Hayat akıp giderken gör ardı ettiklerimizin arasına duygular da dahil oluyor maalesef. Çoğu zaman duygularımız bize zor anlarımızda yardım eli uzatandır.
Hayır dediğimizde evet diyen, olur dediklerimize olmaz diyen bir iç ses kimi zaman da kararlar alırken içimize sinmeyen huzursuzluk hissi belirir karmaşıklıkları anlamak ve en kestirme yola girmek için. İşte tam bu noktada bu sesleri ve hisleri duysak da dinlemekte zorlanır hatta görmezden geliriz. Bunları yapmamızın bir takım nedenleri var bazen toplumsal bazen de psikolojik.
Bir insan için beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlar kadar önemli olan bir diğer ihtiyaç kabul görmektir. Sosyal destek ve kabul görmek ruhen de yaşamda var olmamızı besler. Bu 2 faktör gereğinden fazla önemsendiğinde bir takım sorunlar kaçınılmaz olmaya başlar. Bazen toplumsal desteği görebilmek adına katılmadığımız düşünceleri onaylıyor ve kendimizi bunlara uyarlıyoruz. Kendi fikirlerimizin üstünü örtüyor ve olmadığımız bir benliğe bürünüyoruz. Kendimiz gibi olmadıkça ve böyle kabul göremeyeceğimizi düşündüğümüzde git gide gerçek benliğimizden uzaklaşarak yarattığımız sahte benliğe soyunuyoruz. Gerçek benlik kaybedildikçe kişi kendinden uzaklaştığı için boşluk hissi ve anlamsızlaşma yaşar. Her insanın ulaşacağı en üst basamak kendini gerçekleştirmek iken yaratılan sahte bir benlikle bunu yapmak imkansızdır. İnsanın kendi olamadığı her yer gurbettir. Her ne kadar kabul görmek, toplumsal desteği almak için yola çıksan da kendinden uzaklaşır insan ve yabancılaşır.
Bazen yüzleşmek insan için ağırdır. Kişinin yoğun duygulara maruz kaldığı deneyimler acı verdikçe birey farkında olmadan bunları bastırma eğiliminde olur. Beynin bizi duyguların yoğunluğundan korumak için yaptığı bu halı altına süpürme işlemi kısa vadede güzel gibi gözükse de uzun vadede duygusal sağlığa zarar verecektir. Tabiki rahatsız edici deneyimler gerçekleştiği gibi yüzleşmek, çözümlemek ve devam etmek açıkçası yapabileceğimiz bir şey değil. Her birey sorunlarla farklı biçimlerde başa çıkar ve yüzleşme, kabul etme uzun süreleri alabilir. Yaşanan fiziksel ve psikolojik semptomlar bireyin bastırdığı duyguların zarar vermeye başladığının sinyalleridir ve artık yüzleşme zamanı gelmiştir. Birey bastırdığı duygularla yüzleşmekten korkar çünkü acı çekeceğini düşünür. Elbette acı olabilir ama yüzleşmemenin yarattığı acı yüzleşmekten daha ağırdır. Biraz canınızın yanmasına izin verin ki canınızın yanması geçsin.