Geçtiğimiz hafta iki farklı ülkeye giriş yaptım. İki ülke de vizeden muaf olduğumuz ülkelerdi. Ancak görünen o ki, Türk vatandaşları olarak artık yurtdışına seyahat etmemiz çok zorlaştı. Youtuber Deniz Pehlivan’ın, e-vizeleri olmasına rağmen Meksika uçağına alınmaması haberlere konu olmuştu. Ve benim de bu yolculuğa çıkmadan önce en fazla duyduğum şeyse, dönüş biletiniz yoksa Türkiye’ye geri gönderilme meselesi.
Ben bu olanları dikkate alarak dönüş biletimin çıktısını ve kalacağım yerlerin rezervasyon çıktılarını almıştım. Ve ilk durağım olan Tiran Havaalanı’na vardım. Arnavutluk polisinin ilk sorduğu soru; “Arnavutluk’a ilk gelişiniz mi?” oldu. İkinci sorusu, “Arnavutluk’a gezmek için mi geldiniz?” Bu iki soruya, “Evet” dedikten sonra belki artık soru sormayı bırakır diye düşünerek, “Az İngilizce biliyorum, üzgünüm.” dedim ancak yine de sormaya devam etti. Üçüncü sorusuysa, “Arnavutluk’ta kaç gün kalacaksınız?” ve son sorusu, “Dönüş biletiniz var mı?” sorularını yönelttikten sonra “6 gün.” cevabını verip dönüş biletimi gösterdikten sonra nihayet “Hoşgeldin” kelimesini duyunca içim rahatladı.
Her vatandaşımız gibi ben de bu yolculuktan önce Türkiye Cumhuriyeti, Dışişleri Bakanlığı sitesinde, “Arnavutluk’a seyahat edecek vatandaşlarımızın dikkatine.” yazan kısmı okudum. Koyu renklerle, “Sınır Polisi’nin bir gerekçe göstermeden (verilen cevaplardan tatmin olmaması durumunda) ülkeye girişi reddetme yetkisi de bulunmaktadır.” kısmını okuduktan sonra daha fazla stres yapmaya başlıyorsunuz.
Yaptığım rotaya göre sadece bir gün sonra Karadağ gidecektim. Arnavutluk-Karadağ sınır kapısına geldiğimde içimde yine bir stres oldu. Burada Karadağ polisi bana iki soru sordu. Birincisi, “Nereye gidiyorsun?” ve ikinci sorusuysa, “Ne iş yapıyorsun?” Budva’ya gittiğimi ve işimi anlattıktan sonra pasaportumu kenara ayırıp iki dakika beklettikten sonra pasaportuma mühürü vurup geçmeme izin verdi. Ancak çok uzun süren iki dakikaydı. Arnavutluk’a geri gönderirse ne yapacağım düşüncesi, sadece yaşayanların anlayacağı türden bir stres...
Arnavutluk ve Karadağ, bizden en az 20-30 yıl daha geride olan ülkeler olmalarına rağmen birçok vatandaşımızı zorlayıp Türkiye’ye döneceğine ikna olmadıkları vatandaşları geri gönderebiliyorlar. Schengen vizesine ret oranları ilk defa bu denli yüksek seviyeye ulaştı. Bu yazıyı yurtdışına herhangi bir sebepten dolayı çıkmak durumunda olan vatandaşlarımızın dikkat etmesi için yazıyorum. Türk pasaportunun saygınlığının arttırılması konusunda Dışişleri Bakanlığı’mızın harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Artık bir şeylerin değişmesi dileğiyle...