aşağıdayız!”

Yüzyıllardır şükür etmeyi belletti
Rubani takım.

Ağızlardan hiç düşmeyen “şükür”
Kelimesi.
Diyanet işleri başkanın altında
Zırhlı Mersedes.
Ne yaman çelişki.

Bir el bir balda 
Bir yağda iken

Kuru ekmeğe talim telkinleri
Caiz değil.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz.
Helaller bize haram oldu.
Sevaplar günaha evrildi.
Vatandaş dualarla iki seksen
Yerlere serildi.

Kul hakkı zul hakkına dönüştü
Millete verdiler talkımı kendileri
Yuttular salgımı.

Ev kiraları en az 8.000 tl iken
Reva mıdır 7.500 tl emekliye
Vermek?

Dayan dis ile boş mide ile
Rezil rüsva etmeyin bizi
Diyorsanız, tamam da;

Ne ağızda diş kaldı.
Ne mide.

Dişlerimiz tek tek söküldü
Girmeyince kursaktan aş, mide kendi
Kendine küçüldü.

Ağzımız vardı konuşamadık
Dilimiz var Dünya nimetlerini tadamadık.
Midemiz var,
Tıka basa doyamadık.

ÇOK ŞÜKÜR!
Ölmeden gördük açlığı sefaleti sürünmeyi.

Çile bülbülüm çile 
Nakaratından sonra ALLAH! Kelimesi
O kadar içten o kadar samimi dışa vurum ki,
Sığınacağı şikayet edeceği tek yüce 
Makama haykırış olarak ortaya çıkıyor.

Kanun, nizam, vicdani adalet
Ar, namus çekip gittiler
Meydan namussuzlara kaldı

Vatandasın sırtından inmiyorlar.
Hey güzel Allah’ım
At arabasının arkasına takılanları ihbar eder
Gibi ihbar ediyorum sana.

“ ARKAYA KIRBAÇ”