Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.
George Orwell 1984


Etki ajanı, bir ülkede kamuoyunu veya karar alma süreçlerini etkilemek için konumlarını kullanarak başka bir ülke için faydalı sonuçlar üreten kişileri tanımlamak için kullanılan tartışmalı bir terimdir.

Etki ajanlığının, tartışmalı olması ne olduğu belirsiz kapılara çıkan durum olmasından kaynaklıdır. Yazının devamında daha net göreceğinizi düşünüyorum.

Aslında yazıyı 3 aydır yazmak isteyip ertelememin sebebi de şartların biraz daha olgunlaşmasını beklemek içindi.

Ülkemiz gündeminde,  özellikle çocuklar üzerinden yaşananları düşündüğümde Etki Ajanlığı yasasının ardındaki gerçeklerin gölgede kalacağını biliyordum. Öyle de oldu nitekim.

3-5 gazeteci ve milletvekili dışında çok kimse dile getirmedi

Peki, nedir bu Etki Ajanı yasası?
 

Türk Ceza Kanununa eğer kabul edilir ise en yeni yasalardan biri olacak. Aslında kanun içeriğinde yer alan en önemli detay da herhangi bir araç kullanarak (sosyal medya, you tube yayını, televizyon yayını vb) yazdığınız yazı, konuştuğunuz konu eğer Devleti, Hükümeti ilgilendiriyor ise hemen incelemeye alınarak değerlendirilecek.

Toplam 23 maddeden oluşan kanun teklifinin 16. maddesine göre, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yapılan değişiklikle casuslukla ilgili yeni bir suç ihdas edilecek.

TCK'nin "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" bölümüne eklenecek maddede, "Devlet güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilir" ifadeleri kullanılıyor.

Eylem "savaş sırasında veya askeri hareketleri tehlikeye sokacak bir süreçte işlenmiş" ise bu ceza 8 yıldan 12 yıla kadar çıkabiliyor.

CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, konuya istinaden açıklama yaparken bundan sonrası için her muhalif kişinin casus olarak suçlanacağını da iddia etti.

Yasa teklinin içeriğinde askerlikten emekli olan üst rütbelilerinde televizyon programına çıkarken Milli Savunma Bakanlığından izin alarak bu yayınlara katılabileceği öngörülüyor.

Toplumsal sorunları dile getirmeyi umduğumuz her kanalın önünü tıkayacağını düşündüğümüz bu yasada gazeteciler içinde oldukça önem teşkil eden bir konu.

Türkiye'nin önde gelen basın meslek kuruluşları, 22 Ekim'de yayımladıkları ortak açıklamada düzenlemenin "basın özgürlüğü için ciddi bir tehdit" olduğu uyarısında bulundu.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Geçtiğimiz Mayıs ayında 9’uncu Yargı Paketi taslağında yer alan ve tepkilerle geri çekilen bu düzenleme, şimdi farklı bir torba yasa teklifi kapsamında yeniden karşımıza çıkmıştır. Bu yasa, iktidar eleştirisini bastırmak ve gazetecilik faaliyetlerini hukuki belirsizliklerle dolu bir alan içine itmek amacıyla oluşturulmaktadır. Etki ajanlığı' kavramının ceza kanununa eklenmesi, basın özgürlüğünü ciddi bir tehdit altına sokan bir adım olup, 'iç ve dış siyasal yararlar aleyhine', 'yabancı organizasyon' ve 'savaş etkinliği' ifadelerinin getirdiği muğlaklık, bu düzenlemenin her türlü gazetecilik faaliyeti üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıdığına işaret etmektedir.

"Bu düzenleme, gazetecilerin mesleklerini icra ederken her an 'etki ajanı' olarak damgalanma riski ile karşı karşıya kalacakları bir ortam yaratacaktır."

Türkiye’de bu açıklamalar olurken dünyada durum nasıl diye baktım.

2012'de Putin, etki ajanlığına benzer bir kanun maddesi getirdi. Batılı analistler Putin'in muhalefeti ve sivil toplumu engelleme girişimi olarak adlandırdılar. 2015'te de Rusya'da ‘istenmeyen kuruluş yasası’ geçti. Rusya, antidemokratik uygulamalarıyla dünyada başı çeken ülkelerden birisi haline geldi. Gürcistan da Rusya'nın izinden giderek yasayı tanıdı.

Etki Ajanlığı yasasında toplumu tedirgin eden en önemli durum soyut kavramlar üzerinden suç unsuru teşkil edecek durumların olmasıdır.

Örneğin sosyal medyanız üzerinden ekonomik koşullar hakkında yapılan bir paylaşımın altına ne yorum yaptığınızın önemi büyük olacak. Olumsuz bir yorum halinde etki ajanı yasası esas alınarak 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası alabilirsiniz.

Kısacası yasanın soyut kavramlar taşıdığını söyleyebiliriz.

Sizce, Anayasanın 26. maddesinin 1. fıkrasına göre “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar ilkesi bu yolla kırılacak mıdır?

Otokrasilerin çoğunda, muhaliflerin ve farklı düşüncedeki kişiler sistemli baskıya uğrar; örneğin, onları hapse atmak veya öldürmek gibi uygulamalara maruz kalırlar. Otokrat üzerinde hiçbir kontrol olmadığı için, gücü kötüye kullanma olasılığı oldukça yüksektir. Bu yasanın tüm detayları ile otokratik anlayışa denk geldiğini söylemek sizce yanlış mı olur?
Biz her şeyi konuşabildiğimiz, saygı sınırları içinde tartışabildiğimiz, toplumun sinir uçları ile oynanan her konuda fikirlerimizi beyan etmeyi ve kamu yararı için çalışmayı öngörüyoruz.

Yasadaki suç unsurlarının muğlak olması nedeni ile tekrar gözden geçirilmesi temennimizdir.

Sağlıkla Kalın.