Romantik ilişkilerde, aile ilişkilerinde, arkadaşlık gibi farklı ilişki türlerinde yakınlık durumu farklılık gösterir. Bu yakınlık iki birey arasındaki güçlü duygusal bağları, fiziksel yakınlığı, iletişimi ve güveni kapsar.

Yakınlık, deneyim ve paylaşma içeren duygusal yatırımlarla yoğunlaşır. Özellikle romantik ilişkiler içerisinde partnerlerin fiziksel temas ve cinsel çekimleri de yakınlığa doğrudan etki eder. Sağlıklı ilişkilerin temelinde yakınlık vardır.

Yakın ilişkiler ne kadar heyecan verici olsa da kaygı ve korku hissedilebiliyor. Başka birine karşı duygusal olarak yakınlaşmak ve derin duygusal bağlar kurmaktan endişe duymak yakınlık korkusu olarak tanımlanır. Sağlıklı bir ilişkide ön koşul, kuvvetli duygusal bağlardır. Duygusal yakınlığı tarafların birbirine şeffaf olması ve duygusal ihtiyaçlarına cevap vermelerine paralel olarak düşünebiliriz. Ancak yakınlık korkusu yaşayanlar ilişkilerinde derin bağlar kurmaktan kaçınır ve duygusal olarak savunmasız olmamak için mesafe koyma eğilimde olurlar. Bu durum da romantik ilişkilerde de arkadaşlık ilişkilerinde de problemlerin yaşanmasına neden olur.

Yakınlık ve bağlanma arasındaki ilişkiye baktığımızda bireyler ebeveynleriyle geliştirdikleri bağlanma stillerini yetişkinlik ilişkilerine de taşıyor. Yakın bağlar kurmak evrensel bir ihtiyaç olsa da bireylerin kendileri ve başkalarına yönelik düşüncelerinin değişmesinden dolayı yakın bağlar kurmaya yönelik tutumları da değişecektir. Buradan yola çıkarak bağlanma ve yakınlığın bağlantılı olduğunu düşünebiliriz. Üzerinde duracağımız kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinde yakın olmanın getireceği olumsuzluklardan korunmak için ilişki kurmaktan kaçınılır. Kaygılı bağlanan bireyler sevilmeye ve desteklenmeye kendilerini layık görmezler. Kaçıngan bağlanan bireyler de yakınlık ve sosyal temas ihtiyacını savunucu şekilde reddederler. Yakınlık ve sosyal temasa ihtiyacı olmayan olumlu benliğe sahiptirler.

Yaşanan travmalar, ayrılık ve terk edilme korkusu, bağımsızlık isteği gibi faktörler yakınlık korkusunun nedenleri arasında sayılabilir. Bu korkuyla baş etmek adına öncelikle kendi duygularınızın farkında olmanız ve anlamanız gerekmektedir. Öz farkındalık geliştirmek, iş birliği ve samimi iletişim kurma çalışmaları yakınlık korkusunu aşmada etkili olacaktır. En etkili yöntem tüm bunlar bir yana bir profesyonel destek alarak öz-değer ve öz-farkındalık yönünde çalışmalar yapmaktır. Her problem fark edildikten sonra doğru aşamaların izlenmesiyle çözüme kavuşur bu sebeple terapi bunları fark etmenin en etkin yoludur.