Ülkemizde en çok yaşanan olaylardan biri de özellikle sportif başarısızlıklarda “fatura kesme “ olayıdır. Bu konuda futbol branşında en kolay fatura da teknik sorumlulara kesilir.
Bu sezonda şu ana kadar 9 teknik sorumlu ile yollar ayrıldı. En son olarak ta TFF 1.lig temsilcisi Manisa Fk’da benzer bir şey yaşandı.
Bu değişime 5 haftalık kayıptan sonra belki biraz da hava değişimi olsun diye anlamlı bakılabilir.Tabiki teknik sorumlu arkadaşımızın uzun süredir Manisa Fk’da olması da göz önüne alınarak….
Bu olayların yanında lige başlamadan hiçbir şey yokken, akşam yattım, sabah kalktım şeklinde yapılan değişiklikler….
Bunda çok büyük fikir ayrılıkları ve teknik direktörün yetki alanına müdahale edilmesinde ayrılık hariç.
Ülkemizde kısa sürede ve hemen istenen üst düzey başarılar da öyle kolay olmuyor. Avrupa ülkelerinde bu tür başarılar kısa vadede 3 yıl, orta vadede 5 yıl ve uzun vadede de 10 yıldan aşağı olmuyor.
Ancak ister amatörde, ister profesyonelde işin çilesini çeken ve temeli kuran teknik sorumluyu keyfi olarak, ne yönetici, ne kulüp başkanı, belediye başkanı, hele de futbolcu ya da futbolcular istedi diye yollamak öyle kolay olmamalı.
Futbolu bilenden çok herkesin bildiği, konuştuğu, ahkam kestiği bir ülkede bu tür nahoş olaylar maalesef antrenör arkadaşlarımızın sıkça başına geliyor. Bu konuya resmi yoldan da artık bir çözüm bulunmalı.
Ülkemizde hele bir teknik adamı yollayıp, hiçbir diploması olmayan futbolcuya takımı teslim etmeye de artık pes…
SON SÖZ
Artık keyfi uygulamalara bir “DUR” denme vakti…
Ciddi yaptırmaların olmaması(sadece sözleşmeye yazılırsa!) bazı antrenörlerin de nahoş tutumları da kulüp yönetimlerinin cesur olmasını sağlıyor ve antrenörlerini çok kolay görevine son veriliyor…
Bunun önlenmesi için yapılabilecek birkaç öneri ise,
Etik kurallar devrede olmalı, ciddi yaptırım ve cezalar verilmeli.
Antrenörlüğe ulaşmak o kadar kolay ve basit olmamalı.
Sayının artmasının bir faydasının olmadığı bilinmeli ve zırt pırt kurs açmamalı. (Sadece Manisa’da 550 antrenör, fakat 140 kulüp var!)
Kulüplerimizin KISA vadede başarı ve günü kurtarma yerine sistem üzerine kafa yormaları şart.
Piyon antrenörlüğe son verilmeli.
Bu işi yapmak isteyen herkesin aynı yoldan ve basamaklardan geçmesi de dünyada nasılsa ülkemizde de aynı olmalı.
Çünkü, bin bir zorlukla alınan diplomalar dükkanda, markette satılmıyor.
Masa başı ve siyaset ile antrenör arkadaşının yerine gelen ömrünün uzun olmayacağı eninde sonunda kendisinin de aynı akibeti yaşayacağını unutmaması. Aldığı vebal de ayrı!!
İyi ve Sağlıklı Günler.